Bursaspor, doğru başkan, doğru yönetim, doğru hoca, doğru kadro, doğru altyapı planlaması ile Süper Lig Şampiyonu oldu.
Başarının ve şampiyonluğun tesadüf olmadığının ispatı ise son yıllarda diğer dört şampiyonun yapamadığını başarması ve beş kez üst üste Avrupa kupalarına katılmasıdır.
Altyapı fabrikası, futbolcu üreticisi şampiyon Bursaspor’u yıkmak kolay olmadı elbette…
Ne Ali Ay’ın ne de Daltonların diğer üyelerinin tek başına Bursaspor’u yıkmaya gücü yetmezdi.
İbrahim Yazıcı’dan sonra Başkan olarak kim geldi ise Bursaspor’dan bir şeyler aldı götürdü.
Parası gitti, tapuları gitti, BSTV gitti, Yeşil Bursa’sı gitti, en fazla da Vakıfköy’ ün ruhu gitti.
Tribünler bile Bursaspor ruhunu, nane ruhu veya tuz ruhu ile karıştırıp Vakıfköy’ den çıkan bu takıma hizmet eden üstüne transferde milyon dolarlarca para kazandıran evlatlarımıza hain muamelesi yaptı.
Divan Kurulunu, kongre üyelerini ve hatta basını da bu faturaya ilave etmeden olmaz.
Oysa futbolun ruhu, altyapıdan yetişen evlatlarına giderken ve her zaman kahraman gibi davranan Porto’daki gibi Ajax’daki gibi anlayışla beslenir ve yaşamaya devam eder.
Son iki sene gelen yönetim bizi tahta manyağı yaparak çanımıza son otu da tıkadılar.
Elinde yetişmiş genç evlatlarını aç bırakıp, Pertev ve gibileri sayesinde adını kimsenin bilmediği futbolculara yüzbinlerce dolar saymak için ya aklından zorun vardır ya da çorbadan payın vardır.
İki yıldır dilimde tüy, kalemde mürekkep bitti yemişim tahtanızı diye!
Ligde kalalım gençleri mağdur etmeden, yakmadan pişirelim ve seneye hazır edelim dedim ama tahta manyaklarını inandıramadım.
O gençlerin ruhunu bitiren bizleriz, onları hainlik ile suçlayanlar ayağı düz basarsa en fazla 10 sene para kazanacak çocuklara haksızlık ediyor.
O gençler hain değildir.
Gelecekleri peşindedirler...
Ve hainleri uzaklarda aramaya kalkmayın pek çoğunun fotoğrafı kulüp binasında asılı duruyor.
Ve bugün yine aynı senaryo yazılıp aynı oyun sahnelenmek isteniyor.
Yıllardır İsmail Ertekin gelsin diyenler muratlarına erdiler ve takımın en başına getirdiler.
İsmail Hoca ne yapacaktı?
Yabancılar kural gereği gittiğine, kiralıklar toz olduğuna, tahta kapalı olduğuna göre genç fidanlarımızı motive ederek, onların özlük haklarını koruyacağı sözü vererek bir takım hazırlayacaktı.
Peki ne yaptı?
Gençler muhatap bulamayıp birer birer giderken o futbolcu kerameti kendinden menkul, skandalların adamı Özer Hurmacı ile ağabeylik için flörte başladı.
Yahu! Bir gıdım aklınız olsa, birazcık öngörünüz olsa idi
Bize dünya kadar para kazandıran ve o aralar boşta gezen bu memleketin çocuğu Volkan Şen’i kaprislerine rağmen sahaya sürüp en az 8-9 puan fazla alarak , bir puanla düştüğünüz kümede kalırdınız.
Nereden mi biliyorum?
Adana Demirspor performansına bakın anlarsınız.
Ama sizi iyi tanıyorum.
Bu kez neden süper lige çıkarmadı diye çocuğa yine küfür ederdiniz.
Özer Hurmacı ve saz arkadaşları ile anlaşırsanız onların nargile tezgahları sayesinde ardınızda kimse bulmazsınız ve onlarla ligi tamamlayamazsınız diye yazarken bir İsmail Ertekin darbesi daha geldi.
İsmail Efendinin arzusu üzerine (KESİN BİLGİDİR) Bursaspor Altyapı Koordinatörü Hakan Çenkçiler’in işine son verildiği bilgisini aldım.
Hakan Cenkçiler’in ne kadar büyük günahları (!) olduğunu herkes gibi ben de biliyorum.
Varlıkta yoklukta altyapıda yıllarca çalışarak yetiştirdiği onlarca futbolcunun şuan Süper Lig dahil liglerde oynadığını mı yazayım?
Orayı bırak kulübede sana ihtiyacımız dediklerinde emir kabul edip kulübede cengaver gibi savaştığını mı yazayım.?
Git dediklerinde sessizce ve adam gibi kendine yakışır şekilde ayrılıp tek kötü kelam etmediğini mi yazayım?
Gel dediklerinde ama deyip naz etmeden Bursaspor’un emrindeyim dediğini mi yazayım?
Kimsenin makamında gözünün olmadan b planı yapmadan görevini yaptığını mı yazayım?
Bir adamın bu kadar günahı ve bu takımın bilgisiz başkanı, basiretsiz yönetimi, eyyamcı futbol direktörü varsa Hakan Cenkçiler gibilerini sadece kovmak yetmez, sallandıracaksın.
Son olarak klavye şövalyelerine ve yönetime bir çift sözüm olacak.
Hala program yaparak siyaseten nasıl kurtuluruz üzerine ahkam kesiliyor.
Hatta reis isterse direkt Süper Lige çıkabiliriz diyen futbolcu eskileri var.
Pandemi’de düşmek bile kalktı ama gökten şey yağarken bizim başımıza bir şey yağdığını unutanlar ham hayaller kuruyorlar.
Sanki işadamları kulübe destek olmuyor gibi bir algı yaratmak peşindeler.
İş alemi pandemi dahil bütün krizlerde bile Bursaspor’un yanında oldu.
İş insanlarına iş bildikleri için iş insanları diyorlar.
Onlar baldırı çıplakların parayı ver biz harcayalım, bitince yine ver ama nereye harcadığımızı sorma demesinden bıktılar.
İş insanlarını suçlamak yerine nereye ne verildiğinin hesabı verilse, ve hatta onların yönetim bilgisine başvurulsa çok güzel şeyler başarılırdı.
Mesela Başkana paranız yok pulunuz yok futbolcular birer birer kaçıyor tahtanızdan başlatmayın onları elimizde tutmaya kafa yoralım derlerdi.
Başkana Hakan Cenkçiler’i göndermek için yönetim tecrüben, futbol liyakatın var mı diye sorarlardı?
Etin ne budun ne boyundan büyük işler kalkışma derlerdi.
Bu fatura ödenmezse ihbarname sana değil, seni oraya getiren başkana kesilir aklını başına al derlerdi.
Bu yazısı bir kenara not edin, sezon sonunda görüşürüz hayatta çok yanıldım ama Bursaspor ile öngörülerimde hiç yanılmadım.