Uzaktan çörek kokuları gelse; birde o çörekleri anneler yapsa; cevizli, haşhaşlı üzeri yumurtalı, çörek otlu...
Bu günlerde doğup büyüdüğüm yerlerde buram buram yemek kokuları sarmıştır her yanı...
Annem babam yaşasaydı eminim uçuverecektim köyüme!
Çünkü bayramlar büyüklerimiz ile anlam kazanıyor, anne babanın hayır duaları koruyor, onların varlığı bayram sevincini yaşatıyor, gönüllerini aldığımızda mutluluğun tadına varıyoruz.
Bayram sabahları, evler her zamankinden daha pırıl pırıl olur.
Eşyaların toz olmadığı, kırlentlerin hiç bozulmadığı, yerlerin kirlenmediği, her yer sanki limon kolonyasıyla silinmiş gibi ferah ve iç açıcı...
Bayram sabahının cıvıltılı kahvaltısına kuşlar bile eşlik eder, günün havası bahar kokusunu kıskandırır.
Çay demini huzurdan, evde yapılan börekler baklavalar lezzetini annelerin elinden alır.
Arife gününden baş uçlarına koydukları gıcır gıcır ayakkabı ve elbiseler rüyalarını süsler çocukların...
Bayram şekerleri, lokum, leblebi bir de üzerine harçlık varsa değmeyin çocukların keyfine!
Ailenin erkekleri Bayram namazına düğüne gider gibi özenli temiz pak giyinip giderler namaz sonrası bayramlaşmayı merasim ciddiyeti ile yaparlar.
Anne babaların evlat torun yolunu bekleyişi, akrabalara hal hatır sormalar, "el öpenlerin çok olsun" demeler, dilekler ve daha bir dolu heyecanlı ayrıntılar!
Tüm zorlukları ve yaşam mücadelesini bir kenara bırakıp üç günlüğüne de olsa zamanı durdurup heyecanlı ayrıntıları, unutulanları, tükettiklerimizi içtenlikle yaşayalım.
Annelere, babalara, evlatlara, dedelere, babaannelere, anneannelere, halalara, teyzelere, amcalara, dayılara, abilere, ablalara, sımsıkı sarılalım ki, her sarılış bir sonraki bayramda da tekrar şeker tadında gelsin.
Dargınlar barışsın, kırgınlıklar unutulsun, herkes birbirine bayram çiçekleri dağıtsın.
Bir kaç dilim baklava "tatlı yiyip tatlı konuşmanın" kapısını açsın.
Tek tek sarılan sarmalar bütün eşi dostu akrabaları sarsın bütünleştirsin.
Kırk yıllık hatırı ölümsüzleştiren kahve, bayramın özelliğini pekiştirsin.
Bir telefon kadar uzağımızdakilere hatırlandıklarını, unutulmayacak olmalarını hissettirelim.
Hayat o an için dursun ve biz o anları doyasıya yaşayalım, sevmenin sevilmenin cennetini yaşatalım.
Cennet denilince aklımıza yeşil kuşların uçtuğu, sayısız, türlü türlü meyve bahçelerinin bulunduğu, gürül gürül ırmakların aktığı, çiçeklerden çevrili evlerin olduğu yer geliyor.
Şu anda yaşadığımız dünya da ise cennet; paylaşımın vermiş olduğu huzur, güvenle selamlaşabileceğimiz evler, sokaklar, şehirler!
Sevgi ve saygıyla bakan gözler, anlayışla söylenen sözler, birbirini kucaklayan İnsanların var olduğu her yer cennettir.
Gelin kalbimizi kirden kinden yıkayalım, gelin bir olalım soframız şen olsun, bereketimiz artsın, gelin gönlümüzü huzura sevgiye cennete doyuralım.
Bayram bizi kucaklasın, biz bütün insanlığı…
Özlemlerin bittiği, saygı ve hoşgörünün arttığı, düşlenen adil bir dünyanın gerçekliğini, sevdiklerimizle birlikte geçireceğimiz güzel günleri ümit ediyor, umutlara tutunarak nice anlamlı bayramlar diliyorum.
Ağzınız tatlı, bayramınız kutlu olsun.