Bilecik Söğüt’te üç gün süren bu yıl 741'incisi kutlanan Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenliklerine davetli olarak katıldım.

Öyle günler yaşıyoruz ki; kaybolmaya yüze tutan geleneklerimizi, yitirdiğimiz hoş görümüzü ve siyasetçilerimizin yeşermesi için bir damla su dökmekten aciz olduğu umutlarımızı yanıma alıp Büyük Bilge Şeyh Edebali’ye kendimizi şikayet etmek için gittim.

Ertuğrul gazi ‘yeEY OĞUL SABRETMESİNİ BİL. VAKTİNDEN ÖNCE ÇİÇEK AÇMAZ. ŞUNU DA UNUTMA; İNSANI YAŞAT Kİ;  DEVLET YAŞASIN.” diyen…

Ve Osman Bey Kayı Boyu Beyi olarak başa geçince ona devleti ve görevlerini öğreten Şeyh Edebali’ye gittim.

Her biri iyi insan, iyi millet, iyi yönetici olmanın altın anahtarları olan yüzlerce öğüdünü okudum.

 Bir başka ol ki oğul, dimdik durasın, çiğnenip ezilmeyesin diyordu.

       Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.       Bir Göz ol ki oğul... İyilik göresin peşinden yürüyesin.       Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.       Eğer kendini başkalarıyla kıyaslar durursan ya mutsuz olursun, ya da kendini beğenmiş olursun. Çünkü her zaman senden daha iyi ya da daha kötü birileri olacaktır.       Bey memleketten öte değildir. Bir savaş yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya dinlenmeye hakkımız yok çünkü zaman yok süre az.       Sabır, kara bir dikeni yutmak ve diken için parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır.       Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki toprağın tavda olduğunu bilebilsin.       Geçmişimi iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini şaşırmayasın.       Faydalı ile faydasızı ayırt edebilenler, bilgi sahibi olanlardır.Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı. Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

Öğütlerinin hepsini satır satır okudum…

Karanlık sevdalıları bizi,  bize o kadar yabancı kıldılar ki; Aristo’nun, Sokrates’in, Platon’un üç beş sözünde keramet ararız ama Şeyh Edebali gibi bir ilim güneşinin ışığını yeni nesillere aktarmakta güçlük çekeriz.

Neden?

Çünkü Türk Milliyetçisi olmak üç beş sloganın içine sığdırılabilecek kadar kolay değildir.

Bizim siyasetçilerimizin de zorla zoru olduğu için hep kolayı seçerler.

Türkiye’nin yedi iklim dört köşesinden Türkmen Birlikleri Söğüt’te toplanmıştı.

Üç gün süren programda karakucak güreşleri, cirit oyunları, kurulu her Türkmen çadırının önünde etkinlikler ve benim katılmadığım Kıraç konseri ile erken dönüşe geçtiğim için yiyemediğim şifalı Türkmen Pilavı dağıtımının yanı sıra cumartesi akşamı izlediğim Türkmen Dernekleri Federasyonunun seçimli kurultayı vardı.

Başkan İrfan Tatlıoğlu ve ekibi güven tazeleyerek yola devam etti.

Bursa BŞB de açtığı çadırda Bursa’yı temsilen orada idi.

Pazar günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa’ya geçerken Söğüt’e uğrayacağı ve konuşma yapacağı programda olduğundan, Bilecik’te Eskişehir Emniyeti destekli yoğun güvenlik önemleri alınmıştı. O kadar ki; eğitim noksanı olan genç polisler basının görevlerinden habersizdi. Cahille tartışmanın faydasızlığını Şeyh Edebali’den öğrendiğimden koy verdim gitti.

Bursa’nın dernekleri ve  BŞB dışında orada olmamasını belki de haberlerinin bile olmamasını yadırgadım.

Pazar sabahı Bahçeli’nin Söğüt ziyaretini programdan çıkardığını öğrendik ama ben zaten oraya Şeyh Edebali ve Ertuğrul Bey için gitmiştim.

Cumhurbaşkanlığı Hükümeti de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından temsil edildi.

İyi ki gitmişim diyorum.

Bursa’ya döndüğümde MHP Mitinginin başladığını ve Güney Marmara’ nın topladığı mitingin kalabalık olduğunu sosyal medyadan takip ettim.

Cumhurbaşkanlığında seçime dokuz, kış aylarında geçime iki ay kala, bırakın yolsuzluk iddialarını, tek bir ekonomik söylemin dile getirilmemesinin vatandaşın dikkatinden kaçmadığını altını kalınca çiziyorum.

Şeyh Edebali ne diyor?

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!

Siyasi aktörler ve figürler bu sözü kırk gün kırk gece okuyup üzerine kafa yormadıktan sonra ne Konak meydanındaki Tarkan konser destekli coşkusu, ne Yenikapı Mitingi kalabalığı ne de Gökdere Meydanındaki nüfus sayımın hükmü olmaz!

Bu kış zor geçerken o ittifak cici,  bu ittifak kaka diye iki lafın etrafında dönüp duran siyaset bundan ziyadesi ile nasibini alacaktır.

Nokta!