1920-1950 arası yıllarda sigaranın kanser yapmadığı, hatta reçeteye tütün yazıldığı ve sigara içen “doktor” fotoğraflarının reklamlara konu olduğu, “doktor” görünümlülerin sigara konusunda nasıl çarpıtma bilgiler verdikleri sigara şirketlerinin sicilini ortaya koyar.
Aslında bugün de bu yaklaşım hiç değişmemiştir. Ancak eskisi gibi açıktan açığa olmasa da çok daha sinsice her türlü pazarlama faaliyetleri devam etmektedir.
Çünkü yüksek kazançlar elde eden sigara şirketleri ülkelerindeki siyasilerini, bürokratlarını istedikleri gibi manipüle etmişler, etkilemişlerdir.
Sigara yasaklarının en temel nedeni, sigara içen iki kişiden birinin ölüm nedeninin sigara olması ve tiryakilerin sağlık harcamaları, iş gücü kayıplarının devlete olan maliyetinin sigaradan elde edilen vergi gelirlerini aşmaya başlamasıdır.
Ancak bu tablo bile sigara şirketlerini agresif pazarlama yöntemlerini uygulamaktan alıkoymamıştır.
Sigara Şirketleri En Nitelikli Elemanlarla Çalışırlar…
Sigara şirketleri dünyanın en yetenekli kimyagerleri, ruh bilimcileri, iletişimciler ve pazarlamacılarıyla çalışırlar. Güçlü lobi çalışmaları hep devam eder.
Sigara içinde zaten var olan binlerce doğal zehre karşılık, üretim aşamasında kullanılan etil alkol, yakıcı hale gelen dumanının nefes borusunda oluşturduğu tahribatın acısına karşı uyuşturma sağlar.
Alkol etkisiyle onca zehri algılayamadığından gırtlak kanseri olan tiryaki sayısı hiç de az değildir.
Kullanılan gliserin ile sigara dumanı daha kolay ciğerlere iner.
WC’ ler de de kullanılan amonyak, tütün ile işleme girerek dil üzerinde oluşan kötü tat, kokuyu temizler. Kullanılan benzeri birçok kimyasallar ile sigara raf ömrü ve nikotinin etkisi arttırırken insan sağlığı hiçe sayılır.
Tiryaki ne zaman strese girse otomatik olarak bir sigara yakar!
Sigaranın zararlarından bahsetmek, tiryakilerin sigaraya yönelmesi için bir nedendir.
Çünkü sigara, tiryakinin sinir ucudur; hassas yeridir.
Onun sigarayla sorunu hiç bitmez…
İngiltere kaynaklı bir araştırmada, kanser hastalarını ziyarete gelenlerin diğer birimlere göre çıkışta oldukça daha fazla sigara içtiklerini, bina çıkışı yerlerdeki ve çöp kovasındaki fazla izmaritler gösterir.
Sigara nedeniyle kanser olan yakınlarını görmeleri, tiryakilerin kendi sonlarını fark etmelerine neden olur; bu bir stres nedenidir.
Ve bir sigara yakarlar!
“Sakın sigara içme” sözleri ve sigara paketleri üzerinde sözde uyarıcı “sigara sağlığa zararlıdır” cümleleri birincisi ters psikoloji yani karşıtlık nedenidir.
İkincisi, tiryaki yaşadığı stres ile sigaraya yönelme davranışı sergiler.
Yaşı ne olursa olsun tüm insanların kendilerini yönlendirene, akıl verene, emredene, kısıtlayana, yasak getirene karşı tepkileri olur.
İnat eder ve zıt davranır ki bu durum ters psikolojinin konusudur.
Sigara paketleri üzerinde yazılmış, AB ülkeleri kaynaklı sözler ve uyarıcı fotoğrafların aslında ters psikoloji yaratması kaçınılmazdır.
Sigaraya karşıymış gibi alınan tedbirlerin gerçekte sigaraya yönelttiği bilgisi oldukça nettir.
1987'de ABD'de 3300 öğrenciye bir anket yapıyorlar.
O zaman Amerika'da alkol kullanma yaşı 18’dir.
Ve kullanımı 21 yaşına çıkarıyorlar. Bu yaşa kadar alkol yasaklanır.
Ve bu uygulamanın etkisini ölçmek için araştırmalar yasak sonrası ters psikolojik etkiyle 21 yaş altı alkole yönelmede %6’lık bir artış olur!
Olaylara ne anlam yüklediğimiz ne hissedeceğimizi ve ne olacağımızı belirler.
Sigara Bıraktırmada Doğru Yöntem Nedir?
Sigara bıraktırmada sonuçta iki temel yaklaşım öne çıkar.
Birincisi sigara içme nedeni, yanlış bakış açısını üreten beyin yıkamanın ne olduğu, illüzyonun ne olduğunun anlaşılmasını sağlamak.
İkincisi de sigara içmeyen mutlu insan olmaya odaklanmak.
Bu amaçla kazanımlara odaklanarak güçlü duygusal motivasyon oluşturmak.
Ör: Takımını defalarca şampiyon yapan bir menajer sporcularında gelecekle ilgili olumlu hayali hep canlı tutmuştur.
Şampiyon olurlarsa elde edecekleri şan, şöhret para pul gibi hazza yönelik hedefleri canlı tutması, güçlü duygusal motivasyon oluşturduğunu ifade eder.
Acıdan kaçan ve hazza koşan insan psikolojisini iyi değerlendiren sigara üreticileri oldukça başarılı olmuşlar, en iradesi güçlü ve en bilinçli insanları, doktorları, öğretmenleri dahi tiryaki yapabilmişlerdir.
Sigara içmeye devam ettiren psikolojiyi ters yüz ederek bıraktırmak için de kullanabiliriz.
Yani sigara içince değil bırakınca gelecek güzel günlere odaklanmak, kazanımların ne kadar çok olduğunu ve hayatının geri kalan bölümünde sigarayı içmeye devam eden sen ile içmeyen sen arasındaki farkın düşünülmesini sağlamak sigarayı kafadan atmayı, kafada bitirmeye yardımcı olacaktır.
Sigara sinsi tuzağının tam olarak anlaşılması ve karşı hamlenin yapılması olarak da özetleyebiliriz.
Sigaraya neden başlanır?
18 yaşına gelinceye kadar ortalama 120 bin kez duyulan ve sorgulanmayan yanlış inançlar, illüzyonun temelini oluşturur. Olumlu beklentiler oluşur.
“Sigara keyif verir, sigara konsantrasyonu arttırır, sigara stres azaltır; rahatlatıyor…” sözleri yanlış inançları ifade eder.
Sigara içen ebeveynler, öğretmenler, sevilen güvenilen ve rol model olanların etkisi önemlidir.
Ayrıca her ağladığında, tek sorun açlık olabilirmiş gibi meme verilen bebeklerde sonraki dönemlerde her sıkıntıya girince ağza götürülenlerin çapa etkisi yapmasından da bahsedebiliriz.
“Sigara beni rahatlatıyor”
Halbuki iki tane sigara içenin nabzı ve tansiyonu yükselir.
Rahatlama, sakinleşme ise tansiyonun normale inmesi ile mümkündür.
Sigara tiryakilerinin yıllar geçtikçe sakin olmaları daha da zorlaşır.
Sakinliğini kaybeden, nabzı yükselen birisinin rahatlaması mümkün müdür?
Amaç sadece sigarayı bırakmak değil amaç mutlu bir içmeyen olmak...
Bunun için sorunun zihinde çözülmüş olması gerekir.
Sorun neredeyse çözüm de oradadır!
Sorun zihinsel, o zaman çözüm yeri de zihindir!
Yani doğru psikolojiye neden olan düşüncededir.
Örneğin uyanık iken her saat başı nikotin krizine girdiğimiz halde, gece boyunca 6-8 saat uyuyabiliyorsam, 10-15 saatlik uçak yolculuğunda hiçbir eksiklik hissetmeden yolculuk yapabiliyorsam, ramazan aylarında son iftar saatlerinde son beş dakika hayat zindana dönüyorsa bunun sebebi biyolojik değildir, zihinseldir.
Ve zihinsel olanın çözümü de zihinsel olmalıdır.
Bağımlılık bir beyin problemidir!
Bazı kimyasalların çok küçük dozunun tek kullanımda dahi bağımlılık yaptığını biliyoruz. Mesela morfin gibi.
Morfin ve benzeri uyuşturucular gerçekten de çok etkilidir. Ve bazı insanları ilk kullanımdan itibaren kendisine köle yapabilir. Fakat mesela ameliyat geçiren birçok hasta ameliyat sonrası ağrılarının azaltılabilmesi için çok daha yüksek dozlarda, çok daha yüksek saflıkta morfin ve benzeri madde alırlar.
Bazen günler boyunca morfin vb ilaçlar alan bu kişiler genellikle hastaneden bir madde bağımlısı olarak çıkmazlar.
Acaba neden?
Madde aynı madde, insan aynı insan olduğu halde neden hastanedeki insan bağımlı olmaz da dışarıda bu maddeleri deneyenler hızla bağımlı olurlar?
Bunun gibi akla gelmeyen garip soruların tek bir cevabı vardır.
Bağımlılıklar bir beyin sorunudur.
Not: LifeBursa'da yayınlanmış olan 11.02.2022 tarihli “Haydi şimdi son sigaranızı yakın!” başlıklı makalem sigara konusunda yanlış inançların ve çelişkilerin farkına varmamızı sağlarken kanser çubuğunu zihnimizden silmemizi kolaylaştıracaktır.
https://www.lifebursa.com/yazarlar/hakki-gulec-21/haydi-simdi-son-sigaranizi-yakin-62332
Allen Carr Sigarayı Bırakmanin Kolay Yolu Türkçe Dublaj - YouTube