Bursaspor’un özellikle şampiyon olduktan sonra yaşadığı büyük kayıplar hep dikkat çekiciydi.
Süper Lig’de şampiyon olundu. Hem TFF’den hem de Şampiyonlar Ligi’ne direkt gruplara kalındığı için kulübün kasasına UEFA’dan milyonlarca Euro girdi.
Ardından alt yapıdan kazanılan yıldızlar para ve kulübü yönetenlerin şahsi çıkarları için satıldı. Kulübün kasasına yine milyonlarca Euro girdi.
Bugüne geldiğimizde, kazanılan paraların kasada durması gerekirken karşımıza bugünkü borç dağı çıktı.
Sahi bunca gelire karşın, borcun Uludağ’ın zirvesine kadar artmasını sorgulamayan bizler, şimdi nedendir bilinmez bir anda iç hesaplaşmaya girdik. Adeta kendi kendimizle kavga eder hale geldik
Taraftar Platformu olarak yapılan açıklama bir Bursalı ve Bursasporlu olarak beni yaraladı.
500 Milyonu aşan bir borç varken, Hüseyin Akdemir gibi ünlü bir iş insanının borçları öğrendikten sonra geri adım attığı bir kulübe sahip çıkan Erkan Kamat’ın tek başkan olarak seçime girecek olması bazı çevrelere neden böylesine rahatsızlık verdi anlayabilmek mümkün değil.
Aslında günümüz birlik günü olmalı.
Ne kişileri, ne de Bursaspor sevgisini yaymak, üye sayısını arttırmak için uğraşan BURKÜP’ü kamu oyunun önüne bir deklarasyon ile atmak hiç şık bir davranış değil.
Hepimizin bu kadar büyük borç batağında takımına sahip çıkan Erkan Kamat’a sahip çıkılması gerekirken, biz birbirimizi neden yeme, yok etme uğraşı içerisindeyiz.
Bana göre Bursaspor’un bugünkü başarısızlığındaki en büyük etkenlerin başında da bu geliyor.
Biz takımımıza ölesiye tutkulu insanlarız. Tamam. Ama tuttuğumuz takımımızı severken öldürdüğümüzün maalesef farkında bile değiliz.
Bursaspor hak ettiği yere gelebilmesi için özellikle bu pandemi döneminde, tüm gelirlerin kapandığı, sponsorların bile ortalardan kaçtığı bir kulüp olarak kenetlenmemiz gerekirken, biz neyi paylaşamıyoruz doğrusu onu merak ediyorum.
Artık taraftar grupları da bir düşünsünler, kişisel hesaplaşmalarını bir kenara bıraksınlar ve takımlarının yanlarında olsunlar.
Bu ayrışmalar sonucunda, siyasiler bile Bursaspor Kulübü’nün yanında olmuyor.
Bizler Bursaspor olarak bütünleşir ve dik durursak, semt takımları değil, en büyük futbol kentlerinden biri olarak biz süper lige çıkarız.
Bunun için ‘birlik’ şart. Ve en önemlisi birbirimizi yemeyi bırakmalıyız.