Süper Lig şampiyonu olan bir takım Türk Futbol tarihinde ilk kez 2. Lige düşerek kırılması güç bir rekora imza attı.

Bunda şampiyon başkan unvanını alan merhum İbrahim Yazıcı’dan sonra gelen tüm başkanların köyü yönetmelerin inanın inanılmaz katkıları var.

Erkan Körüstan, en büyük gelirlerin selde edildiği Recep Bölükbaşı, Ali Ay, Mesut Mestan, Erkan Kamat, Hayrettin Gülgüler-Emin Adanur’un maalesef bu çöküşteki katkıları fazla.

Başkanlar mı yaptı, yoksa yönetimdeki arkadaşlarımı yaptı bilemiyorum. Ancak kasasında 25 milyon TL’nin üzerinde bir para alan kulüp, bugün hem TFF 2. Ligi’ne düştü, hem de kasasındaki borç 1 milyarı geçti.

Aslanda Bursa olarak sorabileceğimiz tek soru bence;

ŞİMDİ NE OLACAK

Olmalı.

Evet, Şimdi Bursaspor’u yaklaşık dört aydır yöneten Ömer Furkan Banaz başkanlığındaki yönetim mi, yoksa inanılmaz transfer paraları ödeyen, kulübü inanılmaz bir batağa sürükleyen Hayrettin Gülgüler başkanlığındaki, ekibin liderliği yapan Emin Adanur mu?

Eskilerin tabiriyle Delikli yüz para etmeyecek yabancı ve yerli futbolculara bol sıfırlı sözleşmeler yapan, ardından takımdan ayrılsa bile sözleşmesindeki ücretleri Bursaspor Kulübü öder maddesi koyduran o dönemin uydu başkanı mı?

Bursaspor kendi bağrından çıkardığı Vakıfköy Futbol Akademisi’nden çıkan gençleriyle bir önceki sezon harikalar yaratmış, hakem hataları olmasaydı belki play-off oynayacaktı.

Hatta play-off oynarken, karşılaşma sabahı uçakla maça gidilmemiş, takımda yine kaos çıkartılmamış olsaydı belki Süper Lig’de olacaktı Bursaspor.

O başarılı gençleri kovanlarda, menajerle takımın içini çöplüğe döndürenler, Bursaspor’un ağırlığını bilmeyen, formanın değerini bilmeyen isimleri doldurdular kulübün içerisine.

Sonrasında ne oldu;

Şimdi bütün Bursa biliyor.

Senin Royal Hastanesi Bandırmaspor ile ligde var oluş mücadelen var.

Ne yazıktır Bursasporlu futbolcular bu maçın zorluğunu düşünmek, mücadele zinde çıkabilmek için dinlenmek yerine, hem de ilk onbirde oynayan sözüm ona tecrübeli isimler kendilerini içkili eğlenceli yere atıyor.

Nasılsa buranın neresi olduğunu herkes biliyor.

Sonuçta bu yüreksizler mangası maçı kazanabilmek için sahada çaba bile harcamıyor.

Sonuç 4-2’lik yenilgi. Ve kahrından ağlayan Bursaspor ile yatıp kalkan sayıları 30-40 bine yaklaşan taraftarlar.

Zaten bu kentte yaşayanların büyük bir bölümü İstanbul’un maalesef üç semt takımının taraftarı.

Bursaspor umurlarında bile değil.

Onlar tuttukları takımı geçerek alınan şampiyonluk nedeniyle hala kin kusan insanlar.

ŞİMDİ NE YAPMALI

Bursaspor yönetim kurulu şimdi ne yapmalı?

Yeni yasa başkanı ve yönetimi bağlıyor.

Bundan sonra bunca borcun içerisine kim girip kulübe başkan olmak ister bilemiyorum. Olmak isteyen çıkarsa onların niyetleri zaten belli değil mi?

Şimdi Bursaspor’u kurtarabilmek için gelecek planları yapılmalı.

Son yıllarda transfer yasakları nedeniyle gözde olan Vakıfköy Orhan Özselek Akademisi’ne yatırım yapılmalı.

Tüm Türkiye daha önceki yıllarda olduğu gibi detaylı taranıp, yeni yetenekleri bulup takıma kazandırmak önemli.

Hatta, buranın daha da gelişmesi için, yatırımlar yapılmalı.

Burada en büyük görev taraftarlarımıza düşecek.

Sabır gösterecekler.

Takımın hemen ligleri her yıl atlaması beklemeyecekler.

İyi temeller atılır, kendi bünyenden yetiştirdiğin isimlerle yoka çıkarsan, mutlaka en büyük hedefine ulaşırsın.

Ancak bu yol hem uzun, hem de meşakkatlidir.

Bunun için sabır ilk maddedir.

Yönetime maddi açıdan Bursa’daki tüm kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, kenti yönetenlerin herkesin destek vermesi şart.

Aynı 2010 yılından önceki kent ile kulüp bütünleşmesini, birlikteliğini yakalayabilirsek, sonuca ulaşmak o kadar uzun zaman almak.

Bunun içinde mali disiplin şart.

Ancak aklanmayan ve kulübü inanılmaz borç batağına sürükleyen o dönemlerin de çok iyi irdelenmesi şart.