Bursasporlu oyuncular sezon boyunca "sahada oynayanları tenzih ederek ki; onlarda üç-dört altyapıdan yetişmiş çocuktan başkaları değil" sahada değil tribünlere, sosyal medyaya ve foto objektiflerine oynadılar. Takımda "sezon sonu hiçbir şekilde bu takımda oynamayacağım, ister oynatın isterseniz de satın" diyebilecek ama affederseniz s*çtığı bok daha Özlüce Tesisleri'nden şehrin lağım hattına düşmemiş topçudan aynı odadaki kadına biri çıkıp, diğeri giren futbolcuları da duyduk.
Yazacak ve çizecek çok şey var. Ama büyük bir travmanın ardından hemen alelacele karar alıp gerçekleştirmek çok zor. Önümüzdeki hafta Menemenspor maçının ardından tüm akıl baki düşünce ile kararlar alınacaktır.
Bugün bir spor yazarı veya yorumcusu olarak değil, bir Bursaspor taraftarı olarak şu ifadeleri kullanmak istiyorum.
Sizin giydiğiniz kramponun...
Antrenman yaptığınız topun....
İdmanda giydiğiniz yeleğin...
Attığınız pasın...
Yaptığınız duvar pasının...
Attığınız taçın...
Yaptığınız faulün...
Çektiğiniz şutun...
Düştüğünüz ofsaytın...
Refleksinizin...
Attığınız çalımın...
Girdiğiniz yalancı ikili mücadelenizin....
Yaptığınız gölge baskının...
Kullandığınız kornerin...
Yedek kulübenizin...
Oynayacağınız topun...
Profesyonelliğinizin...
Futbolculuğunuzun...
Attığınız-yediğiniz golün...
Sosyal medyalarınızın...
Verdiğiniz pozların...
Galibiyet arzunuz, prim beklerken ki arzunuz kadar olamadı....
Yazıklar olsun, Bursa'dan içtiğiniz su, Bursa'dan yediğiniz yemekler haram zıkkım olsun...