Sezon başı transfer tahtamız kapalıydı.
Siyasiler başta olmak üzere, kentin büyük bölümü Bursaspor'a sırtını çevirmişti.
Başkanlık için kimse aday olarak ortaya çıkmıyordu.
Sonrasında Erkan Kamat geldi ve başkanlığa aday oldu..
Yönetimini oluşturup seçime girdi ve kazandı.
Transfer tahtasının açılması için gereken para oldukça yüksekti. Yani Erkan Kamat ve yönetiminin bu işin altından kalabilme şansları yok gibiydi.
Şehirden, belediyelerden, sanayi odasından da destek yoktu. Herkes yöneticilerin adını duyduğunda kapılar adeta duvar oluyordu.
O zaman doğru yol tercih edildi ve Türkiye'de bir sembol olan Vakıfköy'e gözler çevrildi. Taraftarlar da inanıyordu ve sloganlar bile 'İkinci şampiyon Vakıfköy'den çıkacak' şeklindeydi.
İyi de olmuş.
Teknik kadrosundan futbolcusuna kadar herkes buradan yetişmiş.
Hepsi savaşmasını iyi biliyor.
Geçtiğimiz sezon olduğu gibi, bu sezonda gençlerle başladık. Ancak takviye yapılma imkanı yoktu. Herkesin yüzünü parasızlık yere düşürmüştü.
Bursaspor Kulübü'ne gelen bütün gelirler temliklere, hacizlere gitmesi rağmen maaş almadan oynadı yeşil-beyazlı futbolcular. Hatta personel bile eve götürecek ekmeği olmadan çalışmalarını sürdürdüler.
Birkaç tecrübeli dışında, Cüneyt, Aykut, Onur, Burak Altıparmak, Özer Hurmacı ve Emirhan Aydoğan dışında ligde mücadele veren isimler değildi. Yaşları 17 ile 19 arasında değişiyordu.
İyi mücadele ettiler işin doğrusu. Öne geçtikleri birçok maçı tecrübesizlikleri nedeniyle kaybettiler. Yenilirken inanın bir tek Ümraniyespor maçı hariç hiç te kötü oynamadılar. Kazanmaları için ibre hep onlara dönüktü.
Gençler gerçekten sahaya yüreklerini koydular.
Belki paraları yoktu ama onların gururları vardı ve onun için oynadılar.
İkinci yarı öncesinde birçok futbolcu gitmek için bir hamle yaptı. Bugüne kadar sessiz kalan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile BTSO Başkanı İbrahim Burkay devreye girdi.
İkinci yarı öncesinde futbolcuların 1 milyon 100 bin TL tutarındaki bugüne kadar ödenmeyen transfer taksitleri, maaşları ve diğer alacakları hesaplarına yatırıldı.
Antalya'da iyi bir hazırlık kampı geçirildi.
Şu bir gerçekti, gençler artık rakipleriyle başa baş mücadele etmeyi öğrenmişlerdi.
Buna birde hakemlerin artık sahada Bursaspor'u ezmek yerine gerçek düdükleri çalmaya başlamalarıyla her maçın akışı da değişti.
Adana Demirspor gibi ligin transfer rekortmeni bir takımı hem de evinde yenmek büyük bir işti.
Bu gençler onu başardı.
Bunu yaparken takım olmayı öğrendiklerini tüm Türkiye'ye gösterdiler.
Onların sahadaki futbolu öylesine büyük keyif veriyor ki Türkiye'deki reytingleri Bursaspor'un gençleri sürekli olarak alt üst ediyor.
Bu da ister istemez bana ve benim gibi Bursaspor sevdalılarına gurur veriyor.
Beni inanıyorum ki takıma sırtını dönen Bursalılar artık, gelen güzel sonuçlar sonrasında Bursaspor'a yüzlerini dönmeye başladılar.
Evet;
Bu genç kramponların alacakları için başlatılan prim ve kulübe destek kampanyalarına büyük-küçük demeden herkesin katılması şart.
İnanın bunu yaparsak bu sezon herkesin hesaplarını alt üst eden bir takım oluruz.
Haydi Bursa, şimdi Bursaspor'a destek olma zamanı.
Bursa'nın havasını suyunu kirleten, trilyonlar kazanan sanayiciler şehrinizin tek takımına artık sahip çıkma zamanı geldi de geçiyor.