Tartışma demek, kavga etmek, şiddet uygulamak demek değildir.

Tartışmanın yapıcı olması ve tarafların birbirlerini daha iyi tanımasını sağlayacaktır.

Tartışmanın yapıcı olması için karşınızdakinin kendi görüşünü tam olarak ifade etmesine izin verin.

Sadece anlattığını dinlemek bile onun kendisini psikolojik rahatlamasını sağlar.

Muhatabınızın şikayetini 2-3 kere ifade etmesini sağlayabilirseniz, onun bütün yüklü duygularını ifade etmesini sağlamış olursunuz.

Tartışma esnasında cevap vermeden önce bir duraklayın.

%100 galibiyet aramayın.

Muhatabınız haklıysa bunu ifade edin.

Yani burada gurur devreye giriyor.

İnsan gururunu ezdirmek istemiyor.

İnsanlar çoğunlukla haklı çıkma gayretindedir. Bu yüzden tartışmalarda %100 galibiyet arıyoruz.

Tartışmanın amacı ego savaşı değildir.

Tartışma kendi benliğimizi, egomuzu ortaya koymak değildir; odaklanacağımız yer problemin çözümüdür.

(İki cümleyi birbirine bağlayan "ama" bağlacı yerine "bununla birlikte" sözlerini kullanın. Çünkü, "ama" kendisinden önce gelen cümleyi önemsizleştirir. Sözleri önemsizleşen kişiyi savunmaya yönlendirebilir ki, bu iletişimi kötü etkiler.)

Ayrıca eleştirel bir dil "sen dili" yerine kendi duygu ve düşüncelerimizi ifade eden sonu "m" harfi ile biten kelimeler "düşünüyorum" gibi "ben dili" kullanıyoruz)

"Evet ... demek istiyorsunuz anlıyorum. Bununla birlikte ben de ... anlatmak istiyorum" tekniğini kullanın.

"Evet bu konuda haklısınız, bununla birlikte bir de şu da var ki .... Olabileceğini düşünüyorum"

"Evet bu konuda haklısınız sizi anlıyorum... demek istiyorsunuz bununla birlikte diğer yandan..." diyerek onu destekleyerek kötü hissettirmeden konuşmanın sürdürülmesi önemlidir.

"Evet sizi anlıyorum ... demek istiyorsunuz; ben de sizin sağ duyunuza güveniyorum ve bana hak vereceğinizi ümit ediyorum çünkü nasıl siz ... rahatsız olduysanız, ben de ... dan rahatsız olmuş durumdayım. Bu konuda beni anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum"

Not: "Ama/ ancak/ fakat sözcükleri kendinden önceki cümleyi önemsizleştirmesinin yanında, öz eleştiri ya da değişen durumlarda kullanılabilir.

"O gün öyle düşünüyordum ama artık olaya farklı bakıyorum"

Kendi Görüşünüzü Doğru ve Ilımlı İfade Edeceğiz.

Tartışmada sesinizi yükseltirseniz "ben haklıyım" ı çok vurgularsanız, hakaret ederseniz, ılımlı olmaktan uzaklaşırsınız.

Ilımlı olmaktan uzaklaşılırsa ne kadar haklı olduğunuz anlaşılsa da, karşıda savunma ve direnç oluşturabilirsiniz.

Tartışmanın en kritik noktası, ılımlı olabilmektir.

Ilımlı Olan Tartışmayı Yönetmeye Başlar.

Ilımlı olabilmek yetenekli, aklı başında, anlayışlı olunduğu ve duygu kontrol becerisi olan, tepkisel değil, etkisel* izlenimi verirken süreç yönetimi ılımlı olana geçer.

Muhatabınızın Onurunu Kurtarmasına İmkan Tanıyın

Aslında açmaza dönüşen, kısır hale gelen tüm tartışmalar ve kavgalar kişilerin kendilerini haklı görmesinden veya göstermeye çalışmasından kaynaklanır.

Eğer muhatabınız haksız çıktıysa onu ezmeye çalışmayın; onun onurunu kurtarmasını sağlayın.

Yani "Senin böyle davranmana hangi şartlar neden olmuştur? Bunu da anlamak isterim. Mutlaka seni böyle davranmaya iten ve o an için haklı nedenlerin vardır; buna inanıyorum." sözlerinizle ezmek değil hoşgörüyü yücelten bir tavır sergilerseniz güven ve sempatiyi arttırırsınız.

Tartışma esnasında yüksek ses kullanmak meseleyi çözmeyecektir.

Mevlana'nın dediği gibi; "yağmurladır çiçeklerin açmasını sağlayan gök gürültüleri değil..!" O yağmur ki ne kadar sessiz sakin ve ılımlı yağmaktadır...

Eğer konu açmaza giriyorsa ve çözüm çıkmayacaksa, konuyu daha sonraya bırakmak gerekebilir.

"Şu an biz bu işe ara verelim; bir sakinleşme düşünme süreci tanıyalım kendimize, belki danışacağımız yerler de olabilir."

Bilmeliyiz ki sıkıldığımız gerildiğimiz bir konuda sorunu orada çözmek zorunda değiliz.

Yani çayın demlenmesini bekler gibi konunun zaman bırakılarak, olgunlaşmasını, duygu baskısının hafiflemesini sağlamaya, daha mantıklı hareket edebilmeye ihtiyaç olabilir.

Özetlersek: Sesimizi yükseltmek, hakaret etmek, haklı çıkmak, mat etmek ve ezmek, tartışmayı açmaza sürükleyecektir.

Muhatabımızı hiç dikkate almadan, sadece kendi doğrularımızı ortaya koymak bir çözüm değildir. Tartışmalarda halden anlayan, ılımlı davranan, etkin dinleyen*, bekleyen, sakinleştiren olmayı bilmek yanında, öncelikle de kendimizi sakinleştirmemiz gerekecek.

Tartışmayı kazanan taraf, ılımlı, tutarlı ve dürüst ve olgun olandır.

İletişim becerisi gelişmiş olandır.

Tartışmayı kazanan karşısındaki kişiyi ezmeyen, onurunu kurtarandır.

Amaç haklı çıkmak değil, çözüme ulaşmak ve ustaca davranmaktır.

*Tepkisel Olmak, Etkisel Olmak

Gelişen iletişim becerilerimiz sayesinde tepkisel olmaktan çıkarak, etkisel olmaya başlarız.

Tepkisel insan, amatör davranandır.

Sözlerinin, tavırlarının sonunun nereye varacağını düşünemeyen ve duygularıyla davranan insandır.

Tepkisel insan, duygu, düşünce ve davranış konusunda eğitimsiz olandır.

Etkisel insan profesyonel davranandır; etkili iletişim becerilerine sahiptir.

Bu sayede etkin dinlemeyi, konuşmayı ve beden dilini doğru kullanmayı bilir.

Tartışma ve tartışma yönetiminin başarılı hale gelmesi etkisel olabilmeyi gerektirir.

*Tartışmada etkin dinleme oldukça önemlidir. Karşınızdaki size göre ne kadar hatalı yanlış şeyler söylese de onu dinleme anında iç konuşmalarınızı susturun, çekin aradan kendinizi, onu yargılamadan anlamasına, kalbinizle dinleyin.

"Seni anlıyorum.." geri bildiriminiz "sana katılıyorum, onaylıyorum" anlamını taşımaz.

İnsanların en büyük ihtiyacı anlaşılmaktır, anlatmaktır; anlaşma olmayabilir.

Etkin dinleme anında bedenimizin merkezi ona doğrudur "seni dinliyorum ve seni tam olarak anlamak istiyorum" mesajını ona verebilmelisiniz.

Dinlerken "iletişim bakışı" dediğimiz karşımızdakinin gözüne bakabiliriz.

Veya kaşları ile burun arası göze yakın yerlere baktığınız zaman o "gözlerime bakıyor" algılar ve bakışlarınız ve bakışlarından etkilenme durumu olmaz.