Bir kare fotoğraf üzerinden destanlar yazanların, adam asanların olduğu bir ülkede yaşadığımızı zannedip üzülüyordum ama dünyada da bunlardan mebzul miktarda var olduğunu NATO Brüksel Zirvesi'ndeki bir kare fotoğraftan öğrendik.
ABD Başkanı Biden, oturmakta olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanına geliyor ve PANDEMİ de icat olan yumruk selamı verirken, Erdoğan, Biden'i ayakta karşılamak için yerinden doğrulup ve tokuşan yumruklara yakınlaşınca şak diye çekilen bir kare fotoğraf üzerinden Biden'in elini öpüyor algısı ile servis ediliyor.
Aslında bu kareyi ABD Başkanının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini sıkmak için ayağına kadar geldi diye yorumlamak ne kadar abes ise bu el öpme hamlesi hikayesi de o kadar abestir.
Yani bu karenin Selim Soydan'ın Cumhurbaşkanının elini öpmek için iki büklüm katlandığı kare ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.
Bir zamanlar tek kare fotoğraf üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit, oval ofiste Clinton'un karşısında eziklendi diye ziller takıp servis yapan benim ülkemin yancı basınına bu kare kapak olsun.
Ecevit'in hataları diye kitap yazılsa beş cilt eser olur ama hakkını teslim edelim ki; su gibi İngilizcesi ve diplomaside kararlı duruşunu görmezden gelirsek taş oluruz.
Bu anlamda TEK KARE fotoğrafların hiçbir hükmü ve okuması olmaz.
Günümüzde varlığı ve gerekliliği bile tartışılan Varşova Paktı'na karşı kurulan ama aradaki duvarlar ve komünizm sizlere ömür olunca kimlik bunalımına düşerek artık egemenlerin jandarması görevini yapan NATO'nun zirvelerine katılım komşu düğününe icabetten öteye geçmiyor.
Karşılama, kokteyl, aile fotoğrafı ve kısa turlu görüşmelerden ibaret olan bu zirvenin sponsorlarının silah tüccarları olması kuvvetle muhtemeldir.
Türkiye ile ABD arasında var olan ve çözülmesi gereken onlarca sorun varken, Biden döneminde alınan kararlarlar ile aramızın daha çok açıldığı bir gerçektir. 24 Nisan'da ülkemizde yaşanan 1915 olayları için Ermeni soykırımı sözü bunun zirvesidir ki; Biden'e kadar bu olaylar için bir istisna dışında Meds Yeghern (büyük acı) olarak ifadesi kullanılıyordu.
Aile fotoğrafının çekildiği bir komşu düğününde aynı dili konuşamayan iki kişinin tercüman vasıtası ile yaptıkları 45 dakikalık sohbet bu kadar sorunun konuşulmasına ve çözümüne katkısı olur mu?
Bence olmaz!
Sayın Cumhurbaşkanının da dediği gibi dilek, temenniden öteye gitmez ve "Hamdolsun gündeme gelmedi" olur.
NATO zirvesindeki bütün ikili ilişkiler için geçerlidir.
Biden yararlı görüşme yaptık der.
Makron İslami fobim yoktur der.
Boris Johnson Libya ve Suriye'de iş birliği yapalım der.
Mitsotakis, Doğu Akdeniz krizine NATO daha fazla dahil olsun der.
Hepsinin dediklerinin altında ince diplomatik tuzaklar vardır ama bir tek biz kafa yormadan, görüşmeler çok iyi geçti HAMDOLSUN deriz.