80’lerde başlayan turizm seferberliği ile EGE ve AKDENİZ kıyılarında uluslararası kalite düzeyinde yüzlerce otel ve tatil köyü yapılınca Avrupa’nın orta gelir düzeyine sahip insanlar ülkeler tarafından UCUZ turizm cenneti haline geldik.

Ama daha önceleri birkaç milyon dolar ile ifade edilen ve ihracat kalemleri içinde yeri bir olmayan turizm gelirleri milyar dolarlar seviyesine gelince bol güneşi ve cennet koyları olan ülkemizin bilinirliği de artarak dünyanın sayılı yaz turizm destinasyonları arasına girdi.

Türk lirasının döviz karşısındaki değer kaybetmesi, otellerin sezon öncesi HD sistemle yatak bağlaması sonucunda turizmde ihtiyaç ve beklentilerin artması ile kan kaybeden ve hatta günü kurtarmaya yönelik bir dönem başladı.

PANDEMİ de verilen iki yıllık “S” otel ve tatil köylerini zorlarken, aslında bu krizden yepyeni bir fırsat doğmasına sebep oldu.

Bu fırsatın adı YAT TURİZMİ oldu.

Son birkaç yıl içerisinde dünyanın en önemli ve zengin iş insanları, kraliyet yatları koylarımıza demir atarken sınırsıza yakın harcamaları medyada manşetleri süslüyor.

Aynı şekilde ülkemizin saygın iş insanlarının da yat turizmine olan ilgisini sürekli yenileri açılan yat limanlarındaki yoğunluktan anlıyoruz.

Zamanın su gibi aktığı bir çağda “sadece sevdiklerinle ve daha önemlisi kendinle” birkaç gün “baş başa kalmanın” lüksünün bedelini ödemeye hazır olan Türk iş insanları da ama yat satın alarak ama kiralayarak YAT TURİZMİ yapıyor.

Gerçek ve ciddi katma değer yaratan, dünya markası olma yolunda dev adımlar atan YAT TURİZMİ sektör teröristleri tarafından katledilmeye çalışıyor.

Bildiği gibi 24.00 a kadar olan gece müzik izni, günlerin uzaması ve turizm mevsiminin başlamasına bağlı olarak 01:00 e kadar uzatılmıştı.

Fikri olmadan zikri olanlar, aslında tatil köylerinde ve otellerde bu kuralın töleransları olduğunu bilmeden 01: 00 bize yetmez diye değil, yasakçı bunlar diye feryat etmeye başladılar.

Bu kural tatil beldelerinde iç içe, kıç kıça olan barların her birinden ayrı havada patlayan müziğin ses kirliliği yaratmasını önlemek içindi ve doğru idi.

Ama maalesef ülkemizde konulan kurallar bazıları tarafından bozulmak ve kitabına uydurulup aşılmak içindir.

Bu yazımı gerçekte yaşanan bir olay sonucu elime geçen görüntü, samimi bir serzeniş ve ülke turizmi için duyulan bir endişe sonucunda kaleme aldım.

Hayatında bir seferde beş günden fazla tatil yapacak vakit bulamayan bir iş insanı üç gün dostları ile Marmaris’in cennet koylarını dolaşmak üzere demir alıyor.

Yat gecenin sessizliğinde, iyot kokusu ve yakamozların dansı eşliğinde sohbet hayali ile Marmaris’in en güzel koylarından biri olan Cennet Koyuna demir atıyor.

Ve 01:00 den itibaren kabus başlıyor.

Gece “müzik yasağını” delmek için organize olan turizm teröristleri 20 - 30 kişilik teknelere insanları doldurup sesi sonuna kadar açılan kalitesiz müzik katliamı yaparak cennet koyunu adeta işgal ediyor. Düşünebiliyor musunuz? İngiliz kraliyet yatı gelecek o koyda gecenin 02.00 sinde erik dalı dinleyecek. Ya da Bill Gates, Alain Prost, Armani, Abramoviç… gibi gibi markalar bütün eller havaya diyenlerin esiri olacak.

Türk iş insanlarını saymıyorum bile…

Bu olmaz ve olmamalı.

Bizim dostumuz da öyle düşünerek Jandarma’yı arayarak yardım istiyor.

Aldığı cevaba ister ağlayın ister gülün.

Orası meskun bölge olmadığından sorumluluk alanımızda değil.

Ve rahatsız oluyorsanız demir alın başka yere gidin diyerek noktayı koyuyor.

Ama koyların tamamının meskun mahal olmadığını bal gibi biliyorlar.

Geriye ne kalıyor?

Sahil güvenlik!

Onlar da tekneler ada iskelesine bağlı,  olay yok gibisinden bahanelerle olumsuz cevap veriyor.

Ve o cennet koydan cehennemden kaçar gibi kaçıyorlar.

Müzik yasağını ve gecenin huzurunu delen bu organize işlerde uyuşturucu dahil her türlü numaranın olması ihtimali olmaması ihtimaline at olsalar elli boy fark atar.

Yurdum insanları iskele girişlerinde gençlerin eline abonman kartı gibi uyuşturucu paketleri tutuşturulduğu söylentisi ayyuka çıkmış durumda ama dur diyen yok.

Burası Kolombiya mı biz nerede yaşıyoruz diye soruyorlar. Ayrıca bu sözde işletmelerin iskele ruhsatı yok, işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı yok. Haliyle içki servis ve satış ruhsatı da bulunmuyor.

O bölgeye bir Süleyman Soylu imzası atılıp, ardından Sayın Bakanın sosyal medya hesabından İŞLEM TAMAM mesajını okuyalım diye düşünüyorum.

Başta sayın cumhurbaşkanım olmak üzere ilgili bakanlara sesleniyorum. Türk turizmini bu beladan kurtarmak, çok değerli olan yat turizmin geleceğini kurtarmaktır.

Bir dükkandan müşterinin ayağı kesilirse, o dükkanda bir daha kendini paralasan yaprak kıpırdamaz.

#Cimer #İçişleribakanlığı #SüleymanSoylu  #Muğlavaliliği,#MuğlaBüyükşehirBelediyesi Muğla emniyet Md. Marmaris Sahil güvenlik , Marmaris jandarma , marmatis kaymakamlığı , marmatis emniyet mud... Emniyet gene Md.