İnsan var olmak ister.

Var olmak demek, sevgi, ilgi ve değer görme, kabul edilme,  tanıklık edilmesi, önemsenme, ait olmak ve birey olmak demektir.

Var oluşun önemli koşullarından biri insan hem ait olmak ister ve hem de bir birey olarak özgür olmak ister. Ait olma isteği bağımlılığı, birey olmak isteği de bağımsızlığı getirir. Bir ilişkinin sağlıklı olması için o ilişkideki kişilerin ihtiyaçlarını karşılamasına olanak tanıması lazım. İlişki içinde kişi, ait olma ve birey olma dengesini sağlayabiliyorsa yani hem "ben" hem de "biz" olabiliyorsa mutludur, dengelidir ve kişisel gelişimini sürdürebilir.

Sağlıklı bir ilişkiyi sürdürebilmek için kişi "biz" olmadan önce kendi benliğini tanımalı ve ilişkide de sadece "biz" olmaya çalışmamalı, ayrı "ben"  olarak taraflar kendilerini var edebilmelidir.

Sürekli birlikte olmaya çalışan, her konuda aynı düşünüp, davranmak zorunda hisseden çiftler bir süre sonra tek başlarına bir şey yapamaz hale gelir. Bunun adı artık sevgi değil, marazi bağımlılıktır.

Bu duruma gelen bir ilişkide sorunlar başlar. Çünkü hep aynı düşünmek ve davranmak gereklidir ve bunu sağlayabilmek için de karşılıklı dayatmalar, kısıtlamalar, birbirini değiştirme çabaları ortaya çıkar. Bu durumda ilişkide zaman zaman mola almak ilişki sorunlarına, ilişkide tıkanmalara engel olacaktır.

İlişkide mola ne kadar işe yarar?

İlişkide sorunlar varsa, çatışma yaşanıyorsa bu durumda da çiftlerin bir süre birbirinden uzaklaşması, ilişkide mola almak; kızgınlık ve öfke gibi ilişkiye zarar veren olumsuz duyguların yatışmasını sağlayıp soruna yeniden dönüldüğünde farklı açıdan bakabilmeyi kolaylaştırdığı için işe yarayacaktır. İlişkide tıkanma olduğunda en iyisi o problemin çözümünü daha sonraya bırakmak, hemen o anda çözme ısrarında olamamaktır.

Mola vermek her zaman ilişkiyi devam ettirmez

Bazen ara vermek yerine, yerinde gitmeyen ilişkiyi gözden geçirmek gerekebilir.  Gayet iyi giden bir ilişki varken kimsenin aklına mola vermenin gelmeyeceğini ve ancak insanların zorlandıkları noktada veya yıpranmaya başladıklarını hissettikleri noktada ilişkilerini sorgulamaya başlayabiliyorlar. Bu durumda mola ihtiyacı duyuluyor çünkü ilişkinin gözden geçirilmesi gerekiyor ancak bilinmelidir ki mola sonrası ilişki düzelmeyebilir.

Gözden geçirme süreci çiftlere ve şahıslara göre değişik yönler alır.

Çoğunlukla dışa dönük, sosyal yönü kuvvetli olanlar mola verdikleri zaman ayrılabiliyorlar. İçine kapanık, zamanla güven duyabilen, insanlar, ilişkilerine mantıkla bakıp uzun süreli ilişkiler kuranlar, moladan sonra daha kolay eski ilişkilerine dönebiliyorlar.

Taraflardan biri vazgeçebilir!

Bazen de ilişkilerde molanın, ilişkide bulunan kişilerin kişilik yapılarıyla ilgili olduğunu ve ilişkiyi savaş olarak algılayan bireyler bir araya gelirlerse ara vermenin ilişkinin devamı için gerekli olduğunu ifade edebiliriz.

Birbirine tahakküm edici, ilişki içinde her iki tarafında kendi doğrularını ve değerler sistemini karşı tarafa empoze ettiği, kısıtlamaların bol olduğu bir ilişki ise mola vermek taraflara nefes aldıracaktır.

Mola verme ilişkinin sağlığı ve uzun süreliği açısından gerekli olabilir. Mola sonunda oluşabilecek risk ise taraflardan birinin vazgeçmesi olabilir. Olumlu yanı ise, bireylerin ilişki içerisinde tükettikleri "kendilerine" yeniden kavuşmaları ve kendileri için bir şeyler yapabildikleridir.