Daha geçen hafta birbirinden güzel lezzetlerle doluydu…
Abdurrahman Bey, bütün zarifliğiyle sohbette.
Selamlaşıyoruz.
"Sahiden kapatıyor musunuz?" diyorum.
"Biz kapatmıyoruz... Gelin anlatayım..." diyor ve tenha bir yere geçiyoruz.
"Biz kapatmıyoruz. KAPATIYORLAR... 10.000 dolar verirseniz devam edin diyorlar..." diyerek bildiğimiz gerçeği anlatıyor.
Derken, "Pardon, Ercan Bey'i yolcu edeyim, geliyorum. Kendisi çok destek oldu buranın kapanmaması için, sağ olsun ziyarete gelmiş..." diyerek yanımızdan ayrılıyor.
Abdurrahman Bey'in misafiri Ercan Karakaş idi. Eski Kültür Bakanı, milletvekili ve Müjde Ar'ın eşi.
O esnada biz bir masa bulup oturuyor ve profiterollerimizi söylüyoruz.
…
Bir İstanbul belleği,
Bir Beyoğlu klasiği,
1800'lerden bugüne bir Pera ruhu...
Türkiye'nin ilk pastanesi ünvanını taşıyan,
Ama çok daha fazlası olan...
Bir müdaviminin; "Bizim büyümemizle kirlenen dünyanın temiz kalmış kısımlarının pastane yansıması" dediği...
Ruhu olan nezih bir yerde, LEBON'dayız.
Şimdi tozlu camları ardından zar zor gördüğümüz büyüleyici tablolarıyla Eski Markiz Pastanesi'nin yerindeymiş bir zamanlar.
Edebiyat ve siyaset dünyasından isimler,
Ve Mustafa Kemal Atatürk'ün de uğrak noktasıymış LEBON.
Roman sayfaları arasından da çıkarıverir aniden karşımıza.
Rusların Paskalya keki Kuliç'i ilk burada yedik...
Almanların Noel keki Christstollen ve sakızlı paskalya çöreğini Lebon'un güzeller güzeli vitrininde görüp tatmıştık.
Kiracısı olduğu vakıf, kiraya fahiş bir zam yapıp kontratı yenilemeyince LEBON kepenk indirmek durumunda kalıyor.
Şehirlerin ritüelleri ve ruhu olan mekanları vardır.
Binalar, yaşanmışlıklarıyla bir ruha bürünürler.
Ve bu coğrafya öylesine ruhsuzlaşıyor ki artık,
Her kayıp, yok olan her değer bizden bir parça daha alıp gidiyor.
Lebon'un iki ortağından biri olan Abdurrahman Bey yanımıza dönüyor.
Buranın hikayesini hissederek gidince, bakışlarındaki duygu karmaşasını da görebiliyorsunuz.
Kolay mı 1810'lardan bugüne gelen bir geleneğin son otuz sekiz yılında olmak!
"Size de vereyim buyurun" diyerek, bir Lebon hatırası uzatıyor!
Herkes imzalatıyor o hatıraları kendisine.
Karşısına oturuyorum.
Arada göz göze geliyoruz.
"Kitap fuarlarında imza günü yapan yazarlar gibi oldum..."
"Yoruldum..." diyor bir ara gözleri dolu dolu.
…
29 Ekim 2022, Cumartesi...
Bugün Lebon'un son hizmet günü.
Yarın LEBON yok artık.
Asırlık lezzetlere veda günü!
Abdurrahman Bey, şu asırlık sözleri yazdı bir tablo gibi daima evimizde olacak LEBON hatırasına;
“Lebon’da her şey güzeldi.
Yoruldum..."
Hoşçakal Lebon...
,
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Büşra Ekim
Hoşçakal Lebon!
29 Ekim 2022, Cumartesi...
İstiklal Caddesi bayraklarla donatılmış.
Hava güneşli.
Sanki bir mayıs günü.
İçerisi daha önce görmediğim kadar kalabalık.
Oturacak masa bulamıyoruz.
Tezgahlara bakınca afallıyorum.
Bomboş.
Daha geçen hafta birbirinden güzel lezzetlerle doluydu…
Abdurrahman Bey, bütün zarifliğiyle sohbette.
Selamlaşıyoruz.
"Sahiden kapatıyor musunuz?" diyorum.
"Biz kapatmıyoruz... Gelin anlatayım..." diyor ve tenha bir yere geçiyoruz.
"Biz kapatmıyoruz. KAPATIYORLAR... 10.000 dolar verirseniz devam edin diyorlar..." diyerek bildiğimiz gerçeği anlatıyor.
Derken, "Pardon, Ercan Bey'i yolcu edeyim, geliyorum. Kendisi çok destek oldu buranın kapanmaması için, sağ olsun ziyarete gelmiş..." diyerek yanımızdan ayrılıyor.
Abdurrahman Bey'in misafiri Ercan Karakaş idi. Eski Kültür Bakanı, milletvekili ve Müjde Ar'ın eşi.
O esnada biz bir masa bulup oturuyor ve profiterollerimizi söylüyoruz.
…
Bir İstanbul belleği,
Bir Beyoğlu klasiği,
1800'lerden bugüne bir Pera ruhu...
Türkiye'nin ilk pastanesi ünvanını taşıyan,
Ama çok daha fazlası olan...
Bir müdaviminin; "Bizim büyümemizle kirlenen dünyanın temiz kalmış kısımlarının pastane yansıması" dediği...
Ruhu olan nezih bir yerde, LEBON'dayız.
Şimdi tozlu camları ardından zar zor gördüğümüz büyüleyici tablolarıyla Eski Markiz Pastanesi'nin yerindeymiş bir zamanlar.
Edebiyat ve siyaset dünyasından isimler,
Ve Mustafa Kemal Atatürk'ün de uğrak noktasıymış LEBON.
Roman sayfaları arasından da çıkarıverir aniden karşımıza.
Rusların Paskalya keki Kuliç'i ilk burada yedik...
Almanların Noel keki Christstollen ve sakızlı paskalya çöreğini Lebon'un güzeller güzeli vitrininde görüp tatmıştık.
Kiracısı olduğu vakıf, kiraya fahiş bir zam yapıp kontratı yenilemeyince LEBON kepenk indirmek durumunda kalıyor.
Şehirlerin ritüelleri ve ruhu olan mekanları vardır.
Binalar, yaşanmışlıklarıyla bir ruha bürünürler.
Ve bu coğrafya öylesine ruhsuzlaşıyor ki artık,
Her kayıp, yok olan her değer bizden bir parça daha alıp gidiyor.
Lebon'un iki ortağından biri olan Abdurrahman Bey yanımıza dönüyor.
Buranın hikayesini hissederek gidince, bakışlarındaki duygu karmaşasını da görebiliyorsunuz.
Kolay mı 1810'lardan bugüne gelen bir geleneğin son otuz sekiz yılında olmak!
"Size de vereyim buyurun" diyerek, bir Lebon hatırası uzatıyor!
Herkes imzalatıyor o hatıraları kendisine.
Karşısına oturuyorum.
Arada göz göze geliyoruz.
"Kitap fuarlarında imza günü yapan yazarlar gibi oldum..."
"Yoruldum..." diyor bir ara gözleri dolu dolu.
…
29 Ekim 2022, Cumartesi...
Bugün Lebon'un son hizmet günü.
Yarın LEBON yok artık.
Asırlık lezzetlere veda günü!
Abdurrahman Bey, şu asırlık sözleri yazdı bir tablo gibi daima evimizde olacak LEBON hatırasına;
“Lebon’da her şey güzeldi.
Yoruldum..."
Hoşçakal Lebon...