SON DAKİKA
Hava Durumu

Madenkeş!

Yazının Giriş Tarihi: 15.10.2022 15:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.10.2022 15:13

Bu sabah hava kapalı.

Gri...

Bulutlu ve kasvetli...

Bir evlat babasından haber bekliyor, hayatının en zor anlarında...

Yaşıyordur umuduyla!

Bakan Soylu, hayatını kaybeden madenci sayısı kırk oldu diyor...

Kütüphanemdeki "MADENKEŞ AİLELER" kitabına gidiyor elim;

(...)

İkinci kazayı, TTK'nın servis aracında yaşamıştı Zekai. Kamyondan bozma hurda servis aracı Müessese Müdürlüğü'nün önünde bir alt yola tumba olduğunda, preslenmiş demir yığınının içinde sıkışıp kalmıştı. Anlattığına göre; tıkış tıkış dolu servis aracıyla işe giderken, bir an tersi dönmüş. Gerisini hatırlamıyor. Onca ölenin, yaralanın arasında, kendi adına kazayı ucuz atlattığını söylemişti. Kaza sonrası belindeki rahatsızlık tekrar, hem de daha beter nüksetmişti. Hastanede yatarken ziyarete gittiğimizde, ayak parmaklarını çok yavaş hareket ettirebildiğinden şikayetçi olmuştu.

Dört ay istirahatten sonra işbaşı yaptığında, bir süre getir götür işlerine baktı Zekai. Fazla sürmedi, yeni tertipte tekrar burnu kömüre sürtmeye başladı.

Zorlandığının farkındaydık. Arkadaşlar el birlik, ezilmemesi için gayret sarf ediyorduk. Madencilik işte!

Yeraltı!

Kime kime, ne kadar el atabilir ki!

Belinden üçüncü darbeyi, kazma elinde kömür kazarken yedi Zekai. Aşırtmanın dibinde çalışırken, kaçan bir direk, köklemesiyle top mermi gibi beline bindirmişti.

"Oy anam!" demiş kalmıştı.

Domuzdamının yanına yatırıp, yüzüne su serpmiştik.

Gözünü araladığında, çizmesini çıkarmamızı istemişti. Ne yapmak istediğini anladığımızdan, çizmesini çıkardıktan sonra çorabını da çıkarmıştık. Parmaklarını zor hareket ettirmişti. Bu kez istirahati uzun sürer diye düşünmüştük.

İşimiz bittiğinde, makine başında oturan Zekai'nin yanına geldik. Çizmesini çıkarmış, ayak parmaklarını kımıldatmaya çalışıyordu.

"Belim çok ağrıyor be arkadaşlar!" dedi.

Biz de şaşırdık.

"E... iyileşmeden niye iş başı yaptın sen?" diye sordu Recep.

Zekai, bir an konuşacak kelime bulamadı, düşündü.

Baretindeki camının lambasını sildi işaret parmağıyla.

Sonra bir nefeste konuştu.

"Ekmek davası arkadaşım. Emekliliğe ne kaldı!... Şu son bir senede belimizin zoruna, ancak altı ay çalışabildim. Geri kalan altı ay istirahatli geçti. İşveren sigorta primlerimizi yatırmıyor, ayak parmaklarımı oynatabildiğim sürece çalışırım, daha iyi!"

Zekai, emekli olunca eline geçecek paranın hesabını yapıyor. Hem de felç olmak pahasına çalışarak..." (Madenkeş Aileler, Fahri Boztaş kitabından...)

...

Bu sabah hava kapalı.

Gri...

Bulutlu ve kasvetli...

Bir evlat babasından haber bekliyor, hayatının en zor anlarında...

Yaşıyordur umuduyla!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.