Mudanya'da poyraz... Bu deniz fazlasını kaldırmaz...
Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2021 11:09
Hani Hıdırellez ritüelidir ya, denize bir gül atmak için sahile indim dün akşam...
Evimin penceresinden görüyordum ama sahile inip dün akşam yakından gördüm.
Ülkede gündem konusu olduğundan da haberlerde hep önümüzde haliyle.
"Marmara'da Salya Kabusu" başlıklarıyla...
Yaklaşık 8 aydır belli düzeylerde ve çeşitli bölgelerde görülse de son günlerde oldukça yoğunlaştı.
Korkalım mı, doğal mı karşılayalım bilemedik.
Zira çeşitli açıklamalar mevcut.
Mudanya Belediyesi'nden yapılan açıklamada da "geçici bir doğa olayıdır" denildi ama ben daha ciddi ve bilimsel verilerle ikna olmak istiyorum.
Benim yaşımın iki katı yaştaki büyüklerim dahi böylesini ilk kez görüyorlar...
Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, bölgede inceleme yaptı. Tabakanın, deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde olması, bakteri oluşumunun, mikroorganizma ve fitoplanktonların artışı dolayısıyla yaşandığı belirtildi.Normalde ölü plazmaların kıyıya vurması gerekiyor. Kıyı olmadığı için denizin üzerinde sürüklenip duruyor. Bu da denizin kirliliği sanılıyor. Aslında mevsimsel, doğasal bir olay deniliyor...
Öte yandan bilim insanları, "Denizin kirliliğe dayanma gücü kalmadı" diyor... ve ekliyorlar "Denizler sihirbaz değil, arıtma tesisleri kurulmalı" diye...
Müsilaj yani deniz salyasının 18. yy'dan beri var olduğunu bilen bilim insanları, bu kadarını ilk kez görüyoruz derken haykırıyor;
Ekosistemi yönetmek zorundayız, iklim değişiklikliğinin bu olayda payı büyük diye...
Yani durum belli ölçülerde doğal gözükse de anormal giden bir şeylerin olduğu da çok açık.
Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın; "Marmara Denizi'nin artık bir litrelik bir atığı bile kaldıracak gücü kalmadı." sözleri beynime mıh gibi saplandı...
Mudanya'da gönüllü dalgıçlar Mütareke Meydanı'nda bir sergi açmıştı geçen yıllarda.
Denizden çıkan çöpler, atıklar sergisi...
Bir bit pazarında eşya seçer hissedine kapıldık o serginin önünde durup bakarken...
Ne arasanız vardı...
Ben inanamadım ama gözlerim gördü...
Bir sandalye, bir çamaşır makinesi kapağı, bir terlik, bir damacana vs. vs.
Bizim sahilin kedisi köpeği fena halde miskindir...
Güneş, deniz ve daima karınları toktur...
Keyiflidir Mudanya'da yaşam yani...
Hem sonra Mudanya'da ufka bakmak huzurdur...
Mavi huzurun kendisidir çünkü.
Şimdi tadımız pek çok alanda olduğu gibi, denize bakarken de kaçtı.
Mudanya'da siyasi bir slogan vardır.
Bu konu ise siyaset üstü bir mesele olduğundan ben güncellemek istiyorum;
"Mudanya'da poyraz... Bu deniz fazlasını kaldırmaz..."
Benim gül denize batsa dileklerim kabul olacaktı ama öyle fena bir tabaka kaplamış ki güzel Mudanya'mın masmavi denizini...
Martılar bile şaşkındı,
Biz neyin üzerinde uçuyoruz böyle diye...
Benim bir Mudanya sakini olarak ilgili makamlardan talebim, bilimsel bir heyet oluşturulmalı, "doğal bir olay" açıklaması bilimselleştirilmeli, derinleştirilmeli ve denizimizin geleceği adına ne gerekiyorsa imkanlar seferber edilmeli...
Değil Mudanya'da motorları maviliklere sürmek, böyle giderse yap-boz harikası sahilimizden geçmek bile istemeyeceğiz.
Unutmayalım en nihayetinde Mudanya denizdir, deniz turizmdir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Nilüfer Çayı'nı siz nasıl bilirdiniz?
08.07.2021 15:35
"Pırıl pırıl akan Nilüfer Çayı zifte dönüştü!" haberlerini okuyoruz, izliyoruz ve kahroluyoruz.
Bursa'nın güçlü platformu Eski Bursalılar Burada'da; "Nilüfer Çayı'nı siz nasıl bilirdiniz?" diye sordum.
Ben sadece cevapları derleyip paylaşıyorum bir de kocaman bir YAZIKLAR OLSUN! diyorum so
Anadolu insanı kitap gibidir.
Köyceğiz'de yaşayan 80 yaşındaki Hatice Teyzemle, zeytin ağacının altında ikindi kahvelerimizi içerken,
"Toprağın fabrikası yok a gızım..." demişti.
Birkaç makale yazsanız, bu cümledeki etkiyi yakalayamazsınız.
Dalyan'ın hemen karşısında...
Ulaşımın sadec
Gündem hoyrat,
Gündem yıpratıcı.
Her şeye rağmen, hoyrat gündem unutturmasın; Müzeler Haftası'nı...
Her şehrin kendine has ritüelleri vardır benim için.
Ve her yol hikayemin değişmez üçlüsü...
Antik kent - müze ikilisiyle başlayan gezilerim, şehir lezzetleriyle devam eder ki, şehrin i
"Bahar oldu, aman aman...
Kese astım gül dalına...
Adadım yarim adına,
İki göz oda..."
Bir 7 Mayıs günü, Dalyan'a oradan da feribotla Köyceğiz'in Çandır Köyü'ne geçmiştik. Ekip arkadaşlarım gitme sebebimizi ise "yoğurt alıp geleceğiz..." diye açıklamışlardı.
Farklı bir yoğurt dedi
Yedi yüz yıllık bilinen geçmişi olan köyümüzde, Nisan'ın artık baharı iliklerimize kadar hissettirdiği bir havada...
23 Nisan coşkusunu bütün kalbimle hissederek yazıyorum bunları.
Uzun yıllar köyümüz Gölbaşı ve civar köylerin karakol komutanlığını yapmış, bir İstiklal Savaşı Gazisi olan d
Gökova...
Muğla ile Marmaris'i birbirine bağlayan, bana göre yörenin kalbi, zamanın Karya Uygarlığı'nın İdima'sı...
Buradaki devasa okaliptüs ağaçlarıyla oluşan yol ise Sevgi Yolu adıyla ünlendi.
Aşk Yolu da dediler bu yola ve o güzelim ağaçların gövdesini bazen çiviyle oyacak kadar vahşile
Yakın tarihimizin Milli Eğitim Bakanları ve açıklamaları bir de icraatleri konusunda hafızalarımızı yoklarsak, sonuç sadece bir fiyasko olur...
Bu ülkede eğitim sistemi, gelenin gidenin vurduğu bir dart tahtası misaliyken...
17 Nisan Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 81. yılı...
Hüzünle anmak
Bir Bursa Beyefendisi İrfan Eroğlu'nun anılarından...
09.04.2021 11:25
Mudanya'nın Girit mahallesinde, yıllardır önünden gelip geçtiğim ve çeşit çeşit çiçekleriyle dikkatimi çeken evde, çiçekler arasında, dünya tatlısı İrfan Amca ve Kudret Teyze ile nostaljik bir Bursa yolculuğuna çıktık. İrfan Amcanın özel demleme çayı, Kudret Teyzenin el lezzetleri eşliğinde...
Mu
Köy Enstitüsü Mezunu öğretmenlerimizle tanışmak istediğimde, Zeki Baştürk rehberliğinde ilk durağımız 99 yaşındaki Faik Acar olmuştu.
Köy Enstitüsü lafını duyunca bile gözleri dolan biri olarak, bir köy enstitüsü mezunu tanıyacaktım.
Heyecanlıydım.
Faik Hocamızın kızı Nilgün Hanım, bizi
Akhisarlılar'ın memleketlerinden bahsederken illa ki; "Akhisar'ımız" dediklerini biliyor muydunuz? :)
Daha otogarda zeytin ağaçlarını görmeye başlıyorsunuz.
Manisa'nın en büyük ilçesi ve "Akhisar'dan 60 ülkeye zeytinyağı" haberleriyle tanıdığımız, antik çağlardan bugüne bir değerimiz.
Arkad
Okçular Çarşısı eski esnafı ile ilgili bir araştırma yapmaya başlamış ve Berber Dilaver Balkan'ı, Haluk Cömertel ağabeyim sayesinde tanımıştım.
Ne zaman Okçular'a yolum düşse, Dilaver amcanın dükkanına uğrar oldum ondan sonra.
Pandemi dolayısıyla çok az geliyor çarşıya ama denk gelirsem ne
Futbolla ilişkim... demeyeyim;
Bizimkine ilişki denmez, seviyeli takip denir anca...
Çocukluğumun en net hatıralarındandır dedemle maç izleme partilerimiz...
Parti diyorum, sahiden parti havasında geçerdi bizim maç izlemelerimiz.
Yaz tatillerine denk gelen kupa maçları, dedemin çiçekler,
"Şimdi bu adamlar bu tapınağı yapmış sonra da gömmüş mü yani?" sorularıyla anlamaya çalıştık Göbeklitepe'yi...
Heyecan verici bu büyük keşifle birlikte bin bir soru işareti takıldı zihinlerimize.
Arkeolojinin cilvesi işte.
Bir anda 12.000 yıl önceye çekiverdi dikkatlerimizi.
Geriye k
Gemlik, balık tutarken sizin de hizmete gelince mi başkasının?
08.01.2021 14:09
Kamuoyunun yakından tanıdığı Cemil Aydın, bizimle bir görüntü paylaştı.
Kurşunlu sahilinde, yarı dökük, çökmek üzere bir merdiveni ve bundan duyduğu endişeyi anlatmıştı bize Cemil Bey. Endişesinde de çok haklıydı. Hem görüntü kirliliği hem de büyük bir hayati tehlike söz konusuydu.
Kayıtsı
Bursa sevdalısı olarak tanıdığımız; Osmangazi meclis eski üyesi Cemil Aydın'ın bizimle paylaştığı görüntülere çok üzüldük.
Fotoğrafta görüldüğü gibi, Kurşunlu sahilinde bir kısmı çöken merdivenler görüntü kirliliği olmasının ötesinde, bilhassa sahilde dolaşan çocuklar için büyük tehlike demek.
Haftalık olarak takip ettiğim HBT (Herkese Bilim Teknoloji) dergisinin bu haftaki sayısında dikkat çekici bir haber vardı.
"Mayalar, suyu arıtma konusunda bin yıl öndeydi..."
Türünün bilinen en eski su filtreleme sistemini kullanmış Mayalar.
Yani toplumlar suya hep kafa yormak zorunda.
B
Yeni yılın adı bile güzeldir.
Yeni yıl umuttur, heyecandır.
Zor bir yıldan sonra, bir gecede hayatlarımıza sihirli değnek dokunmayacağını hepimiz bilsek de, modumuz yükseliyor... Umutlanıyoruz.
Bunları yazarken, pencereden dikine dikine gelen güneş gözümü alıyor!
Aralık sonunda bahar havası yaşa
Hayatın her alanını, her zerresine kadar bir virüs şekillendirdi.
Kırılgan ekonomisi, çalkantılı ve oturmamış siyasi yapısıyla ülkemiz kimine göre başarılı, kimine göre sınıfta kaldı bu süreçte.
En vazgeçilmez aksesuarımız maske için, az tantanalar yaşamadık.
Yöneticilerin de kafası karıştı bu ko
Kısıtlanmak ne kadar boğucu bir ifade olsa da özgür ve sağlıklı günlerimize kavuşmanın da ön koşulu şüphesiz.
Zira karşımızda ölümcül bir hastalık var.
Yılbaşının yaklaşmasıyla da beklenen açıklama geldi.
Aksini düşünmek bile olası değildi zaten; evlerimizdeyiz!
Eğer pazarlara girmezseniz, hafta
Ölümün olduğu yerde, geri kalan her şey önemini yitiriyor elbette.
Evrenin döngüselliği, tarihin tekerrürleri... Aslında müziğin ritmi gibi, her şey büyük yaşam pastasının tarifinde var.
Kişisel özelliklerinizden birini bile sizden alsalar, siz artık siz olmazsınız.
Her lezzetli pastada bir mikta
Rosa Parks ...
1955'lerin Amerikasında, emekçi bir terzi...
Zenci.
Bir iş çıkışı otobüse biner. Beyazlara ait koltuklardan birine oturur. Şoför gelir ve koltuktan kalkmasını söyler. Otobüsteki diğer siyah erkekler kalkar.
Ancak Rosa Parks sadece cam kenarına kaymakla yetinir...
Polis geli
Sosyal medya ilginç bir mecra.
Her açıdan konuşabiliriz sosyal medyayı.
İyisini, kötüsünü, faydasını, zararını...
Zaman vampiri olsa da bana muazzam dostluklar kattı.
Ataol Behramoğlu'nu yıllar önce bir kitap fuarında görmüştüm.
Kısacık sohbet etmiştik.
Kendisini okumayı hiç bırakmadığım gibi
Yedi yıl önce bir akşam üzeri telefonum çalmış ve ben orada olmadığımdan telefonumu kuzenim Hilal açmıştı.
Hilal'in sesini yan odadan duyunca şaşırmıştım.
Hilal telefondaki kişiye; "aaa öyle mi ben de down sendromluyum biliyor musunuz?" diyordu.
O ilk telefon görüşmesinde sıcacık bir anne
3 Aralık bir farkındalık günü olup, olası "Engelliler günü kutlu olsun" söylemleri için, aman diyorum!
"Çocuğunuzun size kızdığında tekerlekli sandalyesiyle çıkıp gidebileceği bir odası olmalı..." denilen bir Stockholm modeli bize çookk uzak olsa da, engellilerin sorunlarını ve çözümlerini bir bil
Milletvekili aday adayıyken tanıdım Şahin Gençal'ı. Şimdilerde ise, bir kahve molasında ofisinde kitapları arasında, antikaları karşısında sohbetiyle kendimi güncellediğim bir dost yürek benim için.
Şahin Gençal, insana nefes aldırır. Kitap ve sinema tutkunudur. Masasında daima yeni çıkan kitapla
"Zeytin bütün ağaçların ilkidir..." diye bilinir.
Eski Ahit'te anlatılır;
Nuh tufanından sonra, gemiye ağzında taze koparılmış zeytin dalıyla dönen güvercin göstermiştir ki; sular altında kalan yeryüzünde canlı kalan tek varlık "zeytin ağacı" olmuş.
Mitolojide anlatılır;
Atina şehrinin
Bugüne dair çok şey yazılabilir aslında. Öğretmenlere meslek kanunundan, özel eğitim öğretmenlerinin çalışma koşullarına... Eğitim sistemimizin yap boza dönmesinden, pandemi döneminin eğitim aksaklıklarına...
Cumhuriyetimizin en güzel projelerinden olan Köy Enstitülerini ve emektarlarını bu özel gü
Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, son günlerde gözleri dolu dolu, kendisine gelen iletileri takip etmeye çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz ağabeyi, emekli vali - karikatürist Refik Arslan Öztürk'ün vefatından sonra gelen iletiler bunlar.
Vali bey ile anılarını paylaşıyor k
Burdur'un İlyas Köyü'nde, kaynamış bulgur ve ceviz yerken, bir taşın başına oturduk.
Ata buğdayı, kocabuğdaydan yapılan bulgurun içine ceviz ve darı kattık.
Bulgur kaynayacak, kurutulacak, değirmende yarılacak, kısırlık ve pilavlık olarak ayrılacak.
Köylerde aş / bulgur aşı dediğimiz ata yemeğimi
Konu başlıklarının; "Pandemi Süreci, Dijital Etkinlikler, Tiyatro, Kütüphane, Çocuklara Özel, Festival, Fuar ve Şenlikler, Müzik, Sinema, Eğitim, Akademi ve Atölyeler, Panel, Söyleşi, Seminer, Sempozyum ve Çalıştaylar, Anma Etkinlikleri, Sanat Galerisi ve Sergiler, Kültür ve Sanat Felsefemiz" olduğu
Renkler programından tanıdığımız; müzisyen, gezgin, radyocu, TV programcısı Ayhan Sicimoğlu'nun yol arkadaşı, kameramanı Hüseyin Sami Büyükgezici ile yolda olmayı konuştuk.
B.E: Büyükgezici! İnsan soyadını bu kadar mı yaşar? Sami Bey, ne zamandır gezersiniz? Hayatınızı biraz anlatır mısınız
Kemal Demirel, 22 ve 23. dönem Bursa Milletvekilimiz.
Siyaset yaşamında; Gençlik Kolları Başkanlığı, İlçe Başkanlığı ve Büyükşehir Meclis Üyeliği, Kurucu Genel Yönetim Kurulu Üyeliği, Parti Meclisi Üyesi, Yüksek Disiplin Kurulu Başkan Yardımcılığı, CHP Bursa İl Başkanlığı ve de Merkez Yönetim Kurul
Keles'in Yağcılar köyünden, Adapazarı Arifiye Öğretmen okuluna bir genç, öğretmen olmak için yola çıksın.
13 yaşındayken çizdiği simitçi resmini, öğretmeni ondan habersiz UNESCO'nun düzenlediği bir yarışmaya göndersin ve 13 yaşındaki Hasan, Hindistan'da haberi bile olmadan girdiği yarışmada derece
"Gerçekleştirilen yeni bir çalışmada, 100 milyon yıl önceden kalma bir arı fosili incelendi." haberleri oldukça heyecan vericiydi.
Yunan Mitolojisi'nde; Zeus, bebekliğinde balarıları tarafından beslenmiş ve baş tanrı Zeus'un sıfatlarından bir "Arılar Kralı" olmuş.
Hipokrat'ın reçetelerinde, yüksek
Yayla yolundan, uzaktan Seki Yaylası'nı selamlayarak kıvrıla kıvrıla hayallerimin başladığı yere doğru giderken, gün aydınlanmaya başlamıştı.
Yanından gelip geçerken, bacası tüten evler her zaman içimi ısıtır benim. Evin yaşanmışlıkları kendi hayatım oluverir bir anda...
Derken Karabeli'de aştık v
99 depreminde ailemizin kayıplarından sonra duyduğum,
Ağlamalardan, feryatlardan olsa gerek;
Her depremden sonra sessizleşiyorum.
Eğer çok yakınınızı kaybetmişseniz;
Ve depremin değil de bir ihmalin, yani bir vebalin gerçekliği içinize işlemişse,
İsyan boyutunu aşıyorsunuz.
Bugün bir bilim ins
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mudanya'da poyraz... Bu deniz fazlasını kaldırmaz...
Hani Hıdırellez ritüelidir ya, denize bir gül atmak için sahile indim dün akşam...
Evimin penceresinden görüyordum ama sahile inip dün akşam yakından gördüm.
Ülkede gündem konusu olduğundan da haberlerde hep önümüzde haliyle.
"Marmara'da Salya Kabusu" başlıklarıyla...
Yaklaşık 8 aydır belli düzeylerde ve çeşitli bölgelerde görülse de son günlerde oldukça yoğunlaştı.
Korkalım mı, doğal mı karşılayalım bilemedik.
Zira çeşitli açıklamalar mevcut.
Mudanya Belediyesi'nden yapılan açıklamada da "geçici bir doğa olayıdır" denildi ama ben daha ciddi ve bilimsel verilerle ikna olmak istiyorum.
Benim yaşımın iki katı yaştaki büyüklerim dahi böylesini ilk kez görüyorlar...
Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, bölgede inceleme yaptı. Tabakanın, deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde olması, bakteri oluşumunun, mikroorganizma ve fitoplanktonların artışı dolayısıyla yaşandığı belirtildi.Normalde ölü plazmaların kıyıya vurması gerekiyor. Kıyı olmadığı için denizin üzerinde sürüklenip duruyor. Bu da denizin kirliliği sanılıyor. Aslında mevsimsel, doğasal bir olay deniliyor...
Öte yandan bilim insanları, "Denizin kirliliğe dayanma gücü kalmadı" diyor... ve ekliyorlar "Denizler sihirbaz değil, arıtma tesisleri kurulmalı" diye...
Müsilaj yani deniz salyasının 18. yy'dan beri var olduğunu bilen bilim insanları, bu kadarını ilk kez görüyoruz derken haykırıyor;
Ekosistemi yönetmek zorundayız, iklim değişiklikliğinin bu olayda payı büyük diye...
Yani durum belli ölçülerde doğal gözükse de anormal giden bir şeylerin olduğu da çok açık.
Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın; "Marmara Denizi'nin artık bir litrelik bir atığı bile kaldıracak gücü kalmadı." sözleri beynime mıh gibi saplandı...
Mudanya'da gönüllü dalgıçlar Mütareke Meydanı'nda bir sergi açmıştı geçen yıllarda.
Denizden çıkan çöpler, atıklar sergisi...
Bir bit pazarında eşya seçer hissedine kapıldık o serginin önünde durup bakarken...
Ne arasanız vardı...
Ben inanamadım ama gözlerim gördü...
Bir sandalye, bir çamaşır makinesi kapağı, bir terlik, bir damacana vs. vs.
Bizim sahilin kedisi köpeği fena halde miskindir...
Güneş, deniz ve daima karınları toktur...
Keyiflidir Mudanya'da yaşam yani...
Hem sonra Mudanya'da ufka bakmak huzurdur...
Mavi huzurun kendisidir çünkü.
Şimdi tadımız pek çok alanda olduğu gibi, denize bakarken de kaçtı.
Mudanya'da siyasi bir slogan vardır.
Bu konu ise siyaset üstü bir mesele olduğundan ben güncellemek istiyorum;
"Mudanya'da poyraz... Bu deniz fazlasını kaldırmaz..."
Benim gül denize batsa dileklerim kabul olacaktı ama öyle fena bir tabaka kaplamış ki güzel Mudanya'mın masmavi denizini...
Martılar bile şaşkındı,
Biz neyin üzerinde uçuyoruz böyle diye...
Benim bir Mudanya sakini olarak ilgili makamlardan talebim, bilimsel bir heyet oluşturulmalı, "doğal bir olay" açıklaması bilimselleştirilmeli, derinleştirilmeli ve denizimizin geleceği adına ne gerekiyorsa imkanlar seferber edilmeli...
Değil Mudanya'da motorları maviliklere sürmek, böyle giderse yap-boz harikası sahilimizden geçmek bile istemeyeceğiz.
Unutmayalım en nihayetinde Mudanya denizdir, deniz turizmdir.
Nilüfer Çayı'nı siz nasıl bilirdiniz?
08.07.2021 15:35Toprağın fabrikası yok!
17.06.2021 11:55Yol Hikayelerim - Müzeler
24.05.2021 14:00Bursa'da Hıdırellez adetleri
05.05.2021 21:31Anılarda 23 Nisan...
23.04.2021 13:35Defne dallı çelenklerle, Merhaba Balıkçı...
19.04.2021 14:3681. Kuruluş Yılında Köy Enstitüleri...
16.04.2021 10:28Bir Bursa Beyefendisi İrfan Eroğlu'nun anılarından...
09.04.2021 11:25Köy Enstitülü bir çınarın ardından...
25.03.2021 11:49Ege'de bir zeytin cenneti; Akhisar
15.03.2021 14:56Bir "Kent Belleği" Mimarı...
16.02.2021 14:37"Heykeli dikilecek insan olma" meselesi...
29.01.2021 16:43Göbeklitepe figürlerine ipeksi dokunuş...
28.01.2021 10:28Gemlik, balık tutarken sizin de hizmete gelince mi başkasının?
08.01.2021 14:09Bayram Demir'in hatırasına saygısızlık!
06.01.2021 16:32Şimdi artık, "suyu anlama zamanı..."
06.01.2021 11:38Dün bir annenin evladı yakıldı bu ülkede...
30.12.2020 14:52Pandeminin unutulanları
28.12.2020 16:13Umutlarıyla araya mesafe koymama adına....
22.12.2020 10:32Güzel olacak güzel...
15.12.2020 15:48Neden "zenci" dedin?
10.12.2020 13:39Bir dünya şairi Ataol Behramoğlu
07.12.2020 11:26Belki de tek engel "engelli" kelimesidir
03.12.2020 14:21İlla Stockholm'e mi gidelim?
02.12.2020 11:52Kimsesiz canların canı Şahin Gençal
01.12.2020 09:36Zeytin dikeceksin!
26.11.2020 14:49Köy Enstitüsü ruhuna özlemle
24.11.2020 11:43Böyle güzel anılmak her valiye nasip olmaz
23.11.2020 10:30Organ bağışıyla toprak olmazsınız!
20.11.2020 10:16"Bursalıları evlerinde yalnız bırakmadık"
19.11.2020 15:09Ayhan Sicimoğlu ile yolda olmak
18.11.2020 14:27Demiryolları ve Köy Okullarımı İstiyorum!
17.11.2020 16:35Bir Bursa değeri: Hasan Bilin
16.11.2020 12:20Arılar olmadan asla !
13.11.2020 11:39Ruha Şifa Likya
12.11.2020 11:57Salkım Söğüt
10.11.2020 13:53