Neden "zenci" dedin?

Rosa Parks ...
1955'lerin Amerikasında, emekçi bir terzi...
Zenci.
Bir iş çıkışı otobüse biner. Beyazlara ait koltuklardan birine oturur. Şoför gelir ve koltuktan kalkmasını söyler. Otobüsteki diğer siyah erkekler kalkar.
Ancak Rosa Parks sadece cam kenarına kaymakla yetinir...

Polis gelir ve Rosa Parks tutuklanır.
Para cezası keser polis ona, beyazlara ait bir koltuğa oturduğu için.
Sonra tam 381 gün boyunca hiçbir siyah vatandaş otobüse binmez.

Yürürler ya da buldukları her araçla otobüs fiyatına, siyahlara özel taşıma yaparlar...

Öyle ki bu eyleme, bazı beyaz kadınlar bile arabalarıyla destek verir!
Olay örgüsü hızlıca düğümlenir...

Otobüs firmaları zarar etmeye başlar.

Hatta beyaz çeteler, otobüs kullanmayan siyahlara saldırır... Ancak eylem devam eder!
Ta ki, mahkemeden; "Siyahlar otobüslerde istedikleri koltuklara oturabilirler..." kararı çıkana dek...
Eylem zaferle sonuçlanmıştır!
Elbette her başkaldırının olduğu gibi bunun da bir bedeli olmuş.

Rosa Parks işe alınmama sorunlarıyla ve hatta ölüm tehditleriyle karşı karşıya kalmış. Yaşadığı yeri bile değiştirmek zorunda kalsa da çeşitli alanlarda mücadelesine hep devam etmiş.

Martin Luther'in başı çektiği bu mücadele daha sonra 1964 Yurtaş Hakları ile taçlanmış!
Ve Rosa Parks direnişin sembolü olmuş böylelikle...

O yürekli kadının, o akşam bindiği otobüs şimdilerde Detroit'teki "Henry Ford Müzesi"nde sergileniyor.

Bir dönem dizisi olan "Anne with an E" 1800'lü yılların Kanadasında geçiyor. Dizide hastalanan bir kadına bakacak doktor bulmakta zorlanıyor komşuları.
Çünkü hastalanan kadın siyah, doktorlar beyazdır...

2020...
Bir hakem, bir futbolcunun ten rengi üzerinden konuşuyor.
"Şuradaki siyah olan.." diyor.
"Why did you say negro?" (Neden zenci dedin?) sorusunun cevabı ise bulunamıyor asırlardır...
Ve ırkçılığa hayır deme ihtiyacı hissediyoruz biz 2020 yılının son günlerinde.
Asırlar geçmiş, çağlar değişmiş, kafalar değişmemiş.

Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü!
Geçiniz...
Cevap veriniz;
"Why did you say negro?"