Bursaspor, Diyarbakır’da aynı Tayland’ın o her yaz sezonunun sonunda yaptıkları ‘Su festivali’ne katılmış gibiydi. Ama burada su sıkılmadı, atıldı. 16-17 yaşındaki futbolcuların canları yandı.
Bunlar bizim Bartu Kösemsever arkadaşımızın bizlere attığı resimlerden çıkartabildiklerimdi.
Sonrasında görüntü bombardımanına uğrattı bizleri Bartu Kösemsever kardeşimiz.
O zaman gördüklerimiz gerçekten çok kötüydü.
Takım maça emniyetin zırhlı araçlarıyla götürülüyor.
Maça giderken herkesin ürkekliği yüzlerinden okunuyor.
Saha zeminini gezdikten sonra futbolcular hazırlanmak için soyunma odasına giremiyor.
Isınmak isteyen futbolcular polis kalkanları nedeniyle ısınmalarını sahanın içerisinde yapması çok büyük hakem hatasıydı.
Sahaya sadece su ve pet şişeler değil, metal paralar, satırlar, bıçaklar, taşlar, demir parçaları aklınıza ne geliyorsa atılmış.
Bunları da sabah 05.00’de takımla birlikte Bursa’ya gelen, ardından 13.30’da basın mensuplarının karşısına çıkan Bursaspor Kulübü Başkanı Ömer Furkan Banaz’dan öğrendik.
Banaz basın toplantısında, “Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile görüştüm. Olayları aktardım. Can güvenliğinin olmadığını söyledim. Futbolcuların atılan maddelerden ısınamadığını söyledim. Olumlu bir cevap alamadım. Olaylara maçta bugüne kadar geçtiğimiz sezon İstanbul’da BAL’da görev yapan, bu sezon 1 kez lig maçında görev yapan bir hakemin, Süper lig maçlarını olmadığı bir haftada bu maça atanmaması kafamızı karıştırdı. Başkanvekili İbrahim Burkay ile de görüştüm. Bir sonuç çıkmadı” derken, aslında Bursa’nın kendilerine sahip çıkmadıklarını ve sürekli yalnız bırakıldıklarının da altını çiziyordu.
Aslında TFF Başkanı Mehmet Ekşioğlu’nun, bu olayların tek sorumlusu biz değiliz maçı yayınlamayan TRT vurgusu ise bana göre toplantının en ilginç sözleriydi.
Öncelikle, yurt dışında sayısız organizasyonlar yapan Osmangazi Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, üyelerini yılda birkaç kez yurt dışına gezmeye götüren Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır için Bursaspor’a uçak kiralaması gerekirdi.
Bu maalesef yapılmadı.
Yapılmış olsaydı;
Ne olurdu diyebilirsiniz.
En azından kentin mülki amirleri, belediye başkanları, BTSO Başkanı ve TFF Başkan Vekili İbrahim Burkay takımla gitseydi, ne hakem, ne de maçın 2 temsilcisi 1 gözlemci olmak üzere kimse sahada bu tür olayların yaşanmasına izin vermezdi.
Hatta ben Bursalı TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu’nu, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ı Yıldırımspor-Muş 1984 maçında tribünde görmüştüm. Belki bir uçakla Diyarbakır’a gidilmiş olsaydı sanıyorum Bursaspor’un lehine birçok gelişme yaşanırdı.
Basın toplantısını takip eden isimlerden ikisi kaptan Enver Cenk Şahin ve kaleci Canberk Yurdakul da oradaydı. Ancak kaptan Enver Cenk Şahin’in atılan taşlardan, metal paralardan parmaklarının bandajlandığını gördüm.
İnanın Canberk Yurdakul maçın tedirginliğini üzerinde yaşıyordu. Yöneticileriyle sohbet eden Canberk, niye karşılık vermedin sorusuna, “Bir an karşılık versem, kale arkasındakilerin hepsi inanın sahaya inerlerdi” sözü bana vahşetin ne denli büyük olduğunu gösterdi.
Aslında bu olayların olacağı sezon başında belliydi.
Amedsporlu yöneticiler Bursaspor ile aynı grupta yer almak istemediklerini resmen TFF’ye bildirmişti.
TFF bunu ciddiye almamıştı.
Tarafsız saha seyircisiz oynama talebi de TFF tarafından geri çevrilmişti.
İnanın bu günkü olayların ana kaynağı maçı yayınlamayan TRT’den çok, olayların çıkacağını çok iyi bilen Amedsporlu başkan ve yöneticilerin tüm uyarı ve isteklerine cevap vermeyen TFF, en kritik mücadeleye deneyimsiz bir hakem atayan MHK’dır.
Bursaspor sonuçta yenildi.
Diyarbakırlıların unuttukları bir şey var.
Amedspor bu sezon iki kez Bursa’ya gelecek.
Bu olaylardan sonra inşallah ne İnegöl de ne de Bursa da üzücü olaylar yaşanmaz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cemal Ekentok
Olayın Suçlusu Kim ?
Bursaspor, Diyarbakır’da aynı Tayland’ın o her yaz sezonunun sonunda yaptıkları ‘Su festivali’ne katılmış gibiydi. Ama burada su sıkılmadı, atıldı. 16-17 yaşındaki futbolcuların canları yandı.
Bunlar bizim Bartu Kösemsever arkadaşımızın bizlere attığı resimlerden çıkartabildiklerimdi.
Sonrasında görüntü bombardımanına uğrattı bizleri Bartu Kösemsever kardeşimiz.
O zaman gördüklerimiz gerçekten çok kötüydü.
Takım maça emniyetin zırhlı araçlarıyla götürülüyor.
Maça giderken herkesin ürkekliği yüzlerinden okunuyor.
Saha zeminini gezdikten sonra futbolcular hazırlanmak için soyunma odasına giremiyor.
Isınmak isteyen futbolcular polis kalkanları nedeniyle ısınmalarını sahanın içerisinde yapması çok büyük hakem hatasıydı.
Sahaya sadece su ve pet şişeler değil, metal paralar, satırlar, bıçaklar, taşlar, demir parçaları aklınıza ne geliyorsa atılmış.
Bunları da sabah 05.00’de takımla birlikte Bursa’ya gelen, ardından 13.30’da basın mensuplarının karşısına çıkan Bursaspor Kulübü Başkanı Ömer Furkan Banaz’dan öğrendik.
Banaz basın toplantısında, “Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile görüştüm. Olayları aktardım. Can güvenliğinin olmadığını söyledim. Futbolcuların atılan maddelerden ısınamadığını söyledim. Olumlu bir cevap alamadım. Olaylara maçta bugüne kadar geçtiğimiz sezon İstanbul’da BAL’da görev yapan, bu sezon 1 kez lig maçında görev yapan bir hakemin, Süper lig maçlarını olmadığı bir haftada bu maça atanmaması kafamızı karıştırdı. Başkanvekili İbrahim Burkay ile de görüştüm. Bir sonuç çıkmadı” derken, aslında Bursa’nın kendilerine sahip çıkmadıklarını ve sürekli yalnız bırakıldıklarının da altını çiziyordu.
Aslında TFF Başkanı Mehmet Ekşioğlu’nun, bu olayların tek sorumlusu biz değiliz maçı yayınlamayan TRT vurgusu ise bana göre toplantının en ilginç sözleriydi.
Öncelikle, yurt dışında sayısız organizasyonlar yapan Osmangazi Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, üyelerini yılda birkaç kez yurt dışına gezmeye götüren Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır için Bursaspor’a uçak kiralaması gerekirdi.
Bu maalesef yapılmadı.
Yapılmış olsaydı;
Ne olurdu diyebilirsiniz.
En azından kentin mülki amirleri, belediye başkanları, BTSO Başkanı ve TFF Başkan Vekili İbrahim Burkay takımla gitseydi, ne hakem, ne de maçın 2 temsilcisi 1 gözlemci olmak üzere kimse sahada bu tür olayların yaşanmasına izin vermezdi.
Hatta ben Bursalı TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu’nu, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ı Yıldırımspor-Muş 1984 maçında tribünde görmüştüm. Belki bir uçakla Diyarbakır’a gidilmiş olsaydı sanıyorum Bursaspor’un lehine birçok gelişme yaşanırdı.
Basın toplantısını takip eden isimlerden ikisi kaptan Enver Cenk Şahin ve kaleci Canberk Yurdakul da oradaydı. Ancak kaptan Enver Cenk Şahin’in atılan taşlardan, metal paralardan parmaklarının bandajlandığını gördüm.
İnanın Canberk Yurdakul maçın tedirginliğini üzerinde yaşıyordu. Yöneticileriyle sohbet eden Canberk, niye karşılık vermedin sorusuna, “Bir an karşılık versem, kale arkasındakilerin hepsi inanın sahaya inerlerdi” sözü bana vahşetin ne denli büyük olduğunu gösterdi.
Aslında bu olayların olacağı sezon başında belliydi.
Amedsporlu yöneticiler Bursaspor ile aynı grupta yer almak istemediklerini resmen TFF’ye bildirmişti.
TFF bunu ciddiye almamıştı.
Tarafsız saha seyircisiz oynama talebi de TFF tarafından geri çevrilmişti.
İnanın bu günkü olayların ana kaynağı maçı yayınlamayan TRT’den çok, olayların çıkacağını çok iyi bilen Amedsporlu başkan ve yöneticilerin tüm uyarı ve isteklerine cevap vermeyen TFF, en kritik mücadeleye deneyimsiz bir hakem atayan MHK’dır.
Bursaspor sonuçta yenildi.
Diyarbakırlıların unuttukları bir şey var.
Amedspor bu sezon iki kez Bursa’ya gelecek.
Bu olaylardan sonra inşallah ne İnegöl de ne de Bursa da üzücü olaylar yaşanmaz.