İnsan ekmekle doyar, emekle büyür ama sevgiyle yaşar.
Anne babanın sevgisinden hiç şüphe edilmese de sevgiyi yaşatmak; birlikte nitelikli zaman geçirmekle mümkündür.
Sevgide muhabbet vardır, sevgide egolardan sıyrılmak, eşitlenmek vardır. Sevgide özlemlerin giderilmesi vardır, sevgide var olduğunu ve biricik olduğunu, kabul gördüğünü hissetmek vardır. Çocuk suçluların arasında bilhassa baba sevgisinde sorun yaşayanların oranı fazladır. Çünkü hiçbir çocuk anne sevgisini sorgulamaz şüphe duymaz. Eroine başlama yaşının oldukça düştüğü emniyet kayıtlarında belirtilmiş.
Evin bir odasında anne dizi seyrederken, salonda baba birkaç kanalda birden haber, spor veya tartışma programlarını seyrederken; çocuk da odasında internetin başındadır. Aynı evde insanların sohbeti, iletişimi yok denecek kadar azalmıştır.
Çocuğunun eroin kullandığını, anne babası çocuk eroin komasına girdiği zaman fark etmektedir. Almanya'da Türklerin yoğun olduğu bir bölgede okul hayatında en başarısız çocukların, %80 gibi bir oranla Türk çocukları olduğu anlaşılmış.
Bununla birlikte, Türk öğrencilerin zeka seviyesinde diğer öğrencilerle hiçbir fark olmadığı tespit edilmiş.
Onların aile hayatları incelendiği zaman tıpkı Türkiye'de ki gibi anne babanın ortalamanın çok üstünde TV seyrettikleri hemen hemen hiç kitap okumadıkları, faydalı seminerlere katılımın oldukça düşük olduğu tespit edilmiştir. Başarısızlıkta temel neden aile yaşamıdır. Biz tüm başarısızlıklarımızın faturasını eğitim sistemimize yüklerken ne kadar haklı da olsak eğitim sistemimiz yap boz tahtası gibi de olsa konuyu tam açıklamış olmayız. Bu istikrarsız sistemde dahi oldukça başarılı olabilen öğrencilerimiz vardır. Sistemin ne olduğu başarıda önemli bir faktördür ancak aile ortamı oldukça önemlidir. Sadece eğitim sistemi suçlu olsaydı neden Avrupa'da en başarısız öğrenciler Türklerin çocuklarıdır? Tüm konu ailede bitiyor.
Alman eğitim bilimcileri 3 yaşına kadar çocukların asla çizgi filmde olsa TV seyretmemelerini söylerken, 3-7 yaş arası günde bir saati geçmemelidir derler. Çocukların internet bağımlılığının altında yatan şey anne babaların TV bağımlılığıdır. Evde muhabbet edilerek büyümeyen çocukların yakınlaştıkları alan internet oluyor.
ABD'de yapılan bir araştırmada kitaplığı zengin olan evlerde yaşayan çocukların kitaba ilgisinin fazla olduğu anlaşılırken akademik başarılarının arttığı tespit edilmiştir.
Bir özel öğretim kurumunda seminer için bulunduğumda orada bir çalışanın herkesle olan sorunlarına rağmen onun kimseyi takmadığını, güçlü bir öz güven sahibi olduğunu gördüm. 25 yaş civarında olan bu çalışan kızın anne babasını merak ettim.
Aile hayatı acaba nasıl diye araştırdığım da anladım ki; onlar akşam yemeklerinde en az bir-bir buçuk saat sohbet etmekteler. TV bağımlılıkları çok fazla değilmiş. "Anne babamla her şeyi konuşuyoruz" diyor.
En azından akşam yemekleri, ailenin bir arada olduğu anlarda muhabbetin geliştirilmesi, aidiyet duygusunun gelişmesini ve sevginin güçlenmesini sağlayacaktır.
Çocuk İçin En Zor Olanı Nedir?
Günlük hayatta kötü davranan kişiden uzaklaşmaya ve onunla görüşmemeye çalışırız. Çünkü onunla her karşılaştığımızda kötü duygular yaşarız, kimyamız bozulur. Bu gerçek çocuklar için de geçerlidir.
* Çocuklar anlaşamadıkları, kavga ettikleri ve onları korkutan, üzen, kötü hissettirenlerle bir araya gelmek istemezler. Ancak anne babaya muhtaçtır ve onlarla birlikte yaşamak zorundadır.
* Kırılan, üzülen ve değersizlik duygusu yaşayan, aşağılanan, şiddete uğrayan çocuk, anne babaya muhtaç olduğundan dolayı duygularını aşmak zorunda kalacaktır. Bu onun için en büyük işkencedir. Kötü hisleri sürekli yaşamak ise onun kişiliğinde derin yaralar açabilecektir. Aşağılanmak kötü bir şey ama aşağılayanla birlikte yaşamak ve ona muhtaç durumda kalmak çok daha kötü.
* Anne, baba onun acizliğinin farkına vardığı halde terbiye adına, şımartmamak ve adam etmek adına onu ezmeye devam edebilir. Bu şekilde işkenceye maruz kalmaya devam eden çocukların yaşadıkları travma onların okul başarısını düşürdüğü gibi ömür boyu kişilik sorunu yaşayan çocuklar yetiştirmiş olurlar.
* Şiddet uygulanan çocuğun ruhsal yönden rahatlatılması adına barışma faslının ebeveynler tarafından başlatılması önemlidir. Aksi durumda ezdiğiniz çocuğun bir de kendilerine gelerek özür dilemesini istemek onda ikinci bir travma yaratılmış olur. 'Oğlum/Kızım, seni kırdığıma çok üzüldümi özür dilerim' diyebilirseniz onu kısmen de olsa rahatlatmış olursunuz
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hakkı Güleç
Başarısız öğrencilerimiz ve ailelerimiz
İnsan ekmekle doyar, emekle büyür ama sevgiyle yaşar.
Anne babanın sevgisinden hiç şüphe edilmese de sevgiyi yaşatmak; birlikte nitelikli zaman geçirmekle mümkündür.
Sevgide muhabbet vardır, sevgide egolardan sıyrılmak, eşitlenmek vardır. Sevgide özlemlerin giderilmesi vardır, sevgide var olduğunu ve biricik olduğunu, kabul gördüğünü hissetmek vardır.
Çocuk suçluların arasında bilhassa baba sevgisinde sorun yaşayanların oranı fazladır. Çünkü hiçbir çocuk anne sevgisini sorgulamaz şüphe duymaz. Eroine başlama yaşının oldukça düştüğü emniyet kayıtlarında belirtilmiş.
Evin bir odasında anne dizi seyrederken, salonda baba birkaç kanalda birden haber, spor veya tartışma programlarını seyrederken; çocuk da odasında internetin başındadır. Aynı evde insanların sohbeti, iletişimi yok denecek kadar azalmıştır.
Çocuğunun eroin kullandığını, anne babası çocuk eroin komasına girdiği zaman fark etmektedir. Almanya'da Türklerin yoğun olduğu bir bölgede okul hayatında en başarısız çocukların, %80 gibi bir oranla Türk çocukları olduğu anlaşılmış.
Bununla birlikte, Türk öğrencilerin zeka seviyesinde diğer öğrencilerle hiçbir fark olmadığı tespit edilmiş.
Onların aile hayatları incelendiği zaman tıpkı Türkiye'de ki gibi anne babanın ortalamanın çok üstünde TV seyrettikleri hemen hemen hiç kitap okumadıkları, faydalı seminerlere katılımın oldukça düşük olduğu tespit edilmiştir. Başarısızlıkta temel neden aile yaşamıdır. Biz tüm başarısızlıklarımızın faturasını eğitim sistemimize yüklerken ne kadar haklı da olsak eğitim sistemimiz yap boz tahtası gibi de olsa konuyu tam açıklamış olmayız. Bu istikrarsız sistemde dahi oldukça başarılı olabilen öğrencilerimiz vardır. Sistemin ne olduğu başarıda önemli bir faktördür ancak aile ortamı oldukça önemlidir.
Sadece eğitim sistemi suçlu olsaydı neden Avrupa'da en başarısız öğrenciler Türklerin çocuklarıdır? Tüm konu ailede bitiyor.
Alman eğitim bilimcileri 3 yaşına kadar çocukların asla çizgi filmde olsa TV seyretmemelerini söylerken, 3-7 yaş arası günde bir saati geçmemelidir derler. Çocukların internet bağımlılığının altında yatan şey anne babaların TV bağımlılığıdır. Evde muhabbet edilerek büyümeyen çocukların yakınlaştıkları alan internet oluyor.
ABD'de yapılan bir araştırmada kitaplığı zengin olan evlerde yaşayan çocukların kitaba ilgisinin fazla olduğu anlaşılırken akademik başarılarının arttığı tespit edilmiştir.
Bir özel öğretim kurumunda seminer için bulunduğumda orada bir çalışanın herkesle olan sorunlarına rağmen onun kimseyi takmadığını, güçlü bir öz güven sahibi olduğunu gördüm. 25 yaş civarında olan bu çalışan kızın anne babasını merak ettim.
Aile hayatı acaba nasıl diye araştırdığım da anladım ki; onlar akşam yemeklerinde en az bir-bir buçuk saat sohbet etmekteler. TV bağımlılıkları çok fazla değilmiş. "Anne babamla her şeyi konuşuyoruz" diyor.
En azından akşam yemekleri, ailenin bir arada olduğu anlarda muhabbetin geliştirilmesi, aidiyet duygusunun gelişmesini ve sevginin güçlenmesini sağlayacaktır.
Çocuk İçin En Zor Olanı Nedir?
Günlük hayatta kötü davranan kişiden uzaklaşmaya ve onunla görüşmemeye çalışırız. Çünkü onunla her karşılaştığımızda kötü duygular yaşarız, kimyamız bozulur. Bu gerçek çocuklar için de geçerlidir.
* Çocuklar anlaşamadıkları, kavga ettikleri ve onları korkutan, üzen, kötü hissettirenlerle bir araya gelmek istemezler. Ancak anne babaya muhtaçtır ve onlarla birlikte yaşamak zorundadır.
* Kırılan, üzülen ve değersizlik duygusu yaşayan, aşağılanan, şiddete uğrayan çocuk, anne babaya muhtaç olduğundan dolayı duygularını aşmak zorunda kalacaktır. Bu onun için en büyük işkencedir. Kötü hisleri sürekli yaşamak ise onun kişiliğinde derin yaralar açabilecektir. Aşağılanmak kötü bir şey ama aşağılayanla birlikte yaşamak ve ona muhtaç durumda kalmak çok daha kötü.
* Anne, baba onun acizliğinin farkına vardığı halde terbiye adına, şımartmamak ve adam etmek adına onu ezmeye devam edebilir. Bu şekilde işkenceye maruz kalmaya devam eden çocukların yaşadıkları travma onların okul başarısını düşürdüğü gibi ömür boyu kişilik sorunu yaşayan çocuklar yetiştirmiş olurlar.
* Şiddet uygulanan çocuğun ruhsal yönden rahatlatılması adına barışma faslının ebeveynler tarafından başlatılması önemlidir. Aksi durumda ezdiğiniz çocuğun bir de kendilerine gelerek özür dilemesini istemek onda ikinci bir travma yaratılmış olur. 'Oğlum/Kızım, seni kırdığıma çok üzüldümi özür dilerim' diyebilirseniz onu kısmen de olsa rahatlatmış olursunuz