Kadın, bir cinsiyet, doğurganlık sembolü, kavram genişletildiğinde insandır.
Bu sadece boyutun görünen tarafıdır. Bir de görünmeyen, görünmek istenmeyen boyutu var.
Kadının toplumdaki yeri ne yeni ne de tamamen halledilmiş bir konudur. Kadın, toplumumuz içinde önemli bir olgu olarak görülse de nedense ikinci sınıf vatandaş rolüne itilmekte ülkemizde ve de tüm dünyada... Yüzyıllardır kadının toplumdaki önemi arka sıralardaki raflara kaldırılmış olsa da kadın başarısını her zaman kanıtlamıştır.
Tarlada, fabrikada karınca gibi çalışan, evde kraliçe arı, kimi zaman abla, kız evlat, hala, teyze, nine, en çok da "anne" olarak yanımızda dimdik duran, kimi zaman bir yönetici kimi zaman bir siyasetçi, çoğu zaman da birer melek, sürekli filizlenen, açan, açtıkça çoğalan...
Aldığı rol her neyse, onunla bütünleşir kadın. Değer yargıları bir namus örtüsü altına büründürüldü kimi zaman.
Saçı uzun aklı kısa dendi!
Kadın şeytandır mantığıyla hareket eden bir toplumun, kadına verdiği ön yargı açıkça günümüzde de görülüyor. Toplumumuzda bir tabu unsuru gibi gözükse de, kadın ne bir eşya ne de ikinci sınıf vatandaştır. Kadın; bir insandır.
Ne erkek kadından üstündür, ne de kadın erkekten bir nebze arkada.
Kadının adı yok zihniyetini benimseyen bir toplum, başarıdan her zaman yoksun kalmaya mahkûmdur. Kadın adını bulmaya değil, adının altına imzasını atmaya çalışmaktadır ve bunca zaman kadın erkek arasındaki sosyal savaş bundan kaynaklanmaktadır.
Mesele kadının başarabilmesi değil, karşı cinse bir tehdit algısı olarak gözükmesidir. Kadın ne bir tabu ne de namus simgesidir. Kadın kadındır. Namus bir cinsiyet değil karakter unsurudur, her insanda olduğu gibi...
Kadınlarımızın kimliğini ve sınıfını sosyal toplumumuz içinde statü vermek yerine onlara gereken eşitliği tanımak toplumun huzuru ve aydınlığı için önemlidir.
Anne babalar; "Benim oğlum erkek adam yapar eder" modelini çizdiği sürece, meslek olarak ayrıştırıldığı sürece, erkek çocuklarına bir kadını sevmeyi, saygı duymayı öğretmediği sürece, kız çocuklarının da kendileri gibi bir insan olduğunu hatırlatarak yetiştirmediği sürece kadın her zaman ikinci, üçüncü sınıf olarak kalacaktır.
Fiziksel veya psikolojik şiddet gördüğü halde yine de kocamdır çocuklarımın babasıdır deyip sineye çeken, abimdir döver, babamdır keser diyen kadınlarımız sayesinde, kadını obje olarak gören ve bu zihniyeti güden bir toplumda, bu kanayan yara ne dün ne bugün ne de yarın bitecektir.
Her zaman ağrıyan ve kanayan fakat üstüne tuz basılan bir yara olarak kalacaktır.
Kör cahil düşünceleri, pespaye ucuz fikirleri yok etmek yine kadınlarımıza düşüyor.
Kadının birer namus, birer tabu meselesi olmadığını, sadece doğuran veya cinsiyeti yüzünden hakir görülmemesi gerektiğini; saçı uzun aklı kısa yakıştırmasından uzak tutulması bir sosyal zorunluluktur. Kadınların birer şeytan olmadığını, kadının da duygularının olduğunu; sevgisinin, anaçlığının, daima yapıcı tarafının olduğunu...
Saygıyı hak ettiğini, hayatın her alanında, her anında üreten, çoğaltan olduğunu ve onlarsız bir hayat olmayacağının erkek çocuklarına aşılandığı, benimsetildiği vakit eğitip geliştirildiğinde cahillik ucuzluk bitecek, yılların kanayan yarası dinecektir.
''Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir." diyen, kadına seçme ve seçilme hakkı vererek yeri ve önemini koruduğu için, kadına hayatın her alanında yer açıp birer yüce varlık olduklarını hissettirip, kültürümüze yaşam şeklimize kazandırdığı için "Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e" sonsuz şükran duyuyor, minnet duygumla özlemle yad ediyorum.
Kadın yaşamın birer pembesi, sarısı, kırmızısı, beyazı, mavisi, yeşili...
Hayatımızın olmazsa olmazı, rengarenk çiçeklerimizin değerlerinin bir güne değil her güne yayılmasını temenni ediyor, her koşulda kayıtsız-şartsız sevgiyi saygıyı hak eden kadınlarımızın gününü bütün içtenliğimle kutluyorum.
Nefes bizlerle anlamlıdır...
Unutmayalım; dünyayı biz kadınlar ve de sevgiyle yetiştireceğimiz çocuklar kurtaracak.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Neriman Keskin
Dünyayı kurtaran kadın...
Kadın, bir cinsiyet, doğurganlık sembolü, kavram genişletildiğinde insandır.
Bu sadece boyutun görünen tarafıdır. Bir de görünmeyen, görünmek istenmeyen boyutu var.
Kadının toplumdaki yeri ne yeni ne de tamamen halledilmiş bir konudur. Kadın, toplumumuz içinde önemli bir olgu olarak görülse de nedense ikinci sınıf vatandaş rolüne itilmekte ülkemizde ve de tüm dünyada... Yüzyıllardır kadının toplumdaki önemi arka sıralardaki raflara kaldırılmış olsa da kadın başarısını her zaman kanıtlamıştır.
Tarlada, fabrikada karınca gibi çalışan, evde kraliçe arı, kimi zaman abla, kız evlat, hala, teyze, nine, en çok da "anne" olarak yanımızda dimdik duran, kimi zaman bir yönetici kimi zaman bir siyasetçi, çoğu zaman da birer melek, sürekli filizlenen, açan, açtıkça çoğalan...
Aldığı rol her neyse, onunla bütünleşir kadın. Değer yargıları bir namus örtüsü altına büründürüldü kimi zaman.
Saçı uzun aklı kısa dendi!
Kadın şeytandır mantığıyla hareket eden bir toplumun, kadına verdiği ön yargı açıkça günümüzde de görülüyor. Toplumumuzda bir tabu unsuru gibi gözükse de, kadın ne bir eşya ne de ikinci sınıf vatandaştır. Kadın; bir insandır.
Ne erkek kadından üstündür, ne de kadın erkekten bir nebze arkada.
Kadının adı yok zihniyetini benimseyen bir toplum, başarıdan her zaman yoksun kalmaya mahkûmdur. Kadın adını bulmaya değil, adının altına imzasını atmaya çalışmaktadır ve bunca zaman kadın erkek arasındaki sosyal savaş bundan kaynaklanmaktadır.
Mesele kadının başarabilmesi değil, karşı cinse bir tehdit algısı olarak gözükmesidir. Kadın ne bir tabu ne de namus simgesidir. Kadın kadındır. Namus bir cinsiyet değil karakter unsurudur, her insanda olduğu gibi...
Kadınlarımızın kimliğini ve sınıfını sosyal toplumumuz içinde statü vermek yerine onlara gereken eşitliği tanımak toplumun huzuru ve aydınlığı için önemlidir.
Anne babalar; "Benim oğlum erkek adam yapar eder" modelini çizdiği sürece, meslek olarak ayrıştırıldığı sürece, erkek çocuklarına bir kadını sevmeyi, saygı duymayı öğretmediği sürece, kız çocuklarının da kendileri gibi bir insan olduğunu hatırlatarak yetiştirmediği sürece kadın her zaman ikinci, üçüncü sınıf olarak kalacaktır.
Fiziksel veya psikolojik şiddet gördüğü halde yine de kocamdır çocuklarımın babasıdır deyip sineye çeken, abimdir döver, babamdır keser diyen kadınlarımız sayesinde, kadını obje olarak gören ve bu zihniyeti güden bir toplumda, bu kanayan yara ne dün ne bugün ne de yarın bitecektir.
Her zaman ağrıyan ve kanayan fakat üstüne tuz basılan bir yara olarak kalacaktır.
Kör cahil düşünceleri, pespaye ucuz fikirleri yok etmek yine kadınlarımıza düşüyor.
Kadının birer namus, birer tabu meselesi olmadığını, sadece doğuran veya cinsiyeti yüzünden hakir görülmemesi gerektiğini; saçı uzun aklı kısa yakıştırmasından uzak tutulması bir sosyal zorunluluktur. Kadınların birer şeytan olmadığını, kadının da duygularının olduğunu; sevgisinin, anaçlığının, daima yapıcı tarafının olduğunu...
Saygıyı hak ettiğini, hayatın her alanında, her anında üreten, çoğaltan olduğunu ve onlarsız bir hayat olmayacağının erkek çocuklarına aşılandığı, benimsetildiği vakit eğitip geliştirildiğinde cahillik ucuzluk bitecek, yılların kanayan yarası dinecektir.
''Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir." diyen, kadına seçme ve seçilme hakkı vererek yeri ve önemini koruduğu için, kadına hayatın her alanında yer açıp birer yüce varlık olduklarını hissettirip, kültürümüze yaşam şeklimize kazandırdığı için "Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e" sonsuz şükran duyuyor, minnet duygumla özlemle yad ediyorum.
Kadın yaşamın birer pembesi, sarısı, kırmızısı, beyazı, mavisi, yeşili...
Hayatımızın olmazsa olmazı, rengarenk çiçeklerimizin değerlerinin bir güne değil her güne yayılmasını temenni ediyor, her koşulda kayıtsız-şartsız sevgiyi saygıyı hak eden kadınlarımızın gününü bütün içtenliğimle kutluyorum.
Nefes bizlerle anlamlıdır...
Unutmayalım; dünyayı biz kadınlar ve de sevgiyle yetiştireceğimiz çocuklar kurtaracak.