Tüm Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika ülkelerinin hükümetleri WhatsApp, Twitter, Facebook ve diğer iletişim kanalları ile bu kanallar üzerinden yapılacak tüm konuşmaların kaydedilmesi konusunda bir anlaşma yaptı.
Tüm sosyal medya ve sosyal forumlar izlenecek, telefon görüşmeleri ve Whatsapp üzerindeki tüm mesajlar aralamalar kaydedilecek, Twitter denetlenecek.
Bu hareket organize suç ve terörizmi takip amaçlıdır, hükümetlere, yasalara ve ahlâka aykırı mesajlar veya gereksiz bilgiler kayıt altına alınacak korkusu teorilere dayansa da, WhatsApp'ın istediği bilgileri 8 Şubat'a kadar onaylamayanlar kullanamayacaklar.
Whatsapp'ın son sözleşmesi çok tartışılan ve konuşulan konu haline geldi.
Kullanıcılarına güncellenen koşullarını ve gizlilik ilkesini içeren bir bildirim ile gündemde.
Türkiye'de ki kullanıcıların tepkisini çeken WhatsApp sözleşmesi içerisinde, "Facebook şirketlerinin bir parçası olan WhatsApp, diğer Facebook şirketlerinden bilgi alır bu diğer şirketlerle bilgi paylaşımında bulunur."
Güncellemeye tepkili olan kullanıcılar Elon Musk'ın WhatsApp'a karşılık 'Signal' uygulaması, Telegram, Messenger ve alternatif olarak yerli uygulama BİP'e yöneldi.
Teknoloji endüstrisinin sorunu nedir diye sorulduğunda yakınmalardan ve skandallardan oluşan kakofoni çıkıyor ortaya...
Bunun bir adı olmadığını ve tek bir kaynak olduğunu çevremize baktığımızda bütün insanların çılgınlık içinde olduğunu hissedebiliyoruz.
Teknolojinin azgınlaşıp insanları nasıl manipüle ettiğini, kâr için maddi manevi zarara uğrattığını, insanların aralarını bozduğunu, sosyal medyanın nasıl canavarlaştığını daha net görebiliyoruz.
Uzlaşmayı reddeden, kavgacı, özendiren nitelikli ve kapitalizmin kölesi olmayı tercih eden nesiller yetiştiriyoruz.
Bu normal mi yoksa bir büyünün etkisi altında mıyız?
Para makinesine döşünen bağımlılık insanlığı tam anlamıyla bunalıma soktuğu gibi sosyal yapı nasıl bozulurun portresini ortaya koyuyor.
Bu iş farklı, yapay zekaya dayanıyor ve insanların geçmişini öğrenmekle kalmıyorlar, geleceğini de çalıyorlar.
Twitter, Facebook, Instagram, Whatsapp vazgeçilmezimiz oldu.
Bu bağımlılığı farkettikleri için, her yeni güne farklı sınırlar koyarak insanlığı daha da zorlayan ve bağımlılıkta yasakları cazip noktalara getirme eyleminde bulunuyorlar.
İnsan özelini çalmanın ve kişilerin kendi rızası ile bilgilerini yasallaştırmanın adıdır böyle bir baskı ve mecburiyet.
WhatsApp bu koşullarda tam anlamıyla kronik bir verinin güvenlik sorununu teşkil etmekte.
Arama motorlarına girildiğinde çerezler linkini çıkartıp istesen de istemesen de dikte ederek mecbur bırakmıyor muydu?
İnsanları tam kontrol altına alarak adına "yeni dünya düzeni" deniyor.
HES'lenerek, kodlanarak, şifrelenerek hayatın her alanında attığımız bütün adımlarla takip ediliyoruz.
Sosyal ağlar güvenilmez hale geldi her şeyimizden haberdarlar!
Facebook zamanında bütün bilgilerini sattı.
Sıra WhatsApp üzerinden tüm bilgilere ulaşıp, insan haklarını taciz ederek ifade ve yaşam özgürlüğü insanların elinden alınıyor.
Peki, WhatsApp'ın alternatifi yokmuş gibi saplanıp kalarak mı ters giden şeyleri fark edeceğiz?
Şimdiki gençlerin ve sonraki nesillerin gelişimini ve dünyasını sosyal medyayı monetize edenler mi belirleyecek?
Yazılım uygulamasına bağlanmak her zaman tehlikelidir.
Dengeleyici alternatifler yedekte olmalı.
Her ülke kendi platformlarını, kendi yazılımlarını kurup geliştirmeli.
Biz de kendi ülkemizin sohbet alanını kendimiz yapmalıyız.
Tabi bunun için üniversiteler fazla mesai yapmalı.
Teknoloji çağında, sanal sosyal projesi geliştiren gençlerimize de bu anlamda ihtiyacımız var.
Biz hiç kimseye mecbur değiliz.
Kalmamalıyız!
Amaçlarına da müsaade etmemeliyiz.
Bilgi, bilişim dijital tekelleşmiş, global sermayenin hizmetinde olsa da...
Gündemi Twitter'den, Facebook'tan takip ediyor, meydan muharebesini bu sosyal mecralardan kazanan nesiller olsak da, sonuçta odunları birbirine sürterek ateşi bulan, güneşle yönünü tayin eden, güvercinle haberleşen ataların torunlarıyız.
Teknoloji çağında karbondioksite vergi kesebileceklerini, oksijeni de poşetleyip, şişeyeleyip pazarlayabileceklerini bildiğimiz kapitalist sisteme ya yenileceğiz ya da kendi söküğümüzü kendimiz dikip göbeğimizi de yine kendimiz keseceğiz!
Yasaklar ve özenti cazip gelse de sosyal ağların labirentinde daha fazla kaybolmamayı temenni ediyorum.
Gerçeklere ulaşmanın her zaman bir yolu vardır.
O gerçeklerde sanala ve sanalcıların ekmeğine yağ sürmemektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Neriman Keskin
İletişim savaşları
Tüm Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika ülkelerinin hükümetleri WhatsApp, Twitter, Facebook ve diğer iletişim kanalları ile bu kanallar üzerinden yapılacak tüm konuşmaların kaydedilmesi konusunda bir anlaşma yaptı.
Tüm sosyal medya ve sosyal forumlar izlenecek, telefon görüşmeleri ve Whatsapp üzerindeki tüm mesajlar aralamalar kaydedilecek, Twitter denetlenecek.
Bu hareket organize suç ve terörizmi takip amaçlıdır, hükümetlere, yasalara ve ahlâka aykırı mesajlar veya gereksiz bilgiler kayıt altına alınacak korkusu teorilere dayansa da, WhatsApp'ın istediği bilgileri 8 Şubat'a kadar onaylamayanlar kullanamayacaklar.
Whatsapp'ın son sözleşmesi çok tartışılan ve konuşulan konu haline geldi.
Kullanıcılarına güncellenen koşullarını ve gizlilik ilkesini içeren bir bildirim ile gündemde.
Türkiye'de ki kullanıcıların tepkisini çeken WhatsApp sözleşmesi içerisinde, "Facebook şirketlerinin bir parçası olan WhatsApp, diğer Facebook şirketlerinden bilgi alır bu diğer şirketlerle bilgi paylaşımında bulunur."
Güncellemeye tepkili olan kullanıcılar Elon Musk'ın WhatsApp'a karşılık 'Signal' uygulaması, Telegram, Messenger ve alternatif olarak yerli uygulama BİP'e yöneldi.
Teknoloji endüstrisinin sorunu nedir diye sorulduğunda yakınmalardan ve skandallardan oluşan kakofoni çıkıyor ortaya...
Sahte haberler, kutuplaşmalar, fake hesaplar, hacklanen seçimler, verilerimiz çalınıyor deniyor trollar tarafından.
Peki bunların altında yatan nedenler neler?
Bunun bir adı olmadığını ve tek bir kaynak olduğunu çevremize baktığımızda bütün insanların çılgınlık içinde olduğunu hissedebiliyoruz.
Teknolojinin azgınlaşıp insanları nasıl manipüle ettiğini, kâr için maddi manevi zarara uğrattığını, insanların aralarını bozduğunu, sosyal medyanın nasıl canavarlaştığını daha net görebiliyoruz.
Uzlaşmayı reddeden, kavgacı, özendiren nitelikli ve kapitalizmin kölesi olmayı tercih eden nesiller yetiştiriyoruz.
Bu normal mi yoksa bir büyünün etkisi altında mıyız?
Para makinesine döşünen bağımlılık insanlığı tam anlamıyla bunalıma soktuğu gibi sosyal yapı nasıl bozulurun portresini ortaya koyuyor.
Bu iş farklı, yapay zekaya dayanıyor ve insanların geçmişini öğrenmekle kalmıyorlar, geleceğini de çalıyorlar.
Twitter, Facebook, Instagram, Whatsapp vazgeçilmezimiz oldu.
Bu bağımlılığı farkettikleri için, her yeni güne farklı sınırlar koyarak insanlığı daha da zorlayan ve bağımlılıkta yasakları cazip noktalara getirme eyleminde bulunuyorlar.
İnsan özelini çalmanın ve kişilerin kendi rızası ile bilgilerini yasallaştırmanın adıdır böyle bir baskı ve mecburiyet.
WhatsApp bu koşullarda tam anlamıyla kronik bir verinin güvenlik sorununu teşkil etmekte.
Arama motorlarına girildiğinde çerezler linkini çıkartıp istesen de istemesen de dikte ederek mecbur bırakmıyor muydu?
İnsanları tam kontrol altına alarak adına "yeni dünya düzeni" deniyor.
HES'lenerek, kodlanarak, şifrelenerek hayatın her alanında attığımız bütün adımlarla takip ediliyoruz.
Sosyal ağlar güvenilmez hale geldi her şeyimizden haberdarlar!
Facebook zamanında bütün bilgilerini sattı.
Sıra WhatsApp üzerinden tüm bilgilere ulaşıp, insan haklarını taciz ederek ifade ve yaşam özgürlüğü insanların elinden alınıyor.
Peki, WhatsApp'ın alternatifi yokmuş gibi saplanıp kalarak mı ters giden şeyleri fark edeceğiz?
Şimdiki gençlerin ve sonraki nesillerin gelişimini ve dünyasını sosyal medyayı monetize edenler mi belirleyecek?
Yazılım uygulamasına bağlanmak her zaman tehlikelidir.
Dengeleyici alternatifler yedekte olmalı.
Her ülke kendi platformlarını, kendi yazılımlarını kurup geliştirmeli.
Biz de kendi ülkemizin sohbet alanını kendimiz yapmalıyız.
Tabi bunun için üniversiteler fazla mesai yapmalı.
Teknoloji çağında, sanal sosyal projesi geliştiren gençlerimize de bu anlamda ihtiyacımız var.
Biz hiç kimseye mecbur değiliz.
Kalmamalıyız!
Amaçlarına da müsaade etmemeliyiz.
Bilgi, bilişim dijital tekelleşmiş, global sermayenin hizmetinde olsa da...
Gündemi Twitter'den, Facebook'tan takip ediyor, meydan muharebesini bu sosyal mecralardan kazanan nesiller olsak da, sonuçta odunları birbirine sürterek ateşi bulan, güneşle yönünü tayin eden, güvercinle haberleşen ataların torunlarıyız.
Teknoloji çağında karbondioksite vergi kesebileceklerini, oksijeni de poşetleyip, şişeyeleyip pazarlayabileceklerini bildiğimiz kapitalist sisteme ya yenileceğiz ya da kendi söküğümüzü kendimiz dikip göbeğimizi de yine kendimiz keseceğiz!
Yasaklar ve özenti cazip gelse de sosyal ağların labirentinde daha fazla kaybolmamayı temenni ediyorum.
Gerçeklere ulaşmanın her zaman bir yolu vardır.
O gerçeklerde sanala ve sanalcıların ekmeğine yağ sürmemektir.