SON DAKİKA
Hava Durumu

İnsanları anlamak hayatı anlamaktır...

Yazının Giriş Tarihi: 25.12.2020 09:34

"İnsanları anlamak hayatı anlamaktır" felsefesi ile yola devam ederken, farklı ve çeşit çeşit insan tiplemesiyle karşılaşıyoruz.
Bu tiplemelerden bazıları çok konuşmayı ve etrafındaki insanları boğmayı yeğliyor.
Ben hayatımda boş insana asla yer vermem dersiniz ama imtiyaz gösterdiğiniz insanlar olabilir.
Çok konuşmak; kibirli, narsist insanlarda bulunan bir kaç özellikten birtanesi...
Başkalarının ne anlattığına pek aldırış etmezler konuşma esnasında konunun merkezi olmaya çalışırlar, kendi dertlerinden başka önemli bir şey yokmuş gibi.
Bazen utandığı için söyleyeceği şeyi unutan kişi de olabilir.
Haliyle ayrıntıya giriyor, heyecandan her şey karışıyor, defalarca anlatma gereği duyuyor...
Doğumundan, olduğu yaşa kadar her şeyi anlatır. Var böyle kişiler...
Beyin spazmı geçirtirler karşısındaki insana..

Bir de her gördüğünde anlattığı anıları tekrar tekrar anlatanlar var... Dinlemiştim daha önce desen de, olsun bir daha dinle sözüyle; "imdat" diye bağırmak istediğimiz oluyor...

Sorduğu sorunun cevabını kendi veren ve ağzını açmaya fırsat vermeyen tipleri dinlemeye de yürek ister!
Asla dinlemezler ve asla karşısındaki insanın konuşmasına izin vermezler.
Laf salatasıyla konuyu önemli hale getirmeye çalışıp, artı puan kapma derdi; senin de umudun bir an önce sadede gelmesi.
Bütün sıfatlar kalıptır.
Bu kişiler kalıbının olmadığını düşünerek toplum içinde yer edinmeyi ve beğenilmeyi ister...
Kişilik kazanamamış karakteri oturmamış, özgüveni eksik insan şekli, dikkat çekici hareketler yaparlar kolay sıkılır ve başkalarını dinlemekten kaçınırlar

Mesela; işyerinde başından geçen bir olayı anlatacak; sabah nasıl uyandığından başlar elini yüzünü yıkamasından, kahvaltıda neler yediğinden, işe giderken araba hangi şarkıyı dinlediğini, o esnada trafikte başına gelenleri vs. iki üç saat detay dinler aynı yerde dolanır durursun.
Temel mesele ise kahvesine dört şeker fazla atmış ve şaka yapmıştır, arkadaşı ömürden ömür çalan boşa geçen saatlerin zanlısıdır!
Sadece size konuşuyorsa işiniz zor geçmiş olsun. Etrafınızda birkaç kişi varsa göz temasından kaçarsınız bu kez etrafındakilere geçmiş olsun.

O kadar detaya girip anlattığında boş birşey olmasına mı yanarsın,
Konuşacak konusu bittiği halde detaylardan yeni konu üretme çabasına mı?
O kadar saat anlatılandan kayda değer bir cümle çıkarmak dinleyenin becerisidir.
Rahatsızlığını yüzüne karşı dile getirme cesaretinde bulunmadığın taktirde bunu marifet olarak sürdürebiliyor.
Bunu onun direkt olarak yüzüne kimse söylemediği için hayatı boyunca öyle kalacak insandır.
Sadece bir kere geldiğin bu dünyada boşver konuşsun diyorsun, bu sefer de dinlerken nefesin kesilecek gibi oluyor. Kabul edilmemişliğin en zor halini anlamaya çalışarak yüzün kızara kızara uyarıyorsun...

Karşısındaki bireylerce kâle alınmadığı kaygısıyla yetişmiştir belki de nerden biliyorsunuz?
"Ben şahsen böyle bir aile ortamında büyüdüm diyor çok konuşan!"
Beni yetiştirenlerin de bu kaygılarla yetiştiği çok belli, ben de detaya boğarak sesimi yükselterek konuşurum. Çünkü; karşımda ki insanın beni önemsemediği kaygısı o anlarda bende tavan yapar diyor!"

Uyarımın ardından kendini bu şekilde ifade ettiğinde taşlar yerine oturuyor.
Kişilik ve davranış bozukluklarının temelinde öncelikle aileden sonra da toplumdan öğrenilmiş kaygılar yatar. İki kişi konuşurken üçüncüye laf düşmez diyen; toplumda çocuğa söz hakkı dahi tanımayan bir kültürden sağlıklı bireyler çıkmasını beklemek domates tarlasından karpuz beklemeye benziyor.

Hiç kimseyi horgörmemek gerektiğini, arkasında nasıl zor bir yaşam yattığını bilemediğimizi ortaya koyuyor.
Her şey ailede başlıyor ya hayatları mahvediyorlar, ya da bize güzel bir hayat bırakıyorlar.
Kendinle mutluysan kimseyle derdin olmuyor.
İnsanlar kendisine değer veren kişiyi önemsemez, daha çok onu önemsemeyen, ulaşamadığı kişiye değer verir. Değer görmek için de kendini ispatlamaya çalışır, çalıştıkça saçmalar.

Aslında bütün sorun sevgisizlik başka bir şey değil!
Sevgi her sorunun anahtarıdır, sevginizde cimrilik yapmayın.
Çok konuşmak; insanın gözden düşmesi için en kısa ve en kestirme yoldur.

Ne anlatacağına, kimi dinleyeceğine dikkat et!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.