81 ilde sosyal konut projesi dar gelirli vatandaşın iştahını kabarttı, kiracılıktan canı yananların hayallerini süsledi, umutlarına ışık saçtı!
Devlet tarafından satılığa çıkartılan 250 bin konut ev sahibi olmak isteyenlere birer nimet mi yoksa bir çok teori gibi söylendiğiyle mi kalacak? Biz yine de pozitif düşünelim (!) yapılan konutlar ihtiyaç sahiplerine hediye olarak mı dağıtılacak?
25 metrekarelik, hayvanı bağlasan durmayacak dam gibi bir eve 3.500 lira kira isteyen fırsatçı ev sahiplerinden yaka silkmiş her kişi için Toki evleri bulunmaz bir nimet elbet.. ‘’Güneş giren eve doktor girmez’’ deyip tavuk kümesi kadar pencere konduran, her yer fayans deyip kirden pasaktan fayansları görünmeyen eve temiz kiracı arıyorum diye dalga geçen utanmaz ev sahiplerinin olduğu devirde, 75 metrekarelik ev dar gelirli vatandaşa saray görünür.
Türkiye’ye bu şekil ve bu hızla göçmen gelmeye devam ettiği sürece hiçbir şeyin fiyatı düşmediği gibi artacak ve nüfus artışı da alıp başını gidecek…Şu anda kayıtlı-kayıtsız 15 milyonun üzerinde göçmen var, seneye en kötü yerde bile kira 10-15 bin lira olacaktır. Özellikle evimi yabancıya kiraya vereyim ki getirisi yüksek olsun mantalitesi baş gösteriyor. Evet enflasyon var, peki bu serbest piyasayı kim belirliyor? 4-5 tane evi olan her bir evinin kirasını yüksek tutmak için mi yapıyor? Ev sahibi ile kiracı arasında ki emlakçı mı ortamın tansiyonunu yükseltiyor? Yüksek kira almasını bilen ev sahipleri aldıkları kira bedelinin kaçta kaçını devlete vergi olarak veriyor?
Peki, ölüsünü yerden yükseğe gömen devirin insanlarına nasıl güveneceğiz? Vicdanların cüzdan hesabıyla ölmesinin sonucudur bu durum, ne yazık ki fırsatçılık bizim insanımızın bir parçası haline geldi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, Ticaret Bakanlığının ve belediyelerin denetlemediği; şikayete tabi tutulmayan sorunlar, ev sahibi ve kiracı arasında ki anlaşmazlık ne ilk ne de son olacaktır.
Bu insafsızlık sürecinde maalesef ki Türkiye de bir denetim mekanizmasının olmaması, fırsatçı ev sahiplerinin ve kira bedellerinin denetlenmemesi, oturulmayacak evlere mühür vurulmaması karşısında fakirin umudu tabi ki TOKİ olmalı!
Bir standart olmalı değil mi? Her şeyin bir kararı, yolu yöntemi ve kolaylığı olmalı! İhtiyaç sahiplerini ilgilendiren sosyal proje, fakirin umudunu zorlaştırmak değil kolaylaştırmak olmalı.
Gariban yuva kurarken bir kürek kum-çimento veya bir tuğlada devlet baba koymalı ki, % 40 indirimle ev satıyoruz demek yerine, standart ödeme imkanlarıyla dar gelirli vatandaşın hayalini gerçekleştireceğiz denmeli! Bugüne kadar 1 milyon 100 bin Toki tarafından konut yapılıp teslim edilmiş buna ne diyeceksiniz diyen kişiye, göçmen kardeşlerimize bedava ev yapıldıysa evsizlere de devlet vergilerinden ev yapılabilir, 240 ay vadeyle ev satın almak isteyen kişi biz yetim evlat mıyız diye sorabiliyor!
Peşin ödenecek para 60-80 bin arası, asgari ücretli bu parayı nasıl ödeyecek? Eşten dosttan bulup buluşturun diyenler şunu bilmeli ki, "elden gelen öğün olmuyor o da zamanında bulunmuyor." Asgari ücretle çalışan hem kira ödeyip hem de konut taksitlerine nasıl yetişecek? ? Hangi emekli, hangi şehit ailesi, hangi engelli vatandaş bu taksitlerin arkasından koşabilecek? Zamlardan gözünü açamayan vatandaş artan taksitlerle nasıl baş edecek? Salgın oluyor hayat bir anda durma noktasına geliyor. Doğal afet oluyor insanlar bir anda her şeyini kaybedebiliyor. Fabrikalar, holdingler iflas ediyor, çalışanlara haydi güle güle denebiliyor. Bir kriz anında ve krizi atlatma sürecinde çarşı-pazar el yakıp her şeyi ters- düz edebiliyor. Hayatta kalabilmenin garantisi yokken, 240 ay gibi bir zaman diliminde neyin garantisi olabilir? 500 lira gibi bir bedel karşılığında ihtiyaç sahiplerini çekilişe tabi tutmak, haram olarak tabir edilen sayısal oyunlarıyla aynı kategoriye girmiyor mu? Neden milli piyangodan ikramiye kazanacakmış gibi kura karşılığında para isteniyor? Çekilişte ismi çıkmayan kişilere alınan 500 lira tekrar iade edilecek mi? Peşinat tamamda taksitler sabit kalıp oturum gerçekleştiğinde ödense kadılar günah yazmaz sanırım! Kira fiyatları % 200-300 artmış durumda iken hem kirada otur hem taksit öde nerede bunun devlet desteği? Gerçekten bu proje zenginin işine mi yarayacak, yoksa bir kez olsun fakirin yüzünü mü güldürecek?
Fakirin ekmeği daima umuttur! Şükürle gider, keşkelerle döner. ‘’ Keşke’’ Devlet kendi hazinesinden ev yapıp cüzi bir miktarda kira alarak ev ihtiyacı olanlara 20 yıl kadar oturum verebilse! ‘’Keşke’’ önünü göremeyen gariban vatandaş kredi çekip her ay faizli taksit ödeyerek bu yükün altında kalmasa! ‘’ Keşke’’ ölümlü dünyanın hiç kimseye kalmayacağını bilenler (!) insanlığı ömür boyu borçlu bırakmasa! Keşke, halkın alım gücü iyileştirilse de kendi imkanlarıyla evlerini kurabilseler! Ne diyelim? Dilerim; Taşıma su ile değirmenin öğüttüğü un tekne tekne hamur, dizi dizi somun olsun. İnsanız; umut olmadan ne uyunuyor ne karın doyuyor ne de yaşanıyor.
Organlarımızdan her hangi biri konuşacak olsaydı eğer, eminim bu şekilde konuşurdu! Ben bulamadım bari sen başını sokacak bir yer bul, umudumuz Toki de, derdi!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Neriman Keskin
Umudumuz TOKİ
81 ilde sosyal konut projesi dar gelirli vatandaşın iştahını kabarttı, kiracılıktan canı yananların hayallerini süsledi, umutlarına ışık saçtı!
Devlet tarafından satılığa çıkartılan 250 bin konut ev sahibi olmak isteyenlere birer nimet mi yoksa bir çok teori gibi söylendiğiyle mi kalacak? Biz yine de pozitif düşünelim (!) yapılan konutlar ihtiyaç sahiplerine hediye olarak mı dağıtılacak?
25 metrekarelik, hayvanı bağlasan durmayacak dam gibi bir eve 3.500 lira kira isteyen fırsatçı ev sahiplerinden yaka silkmiş her kişi için Toki evleri bulunmaz bir nimet elbet..
‘’Güneş giren eve doktor girmez’’ deyip tavuk kümesi kadar pencere konduran, her yer fayans deyip kirden pasaktan fayansları görünmeyen eve temiz kiracı arıyorum diye dalga geçen utanmaz ev sahiplerinin olduğu devirde, 75 metrekarelik ev dar gelirli vatandaşa saray görünür.
Türkiye’ye bu şekil ve bu hızla göçmen gelmeye devam ettiği sürece hiçbir şeyin fiyatı düşmediği gibi artacak ve nüfus artışı da alıp başını gidecek…Şu anda kayıtlı-kayıtsız 15 milyonun üzerinde göçmen var, seneye en kötü yerde bile kira 10-15 bin lira olacaktır. Özellikle evimi yabancıya kiraya vereyim ki getirisi yüksek olsun mantalitesi baş gösteriyor. Evet enflasyon var, peki bu serbest piyasayı kim belirliyor? 4-5 tane evi olan her bir evinin kirasını yüksek tutmak için mi yapıyor? Ev sahibi ile kiracı arasında ki emlakçı mı ortamın tansiyonunu yükseltiyor? Yüksek kira almasını bilen ev sahipleri aldıkları kira bedelinin kaçta kaçını devlete vergi olarak veriyor?
Peki, ölüsünü yerden yükseğe gömen devirin insanlarına nasıl güveneceğiz? Vicdanların cüzdan hesabıyla ölmesinin sonucudur bu durum, ne yazık ki fırsatçılık bizim insanımızın bir parçası haline geldi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, Ticaret Bakanlığının ve belediyelerin denetlemediği; şikayete tabi tutulmayan sorunlar, ev sahibi ve kiracı arasında ki anlaşmazlık ne ilk ne de son olacaktır.
Bu insafsızlık sürecinde maalesef ki Türkiye de bir denetim mekanizmasının olmaması, fırsatçı ev sahiplerinin ve kira bedellerinin denetlenmemesi, oturulmayacak evlere mühür vurulmaması karşısında fakirin umudu tabi ki TOKİ olmalı!
Bir standart olmalı değil mi? Her şeyin bir kararı, yolu yöntemi ve kolaylığı olmalı! İhtiyaç sahiplerini ilgilendiren sosyal proje, fakirin umudunu zorlaştırmak değil kolaylaştırmak olmalı.
Gariban yuva kurarken bir kürek kum-çimento veya bir tuğlada devlet baba koymalı ki, % 40 indirimle ev satıyoruz demek yerine, standart ödeme imkanlarıyla dar gelirli vatandaşın hayalini gerçekleştireceğiz denmeli! Bugüne kadar 1 milyon 100 bin Toki tarafından konut yapılıp teslim edilmiş buna ne diyeceksiniz diyen kişiye, göçmen kardeşlerimize bedava ev yapıldıysa evsizlere de devlet vergilerinden ev yapılabilir, 240 ay vadeyle ev satın almak isteyen kişi biz yetim evlat mıyız diye sorabiliyor!
Peşin ödenecek para 60-80 bin arası, asgari ücretli bu parayı nasıl ödeyecek? Eşten dosttan bulup buluşturun diyenler şunu bilmeli ki, "elden gelen öğün olmuyor o da zamanında bulunmuyor." Asgari ücretle çalışan hem kira ödeyip hem de konut taksitlerine nasıl yetişecek? ? Hangi emekli, hangi şehit ailesi, hangi engelli vatandaş bu taksitlerin arkasından koşabilecek? Zamlardan gözünü açamayan vatandaş artan taksitlerle nasıl baş edecek? Salgın oluyor hayat bir anda durma noktasına geliyor. Doğal afet oluyor insanlar bir anda her şeyini kaybedebiliyor. Fabrikalar, holdingler iflas ediyor, çalışanlara haydi güle güle denebiliyor. Bir kriz anında ve krizi atlatma sürecinde çarşı-pazar el yakıp her şeyi ters- düz edebiliyor. Hayatta kalabilmenin garantisi yokken, 240 ay gibi bir zaman diliminde neyin garantisi olabilir? 500 lira gibi bir bedel karşılığında ihtiyaç sahiplerini çekilişe tabi tutmak, haram olarak tabir edilen sayısal oyunlarıyla aynı kategoriye girmiyor mu? Neden milli piyangodan ikramiye kazanacakmış gibi kura karşılığında para isteniyor? Çekilişte ismi çıkmayan kişilere alınan 500 lira tekrar iade edilecek mi? Peşinat tamamda taksitler sabit kalıp oturum gerçekleştiğinde ödense kadılar günah yazmaz sanırım! Kira fiyatları % 200-300 artmış durumda iken hem kirada otur hem taksit öde nerede bunun devlet desteği? Gerçekten bu proje zenginin işine mi yarayacak, yoksa bir kez olsun fakirin yüzünü mü güldürecek?
Fakirin ekmeği daima umuttur! Şükürle gider, keşkelerle döner. ‘’ Keşke’’ Devlet kendi hazinesinden ev yapıp cüzi bir miktarda kira alarak ev ihtiyacı olanlara 20 yıl kadar oturum verebilse! ‘’Keşke’’ önünü göremeyen gariban vatandaş kredi çekip her ay faizli taksit ödeyerek bu yükün altında kalmasa! ‘’ Keşke’’ ölümlü dünyanın hiç kimseye kalmayacağını bilenler (!) insanlığı ömür boyu borçlu bırakmasa! Keşke, halkın alım gücü iyileştirilse de kendi imkanlarıyla evlerini kurabilseler! Ne diyelim? Dilerim; Taşıma su ile değirmenin öğüttüğü un tekne tekne hamur, dizi dizi somun olsun. İnsanız; umut olmadan ne uyunuyor ne karın doyuyor ne de yaşanıyor.
Organlarımızdan her hangi biri konuşacak olsaydı eğer, eminim bu şekilde konuşurdu! Ben bulamadım bari sen başını sokacak bir yer bul, umudumuz Toki de, derdi!