İMSİAD İnşaat Müteahhitleri Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin Mudanya yolunda BOSB karşısında adı 1050, kendisi 2.500 konuttan oluşan zamanının en ekonomik, ve değerli kentsel dönüşüm projesinin yeniden yapılandırılması ve dönüşümü ile ilgili görüşlerini dinledik.
40 yıl önce yapılan 1050 konutlar, beton ve malzeme kalitesi, deprem yönetmeliği, zemin etüdü, konfor ve de doğal yıpranma nedeniyle ekonomik ömrünü tamamlanmış olduğu kesin doğrudur.
Yine de 99 depreminde özellikle Güzelyalı’da ve Bursa’da ciddi hasar gören evler olmasına rağmen en çok korkulan 1050 konutlar dimdik ayakta kaldıkları notunu düşelim.
1050 konutlar temel atma
1050 konutların bir diğer adı da İşçi Evleri’dir.
1983’de Hamitler merasında 42 hektar alanda BOSB de çalışan mavi yakalıların servis, ulaşım sorununu çözmek ve sosyal yapısını geliştirmek adına ve de Bursa’da gecekondulaşmanın önünü kesmek adına çok önemli bir sosyal projeydi.
Bursa’nın yoğun göç alması, plansız ve kontrolsüz büyümesi sonucunda 1050 konutların yanında imarsız alanlara dikilen ruhsatsız binalarla Akpınar ve Emek mahalleleri oluştu.
Yetmedi aynı yolda TKİ’nin lojman ve idare binalarının bulunduğu alan el altından bir gruba satıldı ve aslında Doğanbey TOKİ nin sosyetik versiyonu olan Korupark gibi kasaba yavrusu konduruldu.
Bunlar olurken çıkmayan seslerin 20 yıl sonra BOSB ve Mudanya yolu trafik sorununu bugünkü belediyeye yükselmesine şaşırıyorum.
Buraya kadar yazdıklarımdan 1050 konutların kentsel dönüşüm projesine karşı olduğumu düşünmeyelim.
Orada yaşayanların konforlu ve güvenli ev sahibi olmaları, hiç çalışmadan 5 hektar şeftali bahçesini yapsatçıya vererek 20 daire alandan çok daha haktır.
Nasıl yapılırsa hem hak sahiplerine hem de Bursa’ya değer katar onu düşünelim.
Çünkü Bursa bu konuda birçok kez başını taşa çarptı ama hala akıllanmadı ve tos vurmaya devam ediyor.
Bunu biraz irdelemek lazım…
Doğanbey TOKİ demeyeceğim çok daha gerilere gideceğim.
Bursa ilk tokadı Merinos evlerinde yedi ve cennet gibi bahçeli ve bakımlı evler, üç daire veren Laz müteahhitlerin yap sat mantığına kurban edilerek değersiz ve kalitesiz günümüzde de para etmeyen ucubelere dönüştü
İkinci tokadı Çekirge caddesinde yedi ve yamacında Bursa eşrafının oturduğu konakların olduğu yolun altında tek bir bina yoktu yerine manolya ağaçları vardı. 1970 lerde yalnız yürümekten çekindiğimiz ıssız çekirge caddesinde Çin seddi gibi binalar dikilince o ıssız yolda bu kez araçlar bile gidemez oldu.
Sonra biz eskilerin Karagöz’ün altı dediği şimdinin Kükürtlü – Gaziakdemir mahallerinde plansız, parsel bazında bir cazibe merkezi oluşturuldu ama tercihler saldırıya dönüşünce orası da tıkandı bitti.
Nilüfer’in çekirdeği olan İhsaniye – Beşevler – Ataevler projeleri bölgeye değer katarken, Nilüfer’de yaşamak ayrıcalıktır düşüncesi rantsal dönüşümlerle yakın zamanda bölgeye ciddi darbe vuracaktır.
Balat’ta da bu rantsal çılgınlık devam ediyor ve sorunlar büyümeye başladı.
Sonuç olarak Bursa Halkı ve Bursa’yı yönetmeye talip olanlar geçmişten ders almayı bilmiyor.
Bunları dedikten sonra 1050 Konutlar dönüşüm toplantısına geri dönelim…
Toplantıyı Yüksel Baysal ile birlikte izledik.
Yazarken nelere dikkat çekeceğimizi aşağı yukarı birbirimize fısıldadık.
Baysal’ın başlığını okuyunca şaşırdım.
Başlık “Hayret, rantsal olmayan kentsel dönüşüm!” idi.
Yazının içinde ise başlığın aksine rant belasının geçmişte Bursa’nın başına getirdiği kötücül işleri güzel işlemişti.
Bir kere şunu iyi bilelim.
Nerede olursa olsun bir yerde var olan 5 kat yerine 7+2 kat, 2.290 konutun yerine 4.800 konut yapılıyorsa orada rant vardır.
Rantın önemli kısmı da 7 de değil +2 de ki yapılacak iş yerleridir.
Bölge nüfusu yaşayanları ile iki kat artarken bir kat da çalışanları ile artacaktır.
Bu kadar da rant olmasın mı?
Olursa olsun ve gözü olanın gözü çıksın ama oradaki yoğunluğun ulaşıma ve trafik kördüğümüne yansımasının hesabını yapmazsak olmaz.
Aynı Korupark gibi…
Maalesef lazım olan plan ama biz hala pilav peşindeyiz…
Doğanbey TOKİ olmaması gereken kentsel dönüşüm örneği olarak uluslararası üne kavuştuğu için yerel bir köşe yazarı olarak ondan bahsetmek haddim değildir.
TOKİ derken İMSİAD yüklenicilerin Bursalı müteahhitler olması gibi anlamlı, romantik ve duygusal bir dilekte bulunarak, iş Ankara’da bitirilirse bize hafriyatı çöpü ve tozu kalır dedi.
Yanlış anlamadıysam ihalelerin site, ada ya da parsel bazında farklı Bursalı firmalara verilmesini ifade etti.
Pek de güzel söyledi ancak yüklenicilerin sağlamlığı konusunda kim garanti verecek?
Bir site zamanında ve on numara beş yıldız biterken, yandaki site gecikmeli ve sorunlu imalatlarla biterse, daha kötüsü hiç bitiremeyenler olursa kim kontrol edecek?
Sanki TOKİ de olmuyor mu demeyin en kralı oluyor ama Bursa’da olmasın istiyorum.
Bence Bursalı yeterli sermaye, ekipman ve kaliteli kadroları ile inşaat firmaları bir konsorsiyum oluşturmalı ve hak sahipleri ile birlikte kendisini denetleyecek bağımsız bir yapılanma ile yola çıkmalıdır.
Son olarak kentsel dönüşümün, mevcudun üzerine katlar inşa ederek değil, planlı uydu kentler için arsa üretmek olduğunu öğrendiğimiz gün Bursa’nın kurtulduğu gündür.
1050 konutlar kurdele kesimi
Evlerin teslim töreni
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Gürçay
1050 Konutlar için ince hesaplar…
İMSİAD İnşaat Müteahhitleri Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin Mudanya yolunda BOSB karşısında adı 1050, kendisi 2.500 konuttan oluşan zamanının en ekonomik, ve değerli kentsel dönüşüm projesinin yeniden yapılandırılması ve dönüşümü ile ilgili görüşlerini dinledik.
40 yıl önce yapılan 1050 konutlar, beton ve malzeme kalitesi, deprem yönetmeliği, zemin etüdü, konfor ve de doğal yıpranma nedeniyle ekonomik ömrünü tamamlanmış olduğu kesin doğrudur.
Yine de 99 depreminde özellikle Güzelyalı’da ve Bursa’da ciddi hasar gören evler olmasına rağmen en çok korkulan 1050 konutlar dimdik ayakta kaldıkları notunu düşelim.
1050 konutlar temel atma
1050 konutların bir diğer adı da İşçi Evleri’dir.
1983’de Hamitler merasında 42 hektar alanda BOSB de çalışan mavi yakalıların servis, ulaşım sorununu çözmek ve sosyal yapısını geliştirmek adına ve de Bursa’da gecekondulaşmanın önünü kesmek adına çok önemli bir sosyal projeydi.
Bursa’nın yoğun göç alması, plansız ve kontrolsüz büyümesi sonucunda 1050 konutların yanında imarsız alanlara dikilen ruhsatsız binalarla Akpınar ve Emek mahalleleri oluştu.
Yetmedi aynı yolda TKİ’nin lojman ve idare binalarının bulunduğu alan el altından bir gruba satıldı ve aslında Doğanbey TOKİ nin sosyetik versiyonu olan Korupark gibi kasaba yavrusu konduruldu.
Bunlar olurken çıkmayan seslerin 20 yıl sonra BOSB ve Mudanya yolu trafik sorununu bugünkü belediyeye yükselmesine şaşırıyorum.
Buraya kadar yazdıklarımdan 1050 konutların kentsel dönüşüm projesine karşı olduğumu düşünmeyelim.
Orada yaşayanların konforlu ve güvenli ev sahibi olmaları, hiç çalışmadan 5 hektar şeftali bahçesini yapsatçıya vererek 20 daire alandan çok daha haktır.
Nasıl yapılırsa hem hak sahiplerine hem de Bursa’ya değer katar onu düşünelim.
Çünkü Bursa bu konuda birçok kez başını taşa çarptı ama hala akıllanmadı ve tos vurmaya devam ediyor.
Bunu biraz irdelemek lazım…
Doğanbey TOKİ demeyeceğim çok daha gerilere gideceğim.
Bursa ilk tokadı Merinos evlerinde yedi ve cennet gibi bahçeli ve bakımlı evler, üç daire veren Laz müteahhitlerin yap sat mantığına kurban edilerek değersiz ve kalitesiz günümüzde de para etmeyen ucubelere dönüştü
İkinci tokadı Çekirge caddesinde yedi ve yamacında Bursa eşrafının oturduğu konakların olduğu yolun altında tek bir bina yoktu yerine manolya ağaçları vardı. 1970 lerde yalnız yürümekten çekindiğimiz ıssız çekirge caddesinde Çin seddi gibi binalar dikilince o ıssız yolda bu kez araçlar bile gidemez oldu.
Sonra biz eskilerin Karagöz’ün altı dediği şimdinin Kükürtlü – Gaziakdemir mahallerinde plansız, parsel bazında bir cazibe merkezi oluşturuldu ama tercihler saldırıya dönüşünce orası da tıkandı bitti.
Nilüfer’in çekirdeği olan İhsaniye – Beşevler – Ataevler projeleri bölgeye değer katarken, Nilüfer’de yaşamak ayrıcalıktır düşüncesi rantsal dönüşümlerle yakın zamanda bölgeye ciddi darbe vuracaktır.
Balat’ta da bu rantsal çılgınlık devam ediyor ve sorunlar büyümeye başladı.
Sonuç olarak Bursa Halkı ve Bursa’yı yönetmeye talip olanlar geçmişten ders almayı bilmiyor.
Bunları dedikten sonra 1050 Konutlar dönüşüm toplantısına geri dönelim…
Toplantıyı Yüksel Baysal ile birlikte izledik.
Yazarken nelere dikkat çekeceğimizi aşağı yukarı birbirimize fısıldadık.
Baysal’ın başlığını okuyunca şaşırdım.
Başlık “Hayret, rantsal olmayan kentsel dönüşüm!” idi.
Yazının içinde ise başlığın aksine rant belasının geçmişte Bursa’nın başına getirdiği kötücül işleri güzel işlemişti.
Bir kere şunu iyi bilelim.
Nerede olursa olsun bir yerde var olan 5 kat yerine 7+2 kat, 2.290 konutun yerine 4.800 konut yapılıyorsa orada rant vardır.
Rantın önemli kısmı da 7 de değil +2 de ki yapılacak iş yerleridir.
Bölge nüfusu yaşayanları ile iki kat artarken bir kat da çalışanları ile artacaktır.
Bu kadar da rant olmasın mı?
Olursa olsun ve gözü olanın gözü çıksın ama oradaki yoğunluğun ulaşıma ve trafik kördüğümüne yansımasının hesabını yapmazsak olmaz.
Aynı Korupark gibi…
Maalesef lazım olan plan ama biz hala pilav peşindeyiz…
Doğanbey TOKİ olmaması gereken kentsel dönüşüm örneği olarak uluslararası üne kavuştuğu için yerel bir köşe yazarı olarak ondan bahsetmek haddim değildir.
TOKİ derken İMSİAD yüklenicilerin Bursalı müteahhitler olması gibi anlamlı, romantik ve duygusal bir dilekte bulunarak, iş Ankara’da bitirilirse bize hafriyatı çöpü ve tozu kalır dedi.
Yanlış anlamadıysam ihalelerin site, ada ya da parsel bazında farklı Bursalı firmalara verilmesini ifade etti.
Pek de güzel söyledi ancak yüklenicilerin sağlamlığı konusunda kim garanti verecek?
Bir site zamanında ve on numara beş yıldız biterken, yandaki site gecikmeli ve sorunlu imalatlarla biterse, daha kötüsü hiç bitiremeyenler olursa kim kontrol edecek?
Sanki TOKİ de olmuyor mu demeyin en kralı oluyor ama Bursa’da olmasın istiyorum.
Bence Bursalı yeterli sermaye, ekipman ve kaliteli kadroları ile inşaat firmaları bir konsorsiyum oluşturmalı ve hak sahipleri ile birlikte kendisini denetleyecek bağımsız bir yapılanma ile yola çıkmalıdır.
Son olarak kentsel dönüşümün, mevcudun üzerine katlar inşa ederek değil, planlı uydu kentler için arsa üretmek olduğunu öğrendiğimiz gün Bursa’nın kurtulduğu gündür.
1050 konutlar kurdele kesimi
Evlerin teslim töreni