Bursaspor " üç telefonla " kurtulur mu?

Bu sezon için ligden elimizi eteğimizi çektik. Ne ilk altı şansımız kaldı ne de düşme riskimiz var.

Hala bundan sonraki maçlarda kim oynasın, nasıl oynatsın tartışmaları yapıyoruz da gelecek planlaması ile kimse bir şey söylemiyor.

Mayıs ayında olağan kongremiz var kim aday olacaktan çok kim başkan olacak yorumları yapıyoruz. Çünkü bu tablonun altına girebilecek birden fazla "ciddi" adayın çıkma ihtimali yok.

Ciddi aday dememin nedeni, tavşan atlet gibi ortaya çıkan ve sayfalarda boy gösterip reklamını yapan, iş ciddiye binince kaybolan gayri ciddi heriflerden bıkmamızdandır.

Şimdilik sadece Emin Adanur ekibi bu işe ciddi olarak niyetli görünüyor ve tüzük gereği kendi olamasa da ekibinden çıkaracağı bir başkan adayı var diyordum ama Adanur, kendisinden daha fazla para vereceğini ilan eden bir aday olursa, adaylıktan çekileceğini açıklamıştı. Mümin Cambaz taahhüdü 10 milyon dolara çıkarınca, o da dediğini yaptı ve destek vaadi ile adaylıktan çekildi.

Biz son iki seçimde ortalarda adayım diye dolanıp hadi diyene bayıra sardırıp kaçan tavşanları gördüğümüzden Mümin Cambaz'ın adaylığına temkinli yaklaşıyorum.

Şaka bir yana üç kişiye edilecek üç telefon sonrasında ben bile adaylığımı ilan edebilirim.

Bursaspor'dan alacağım var diyen eski başkanlara, hesapları uzmanlarına inceleteceğim "hesaplarınız temiz çıkarsa alacağınız alacaktır" ama temlik yaptırımı ile elinizi süper lige çıkana kadar kulübün kasasından çekeceksiniz.

Bankalar Birliğine de diğer dört kulübe yaptığınız kolaylıkları yapacaksınız ve siz de temlik işlemini kaldırıp bir süre bekleyeceksiniz.

Türkiye'de bu telefon talimatını vererek sonuç alabilecek sadece bir kişi ve Bursa'da ona ulaşma şansı olan sadece bir iki kişi vardır.

Peki! Bu olursa Bursaspor kurtulur mu?

Fizik dâhisi Albert Einstein "Aynı şeyleri tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir" der.

Biz de borçları çevirebilecek duruma geldikten sonra aynı beceriksizleri sergilersek başımıza gelecek şey bugün geçmişin Anadolu Beyi Eskişehirspor'un yaşadıklarıdır.

Eskişehirspor'un geçmişteki başarılarının bugünlere ve yarınlara hiçbir faydası olmamasının nedeni bilerek ya da bilmeyerek yapılan yönetim yanlışlarıdır.

Bu sezon bile transfer tahtası kapalı, sıfır yabancılı, üç kuruş paraları düzenli ödemeyen gençlerin olağanüstü çabalarının ancak küme düşmemeye yeteceğini anlayamayacak kadar kör olan gözler neden ilk altıda olamadık üzerine tezler yazıyorlar.

Bugün Süper Lig'de birçok takımın adının başında ana sponsor firmalarının isimleri yazılıdır.

Avrupa'da Chelsea' nın çoğunluk hisselerinin sahibinin Rus Roman Abramovich olmasının Chelsea'nın marka değerine hiçbir zararı olmadığı gibi ciddi katma değer yaratmıştır.

Aynı şekilde PSG Başkanı Katarlı Nasır El- Halifi olduktan sonra dünyanın en değerli kulübü olması da tesadüf değildir.

Bursaspor altyapısı, taraftar gücü ve tesisleri açısından eski Chelsea ya da eski PSG'den daha küçük bir kulüp olmadığı için dünyaya açılması bile hayal değildir.

Yeter ki; günlük küçük başarı hikayeleri yaşayıp kar saymayan, vizyonu, proje bilgisi ve ciddi network sahibi insanlara destek verelim.

Bir an önce şirketleşme adımları atılmalıdır.

Güvenilir bir Yönetim Kurulu'nun ihraç edeceği 1 milyon adet bin liralık hisse senedi satılır mı?

Bence satılır!

Söz konusu Bursaspor ise hisse başı bin lira büyük para değil.

İnsanlar para vermekten çekinmiyor ama verirken gittiği yerle ilgili güven sorunu yaşıyorlar.

Başkanım diye gelenler kulübü el parası ile yönetmek derdindeler.

Günümüzde deplasmanlara, primlere destek olan isim açıklamayan yüzlerce insan var.

Bütün iş doğru organizasyon ve doğru planlama ile doğru adımı atmaktır.

Bunlar hayal demeyin ve gözünüzü açıp bakarsanız dünyada böyle hayaller için yatırım yapacak ciddi paralar dolaşıyor.

Bursaspor için böyle bir öykü yazılır mı?

Elbette yazılır ama başarı öyküleri bir günde yazılmaz ama çok yakında güzel bir başlangıç satırı yazılacağına inanıyorum.