Hizmet anlayışını koşulsuz hasta memnuniyeti üzerine kurgulamış olan ve Bursa’nın özel hastanelerinin başında gelen Doruk, Nilüfer’de planladığı hastane yatırımının üzerinden, iki kriz, bir pandemi geçmesine rağmen zorlu virajları başarı ile dönerek sonuca ulaştı ve Bursa gerçek anlamda az sayıda olan bir sağlık tesisine kavuştu.
Doruk Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ömer Yavuz Namlı’nın sunumu sonrasında birlikte hastaneyi gezdik
DORUK – NİLÜFER’ in polikliniklerinin, ameliyathanelerinin, hasta odalarının, yoğun bakım ünitelerinin özelliklerini tek tek saymadan hepsinin en son teknolojiyi kullanan, abartıdan uzak ama çok konforlu ve Bursa’da ilk olan özellikleri ile akıllı bir hastane olduğunu söylemek yeterli olur sanıyorum.
Gerçekten planıyla, uygulamaları ile hastaneden daha çok, son derece konforu, mimari detayları ve ferah bir rehabilitasyon merkezine benzettim.
Sosyal donatı alanları ile hasta ve yakınlarında bezginlik duygusu yaratan “hasta psikolojisini ” ortadan kaldırmışlar.
Bu kadar büyük bir yatırımın ve hizmetin, tedaviye gelen hastalara elbette bir bedeli olacaktır ama sağlık sigortasından risk satın alarak bunu en aza indirmek de mümkündür.
Bizde imkanları olup da başı kaşınanlar, dişi ağrıyanlar hatta doğum yapanlar ABD'ye gittiği bilinir.
Ama ABD'de de sağlık hizmetleri pahalıdır ve sağlık sigortası olmayanları ya da primini ödemeyenleri hastaneden içeri bile sokmazlar.
Bizler aracımızı kasko yaptırmadan kontak açmıyoruz ama ondan çok daha ucuza mal olacak ve her zaman kullanabileceğimiz aile sağlık sigortası yaptırmıyoruz.
Biraz sola dönüp sağlık sektörü devletleştirilmeli ve ücretsiz olmalı diyenlere de eyvallah derim ama onun bir hayal olduğunu bilmelerini isterim.
SSK çalışanları, kendi paraları ile kurduğu hastanelerde bile bunu başaramadılar.
Ya doktor yoktu ya da ilaç yoktu.
Öyle yokluklar öyle bir hale geldi ki; SSK'lıya ücretsiz sağlık hizmeti vermek için kurulmuş olan sigorta hastanelerine gitmeden bir gün önce hastane doktorunun özel muayenesinde muayene bile olmadan keselenip ertesi gün aynı doktora hastanede ilaç yazdırma turu yapılırdı.
Sağlık deyince akan sular durduğundan doktorun attığı o keselemeden hepimiz nasibimizi alırdık.
Karşılığında fatura, belge falan da almadığımızdan Bursa’da sıfır arabalara ilk olarak o doktorlar binerdi.
Ben böyle değildim diyenler çıkabilir, belki de doğrudur ama kesinlikle istisnadır, gerisi hikayedir.
Yakınları Devlet Hastanesinden taburcu olurken ( ben dahil ) borcuna karşılık senet imzalayanlar hala yaşıyorlar.
Bir de özel doktorlar vardı.
Bir steteskop, bir tansiyon aleti, bir çekiç, bir ağız kaşığı ile donatılmış muayenehanede sırtımızı dinletip, ağzımızı açıp, batınımıza ağrıyor mu diye baskı uygulanıp şifa bulacağımızı düşünürdük.
Diş doktoru diş çekip, dolgu yapar, göz doktoru meşhur tabela karşısında mercek yerleştirip hangisi daha iyi diye sorardı.
Şimdi hastalara en son teknoloji ürünü cihazlar ile bütün ileri tetkikler uygulanarak teşhis ve tedavi uygulanıyor.
Ben 2010 yılında bypass ameliyatı olduktan sonra 80 lerde aldığım sağlık ansiklopedisinde başıma neler gelmiş diye bakayım dedim ama kalp damar cerrahisi bölümünde henüz bypass yoktu.
Her hizmetin bir karşılığı olmalıdır ancak SGK ile sözleşmeli olmaları, acil servis müdahalelerinin, diğer DORUK'larda olduğu gibi ücretsiz olması ve de yoğun bakımdan ek ücret alınmamasını önemsiyorum.
DORUK –NİLÜFER’ in özellikle hidroterapi bölümünde termal tedavi olarak hastalık öncesi yapılması gerekenleri de öngören bir anlayışla düzenlemesine çok sevindim.
Radyasyon Onkolojisinde Bursa’da olmayan Türkiye’de bir elin parmaklarını geçmeyen, kanserli dokuya nokta atışla milim ölçüsünde müdahale edecek bir cihazın olması da çok değerliydi.
İzlenimlerim, gördüklerim ve yaşadıklarımdan damlayan mürekkep ile bu senaryoyu yazdım ama esas olan vizyona çıkıldığında göreceklerimizdir.
Bu anlamda DORUK – NİLÜFER ‘e Bursa sağlığına katkı koyması için başarılar diliyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Gürçay
Doruk Nilüfer Hastanesi Gün sayıyor
Hizmet anlayışını koşulsuz hasta memnuniyeti üzerine kurgulamış olan ve Bursa’nın özel hastanelerinin başında gelen Doruk, Nilüfer’de planladığı hastane yatırımının üzerinden, iki kriz, bir pandemi geçmesine rağmen zorlu virajları başarı ile dönerek sonuca ulaştı ve Bursa gerçek anlamda az sayıda olan bir sağlık tesisine kavuştu.
Doruk Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ömer Yavuz Namlı’nın sunumu sonrasında birlikte hastaneyi gezdik
DORUK – NİLÜFER’ in polikliniklerinin, ameliyathanelerinin, hasta odalarının, yoğun bakım ünitelerinin özelliklerini tek tek saymadan hepsinin en son teknolojiyi kullanan, abartıdan uzak ama çok konforlu ve Bursa’da ilk olan özellikleri ile akıllı bir hastane olduğunu söylemek yeterli olur sanıyorum.
Gerçekten planıyla, uygulamaları ile hastaneden daha çok, son derece konforu, mimari detayları ve ferah bir rehabilitasyon merkezine benzettim.
Sosyal donatı alanları ile hasta ve yakınlarında bezginlik duygusu yaratan “hasta psikolojisini ” ortadan kaldırmışlar.
Bu kadar büyük bir yatırımın ve hizmetin, tedaviye gelen hastalara elbette bir bedeli olacaktır ama sağlık sigortasından risk satın alarak bunu en aza indirmek de mümkündür.
Bizde imkanları olup da başı kaşınanlar, dişi ağrıyanlar hatta doğum yapanlar ABD'ye gittiği bilinir.
Ama ABD'de de sağlık hizmetleri pahalıdır ve sağlık sigortası olmayanları ya da primini ödemeyenleri hastaneden içeri bile sokmazlar.
Bizler aracımızı kasko yaptırmadan kontak açmıyoruz ama ondan çok daha ucuza mal olacak ve her zaman kullanabileceğimiz aile sağlık sigortası yaptırmıyoruz.
Biraz sola dönüp sağlık sektörü devletleştirilmeli ve ücretsiz olmalı diyenlere de eyvallah derim ama onun bir hayal olduğunu bilmelerini isterim.
SSK çalışanları, kendi paraları ile kurduğu hastanelerde bile bunu başaramadılar.
Ya doktor yoktu ya da ilaç yoktu.
Öyle yokluklar öyle bir hale geldi ki; SSK'lıya ücretsiz sağlık hizmeti vermek için kurulmuş olan sigorta hastanelerine gitmeden bir gün önce hastane doktorunun özel muayenesinde muayene bile olmadan keselenip ertesi gün aynı doktora hastanede ilaç yazdırma turu yapılırdı.
Sağlık deyince akan sular durduğundan doktorun attığı o keselemeden hepimiz nasibimizi alırdık.
Karşılığında fatura, belge falan da almadığımızdan Bursa’da sıfır arabalara ilk olarak o doktorlar binerdi.
Ben böyle değildim diyenler çıkabilir, belki de doğrudur ama kesinlikle istisnadır, gerisi hikayedir.
Yakınları Devlet Hastanesinden taburcu olurken ( ben dahil ) borcuna karşılık senet imzalayanlar hala yaşıyorlar.
Bir de özel doktorlar vardı.
Bir steteskop, bir tansiyon aleti, bir çekiç, bir ağız kaşığı ile donatılmış muayenehanede sırtımızı dinletip, ağzımızı açıp, batınımıza ağrıyor mu diye baskı uygulanıp şifa bulacağımızı düşünürdük.
Diş doktoru diş çekip, dolgu yapar, göz doktoru meşhur tabela karşısında mercek yerleştirip hangisi daha iyi diye sorardı.
Şimdi hastalara en son teknoloji ürünü cihazlar ile bütün ileri tetkikler uygulanarak teşhis ve tedavi uygulanıyor.
Ben 2010 yılında bypass ameliyatı olduktan sonra 80 lerde aldığım sağlık ansiklopedisinde başıma neler gelmiş diye bakayım dedim ama kalp damar cerrahisi bölümünde henüz bypass yoktu.
Her hizmetin bir karşılığı olmalıdır ancak SGK ile sözleşmeli olmaları, acil servis müdahalelerinin, diğer DORUK'larda olduğu gibi ücretsiz olması ve de yoğun bakımdan ek ücret alınmamasını önemsiyorum.
DORUK –NİLÜFER’ in özellikle hidroterapi bölümünde termal tedavi olarak hastalık öncesi yapılması gerekenleri de öngören bir anlayışla düzenlemesine çok sevindim.
Radyasyon Onkolojisinde Bursa’da olmayan Türkiye’de bir elin parmaklarını geçmeyen, kanserli dokuya nokta atışla milim ölçüsünde müdahale edecek bir cihazın olması da çok değerliydi.
İzlenimlerim, gördüklerim ve yaşadıklarımdan damlayan mürekkep ile bu senaryoyu yazdım ama esas olan vizyona çıkıldığında göreceklerimizdir.
Bu anlamda DORUK – NİLÜFER ‘e Bursa sağlığına katkı koyması için başarılar diliyorum.