Erhan Başkan ve Arap Şükrü Sokağı...

Yaprak dökümü devam ediyor. Hayata merhaba diyen her canlının peşinen kabul ettiği mutlak gerçek olan ölüm birer birer kapıları çalıyor ve sırası gelen gidiyor.

Geriye bıraktıklarımız çok önemlidir.

Yerli, yabancı, Müslüman, Hristiyan, siyasetçi, bilim insanı, sporcu, emekçi kim olursa olsun topluma hizmetle anılacak bir eseri olsun.

Hatta bazen bir isim bile yeter sizi gelecek nesillere aktarmaya...

Çekirgenin son ağası olarak bilinen Selçuk Ağa gibi...

Erhan Keleşoğlu'nu kaybettik.

Osmangazi Belediye Başkanı seçilmeden önce Bursa İş Dünyasının yakından tanıdığı güleç yüzlü bir centilmendi.

Osmangazi'nin kurucu Belediye Başkanı olarak diğer merkez ilçe belediyeleri gibi onun da yatırım bütçesi yoktu ama Bursa'nın kalbi bütün sorunları ile ona emanet edildi.

O dönemde iyi belediyecilik çöpü zamanında toplayan, tıkanan kanalizasyonu açan, sokak lambalarını geceleri açık tutan, sokakları çalı süpürgesi ve kesme gaz tenekesinden yapılan faraşlarla temizleyen olarak bilinirdi.

Fazlası var mıydı?

Olsa da bir iki iyi ya da kötü örnek dışında ben hatırlamıyorum.

İşte Erhan Keleşoğlu'nu farklı kılan o iyilerden birini yapmış olmasıydı.

Yahudiliği bilir misiniz?

1960'ların sonunda Çatalfırın başlangıcında bardak ile Misi şarabı satan bir meyhane karşısında Değişmez Ailesi'nin Arap Şükrü Balık Lokantası ve ardından başlayan insanı ürperten derin bir karanlık bir sokak...

Oraya Yahudilik denirdi.

İçeri girdiğinizde Bursa'da yaşayan Yahudi vatandaşlarımızın yaşadığı bu sokağın solunda bir Sinagog, sağında ise VİTALİNİN YERİ diye mezeleri ile ünlü tertemiz ve bembeyaz bir meyhane vardı.

Zamanla Yahudi cemaati azaldı. Kimisi İstanbul'a, kimisi şehirde yeni yerleşim bölgelerine taşındılar.

Ve Yahudilik sokağının ışıkları birer birer söndü.

Karanlık hakim olunca da o dönemin İstiklal Caddesini andıran Altıparmak Caddesi'nin alacakaranlık işlerin döndüğü arka sokakları oluştu.

Ehli keyif bir Bursalının İstanbul anılarında önemli bir yer tutan Çiçek Pasajı'nın yerine koyacağı bir yer yoktu.

Seçkinlerin takıldığı Ada Palas karşısındaki Çardak Restoran vardı.

Biraz Uludağ Yolu Et Mangal, biraz Mudanya'da Koç Restoran, biraz Gemlik'te Boksör vardı.

Ama hepsinin bir arada olduğu cıvıl cıvıl bir tarihi yer yoktu.

Erhan Keleşoğlu o tarihi kararı aldığında Bursa karpuz gibi ikiye bölünmüştü.

Çalışmalar başladığında ne çıkacak diye merakla bekliyorduk.

Bu iş tutar diyenlerle, Meyhaneci Başkan diyenler kafa kafaya idi.

Sonunda Arap Şükrü Sokağı açıldı ve tarihe şöyle geçti.

"Arapşükrü Sokağı", 1992'de Osmangazi Belediye Başkanı Erhan Keleşoğlu'nun girişimiyle turizm amaçlı eğlence yerleri olarak düzenlendi. Balık lokantaları, işkembe çorba ve paçacıları, yaz geceleri sokağa taşan masaları ve gezici saz takımlarıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini toplamaktadır.

Zamanın Yahudi Cemaati Başkanı İsak Ventura, Yahudilik'e Arap şükrü Sokağı denilmesine tepki göstererek "Aslında asırlardır Yahudilik olarak anılan bu mevkide her zaman meyhaneler vardı. Her iki isim ve kültür de Bursa için önemli ve yok olmaması gerekir" demişti.

Bugün Bursa'nın gece eğlence yaşamında önemli bir yer tutan ve yerli yabancı turistlerin ilgisini çeken "Arap Şükrü" ya da Yahudilik sokağına yeniden hayat veren geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Erhan Keleşoğlu'dur.

Emeklilik döneminde sohbetlerimizde söz mutlaka Arap Şükrü sağına gelirdi. Bize göçüp gideceğiz namımız Meyhaneci Başkan kalacak diye sitem ettiğinde, Başkanım o Bursa'nın önemli bir turizm hamlesidir, çaldı çırptı diyemeyenler ancak onu diyebilirler derdik.

Mekânın cennet olsun Erhan Başkan...