SON DAKİKA
Hava Durumu

İlk adımlar ve GUHEM!

Yazının Giriş Tarihi: 05.02.2021 20:05

Bugün Kazakistan sınırları içinde bulunan Baykonur uzay üssü'den 12 Nisan 1961 sabahında VOSTOK 1 ile uzaya çıkan ilk insan olan Kozmonot Yuri Gagarin; "Tanıdığım ve tanımadığım dostlar, yurttaşlarım, tüm dünyanın insanları! Az sonra güçlü bir Sovyet füzesi beni uzayın derinliklerine taşıyacak. Size söylemek isterim ki, şu anda tüm hayatım tek bir an gibi gözlerimin önünde. Benden beklenen şeyi yapmak için gereken gücü bulacağımı hissediyorum." ve "Hadi gidiyoruz" derken...

ABD'li Astronot Neil Armstrong 20 Temmuz 1969 da Ay'da yürüyen ilk insan olarak adımını atarken "Bu bir adam için küçük bir adım, ama insanlık için dev bir adım." derken...

İlk olmanın gururu ve heyecanını yaşarken geleceğin onları geçmek için arkalarından nasıl koştuğunun elbette farkındaydılar.

Farkında olmayanlar ise...

Biz bunları yapamayız...

Adamlar yapıyor kardeşim...

Bizde o yok, bu yok, şu yok tellalları...

Haa bir de icatların, buluşların şeytan işi ve taktiği olarak gavurlara bu alemi kazandırdığını ama ahirette onların yanıp bizim ısınacağımızı kitapta yazıyor diyen yobazlar...

Sözün özü; itina ile özgüveni kaybettirilmiş toplumlardır.

İlk tekerlekten bu yana merak etmeyen, merak ettirilmeyen toplumlar hep arkadan gelmişlerdir.

Oysa bugün F1 de yarışan araçların atası tekerleğin bulunması değil midir?

Bizim nesil " icat çıkarma " şeklinde formatlandığı için intibakta gecikmeler yaşadığımız doğrudur.

En azından ben kendimi böyle görüyorum.

Oysa ,

İlk adım atılmadan...

İlk aşı bulunmadan...

İlk tarla sürülmeden...

İlk hasat toplanmadan...

İlk icat yapılmadan...

Geleceği inşa edemeyiz!

Ben de Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi GUHEM' in ilk temeli atıldığında muhalif bir bakışla ilk adım ilkesini unutarak "Ne yani oradan "GÖKMEN" yetişip uzaya mı çıkacak?" diye yazılar yazdım.

Sonra ben ve benim gibiler fotoselli kapıların bizi tanıyıp nasıl açıldığının sırrını(!) düşünmeye devam ederken; Güneydoğu ve Ortadoğu'da havada dolaşan İHA ve SİHA lar ile terörün kökünü kuruttuğumuzu hatta Dağlık Karabağ'a saldıran Ermenistan'ı burnunu siperden çıkaramaz hale getirdiğini okuduk ve izledik.

İHA ve SİHA' ların bizim üretimimiz olduğunu bilmenin gururunu taşımayanımız var mı?

İşler o parça oradan, bu parça buradan geliyormuş kabız muhalefetin dediği gibi de değildir.

Dünya'da her parçanın başka ülkede üretildiği bir çağda yaşıyoruz.

Buluş o parçaların bileşiminden yeni bir şey yaratma merakıdır.

İşte o yüzden bahsettiğimiz İHA bir haber ajansı değil, İnsansız Hava Aracının kod adıdır.

Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu ile GUHEM'i gezerken dersimi çalışıp gittiğimden kendimi " ilk ve merak " kavramları ile donatmıştım.

Bizi ilk olarak maksada uygun bir şekilde dizayn edilmiş ve giydirilmiş dış cephe karşıladı.

Hiçbir şekilde kafası beş yıldır tamamlanamamış zorlama Timsah Arena'ya benzemiyordu.

İçeri girdik ve antrede bizi karşılayan Halit Mirahmetoğlu' nun mihmandarlığında geleceğe yolculuğumuz başladı.

Kuş kanadından başlayan görseller, nasıl uçuyorlar merakı ile kollarına kanat takarak Galata Kulesinden atlayan Hazerfan Ahmet Çelebi'den, Avrupa'da orta çağ karanlığını delen aydınlanmanın ustalarından Leonardo Da Vinci'nin uçuş tasarımlarının planlarına bakarak, ilk havacılık deneyimi olan Balon ve Zeplin çalışma prensipleri ve Vecihi Hürkuş' un ilk Türk uçağı denemesi ile ısınma turunu bitirdik.

Artık pervaneli uçaklar ve jet modelleri ile yatay, dikey uçuşların ve roketlerin prensiplerini ben bile daha iyi anlamaya başlamıştım.

SOYUZ 1 aracında uzaya giden ilk insan olan Gagarin'in yaşadığı kapsülün içindeki fotoğrafı ile birlikte film karelerini izledik.

Apollo kapsülünün içinde oturur gibi simülasyona katılan, astronot elbisesi giyen Doğa Kantar'ın heyecanına tanık oldum.

Ayda yüzeyinde nasıl yürünemeyeceğini öğrendim.

A 320 Airbus kokpitinin kaptan pilot koltuğuna oturdum.

Galaksileri gördüm.

Samanyolunu ve gezegenleri inceledim.

Atmosferde neler olduğunu gördüm.

Bir dünyalı olarak Ay'dan gelen taşa dokundum.

Uzay boşluğunda yürüyüp "al gözüm seyreyle dünyayı diyerek huzur turu atmak için rezervasyon bile yaptırdım.

Bir +65 li için çok daha fazlasını gördüm.

Merak uyandırmanın ve ilgi çekmenin çok daha fazlasını 10 bin metrekareden fazla hizmet alanında yaşadım.

Taaaa 1930'larda "İstikbal göklerdedir" diyerek bugünleri gören Mustafa Kemal Atatürk'ümün büyüklüğünü bir kez daha anladım minnet ve rahmetle andım.

Dünyanın en popüler uzay merkezi olan NASA'yı ziyaret edebilmek için harcanan zaman ve paranın karşılığında sadece müze gezisi tadını alabilirsiniz ama Bursa'da GUHEM turunu atarken havacılık ve uzay ilgili birçok deneyimi yaşayabilirsiniz.

GUHEM' in bir BTSO projesi olması, Bursa BŞB, TÜBİTAK ve TEKNOSAB tarafından desteklenmesi de bana çok anlamlı geldi.

Uzay ve Havacılık sektöründe Avrupa'da bir numara, dünya da söz sahibi olmak için eğitim ve projelerin yanı sıra yatırımcı da gerekmektedir.

İş dünyasının bu oyuna katılarak, geleceği ve gelecekte var olmak hedefini doğru okuduğunu düşünüyorum.

PANDEMİ kısıtlamaları gereği bugünlerde yalnız olan GUHEM' in yaşam normale döndüğünde asla yalnız bırakılmayacağından merak ve icat yaratacağından ve bir Bursalı olarak ilk olmanın gururunu yaşayacağımdan çok eminim...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.