Bursa’da doğa yeşili rengin modası geçtiği için çevre düşmanları tarafından doğudan batıdan yapılan hamlelerle Çimento Grisi Bursa’ya yolculuğuna çıkmaya az kaldı.
Dünyanın en kirli sanayisi olan çimento fabrikasını Uludağ’ın eteklerine kurma düşüncesi eski İnegöl yolu üzerinde 1966’da tasarlanıp, 1967 yılında temeli atılmıştı.
Çevre koruma bilincinin henüz dünyada var olmadığı bir dönemde anayol üzerine fabrika kurmak hammadde olarak kullanılan toprak ve kömür, üretim sonrasında çimento nakliyesi için önemliydi.
Kestel civarında Uludağ eteklerinde yeşil ormanların çimento tozu ile griye dönüşmesinin önemi yoktu.
Yıllar sonra baca filtresi ve su arıtma zorunluluğu ile kısmen rehabilite edilen Bursa Çimento’ya komşu olarak, dağ ilçelerinin iki katı nüfusu olan göçmen konutları geldi.
Bütün dünyada hatta Türkiye'de böyle bir gelişmenin sonucunda zaten ekonomik ömrü bitmiş olan tesis kapatılır ve başka bir yere nakledilirken, 2022 yılında yapılan bir hamle ile izin alınması imkansız olan “yüzde yüz üretim artışı satırların arasına gömülerek” tesisin yenilenmesi ve çevre dostu üretim yapması adına ÇED raporları alınarak yatırımın kutsanması için özel besili basına servis edildi.
Allah, para kazanmak için yatırım kararı alanları, o ÇED raporuna olumlu diye imza atanları, yatırım izni verenlerin müstahakkını versin diyelim ve batıdaki GRİ BURSA HAMLESİNE dönelim.
Bütün kentler gibi Bursa’nın da kentsel büyümesi ve gelişmesi batıya doğru planlandı ve gerçekleşiyor ama bakın bir dönem vekili, iki bürokrat ayarlayan çantacı kafalar nereye ÇİMENTO FABRİKASI ruhsatı alıyor.
Çevresinde Atlas, Yaylacık, Çalı, Kayapa ve Hasanağa gibi kendisi de yeşil bir cennet olan İNEGAZİ'ye köylünün hayır çığlıklarına rağmen köyden üç beş kişiye nakliye yaptırma sözü vererek çimento fabrikası kurmaya çalışıyor.
Bu konu yaklaşık on yıl önce yine gündeme gelmişti sanırım paralı yatırımcı ortak bulunamadığı için bu canavar doğmadan gömüldü sandık ama meğerse nadasa bırakmışlar.
Bugünlerde Artvin’in dereleri, İkizdere’nin taş ocakları için gösteri yapan çevrecilerden Nilüfer kent konseyi ve İnegazi köylüleri dışında yaşadıkları Bursa’nın çimentoya bulanması karşısında çıt çıkmaması bana manidar geliyor.
Türkiye’nin dört bir yanında çimento fabrikaları nakledilirken ve kapatılırken Bursa’da çimento fabrikasını ikilemek karnını doyurmak için göçtüğü kente ihanettir.
Bursa’yı doğudan ve batıdan çimentoya bulamaya çalışan bu zihniyete karşı çıkmak ve mücadele etmek insanlık görevidir.
İNEGAZİ CANAVARI hortlayıp çimento toz ve kükürt püskürtmeye başlamasına seyirci kalanları gelecek nesiller lanetler.
Kürsülerde Yeşil Mutabakat muhabbeti yapıp, çimentonun kanserojen grisini Bursa’ya hak görenleri de, bu şovlara sessiz kalanları da tarih yazacaktır.
O canavarı yaratan Dr. Jekyll’ lerin sevdiği ve taptığı tek yeşil dolar yeşilidir.
Sizi henüz katledilmemiş İNEGAZİ görüntüleri ile bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.
Bu görüntülerin GRİCİLER tarafından katledilecek olması yüreğinizi yakmıyorsa;
İNEGAZİ’ yi gömün …….!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Gürçay
İNEGAZİ CANAVARI hortluyor mu?
Bursa’da doğa yeşili rengin modası geçtiği için çevre düşmanları tarafından doğudan batıdan yapılan hamlelerle Çimento Grisi Bursa’ya yolculuğuna çıkmaya az kaldı.
Dünyanın en kirli sanayisi olan çimento fabrikasını Uludağ’ın eteklerine kurma düşüncesi eski İnegöl yolu üzerinde 1966’da tasarlanıp, 1967 yılında temeli atılmıştı.
Çevre koruma bilincinin henüz dünyada var olmadığı bir dönemde anayol üzerine fabrika kurmak hammadde olarak kullanılan toprak ve kömür, üretim sonrasında çimento nakliyesi için önemliydi.
Kestel civarında Uludağ eteklerinde yeşil ormanların çimento tozu ile griye dönüşmesinin önemi yoktu.
Yıllar sonra baca filtresi ve su arıtma zorunluluğu ile kısmen rehabilite edilen Bursa Çimento’ya komşu olarak, dağ ilçelerinin iki katı nüfusu olan göçmen konutları geldi.
Bütün dünyada hatta Türkiye'de böyle bir gelişmenin sonucunda zaten ekonomik ömrü bitmiş olan tesis kapatılır ve başka bir yere nakledilirken, 2022 yılında yapılan bir hamle ile izin alınması imkansız olan “yüzde yüz üretim artışı satırların arasına gömülerek” tesisin yenilenmesi ve çevre dostu üretim yapması adına ÇED raporları alınarak yatırımın kutsanması için özel besili basına servis edildi.
Allah, para kazanmak için yatırım kararı alanları, o ÇED raporuna olumlu diye imza atanları, yatırım izni verenlerin müstahakkını versin diyelim ve batıdaki GRİ BURSA HAMLESİNE dönelim.
Bütün kentler gibi Bursa’nın da kentsel büyümesi ve gelişmesi batıya doğru planlandı ve gerçekleşiyor ama bakın bir dönem vekili, iki bürokrat ayarlayan çantacı kafalar nereye ÇİMENTO FABRİKASI ruhsatı alıyor.
Çevresinde Atlas, Yaylacık, Çalı, Kayapa ve Hasanağa gibi kendisi de yeşil bir cennet olan İNEGAZİ'ye köylünün hayır çığlıklarına rağmen köyden üç beş kişiye nakliye yaptırma sözü vererek çimento fabrikası kurmaya çalışıyor.
Bu konu yaklaşık on yıl önce yine gündeme gelmişti sanırım paralı yatırımcı ortak bulunamadığı için bu canavar doğmadan gömüldü sandık ama meğerse nadasa bırakmışlar.
Bugünlerde Artvin’in dereleri, İkizdere’nin taş ocakları için gösteri yapan çevrecilerden Nilüfer kent konseyi ve İnegazi köylüleri dışında yaşadıkları Bursa’nın çimentoya bulanması karşısında çıt çıkmaması bana manidar geliyor.
Türkiye’nin dört bir yanında çimento fabrikaları nakledilirken ve kapatılırken Bursa’da çimento fabrikasını ikilemek karnını doyurmak için göçtüğü kente ihanettir.
Bursa’yı doğudan ve batıdan çimentoya bulamaya çalışan bu zihniyete karşı çıkmak ve mücadele etmek insanlık görevidir.
İNEGAZİ CANAVARI hortlayıp çimento toz ve kükürt püskürtmeye başlamasına seyirci kalanları gelecek nesiller lanetler.
Kürsülerde Yeşil Mutabakat muhabbeti yapıp, çimentonun kanserojen grisini Bursa’ya hak görenleri de, bu şovlara sessiz kalanları da tarih yazacaktır.
O canavarı yaratan Dr. Jekyll’ lerin sevdiği ve taptığı tek yeşil dolar yeşilidir.
Sizi henüz katledilmemiş İNEGAZİ görüntüleri ile bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.
Bu görüntülerin GRİCİLER tarafından katledilecek olması yüreğinizi yakmıyorsa;
İNEGAZİ’ yi gömün …….!