Yabancı bir şirkete yıllarını vererek sonunda formen unvanı ile emekli olduktan sonra gezip hayatın tadını çıkaracağına oğluna açıp anahtarını teslim ettiği dükkânda "nöbetçilik" yapmaya başlamıştı.
Evlat hatırına hayatında hiç yapmadığı iş olan tezgahtarlık yapıyordu.
Tek lüksü geç yaşına rağmen sportmen kişiliği ile haftada iki gün halı sahada futbol oynamaktı.
Nadiren bize takılıp batak oyunu oynarken dükkandan aldığı çağrı ile müsaade isteyince bunun için mi emekli oldun diyerek damarına basardık.
Biliyorsunuz COVID 19 yeni mutasyonları ve varyantları büyük hızla etkisini sürdürürken, maalesef Bursa olarak en çok vaka görülen illerin başında geliyoruz.
Bizler 2+1 hatta ben gibi 3+1 aşı olmamıza rağmen yine de maske mesafe konusunda hassas davranırken ve arada test olmayı da ihmal etmezken aşı karşıtlığı konusuna hayretle bakıyorduk.
Başına gelmesi an meselesi olan bu belaya rağmen aşıyı ret eden bu cahil cesaretinin kaynağını "planlı cehalet eğitimine" bağlıyorum.
Yok! Beynimizi kontrol edeceklermiş...
Yok! Aşı deyip beynimizi kontrol eden çip yerleştiriyorlarmış...
Yok! Ne idiği belirsiz sıvı ile kısırlaştırma yapıyorlarmış...
Bildiğiniz gibi bu hikaye Fatih Erbakan'ın üç bacaklı dört gözlü çocuk zırvası ile zirve yaptı.
Yahu! En az yüzde altmışının kerrat cetvelinin bilemediği bir toplumun beynini kontrol etmek için onca masrafa girerler mi?
Çip takıyorlar diye hoplayanların cebindeki kredi kartı, kimlik, ehliyet ve cep telefonlarındaki çipler az mı geliyor?
Oktar Babuna hikayesini biliyorsunuz.
Yanlış eğitimli profesör unvanlı bir ailenin yanlış eğitilmiş doktor oğlu olarak "planlı cehalet eğitimi" örneği olarak, on binlerden kan topladı sonunda Adnan Oktar'ın orta malı olup kediciklerle göbek dansı yapmaya başladı.
Gelelim o arkadaşımıza...
Kendisini iyi hissetmediği için sağlık ocağındaki aile hekimine gidiyor.
Doktor, COVID 19 aşılarınızı tamamladınız mı diye soruyor.
Ben hiç aşı olmadım cevabını alınca, doktor sistemden bakıyor gerçekten aşı olmadığını görünce o zaman bana niye geliyorsun diye geriye gönderiyor.
Sıkıntısı artınca özel hastaneye başvurup test yaptırıyor.
An itibariyle durumunun iyiye gittiğini haberlerini alıyoruz ancak asıl neden aşı olmadığı sorusuna verdiği cevap hepimizi şok ediyor.
60 + yaşındaki aşı olmak isteyen babaya "aşı olmayacaksın" diye çemkiren babasının açtığı dükkânı çalıştıran evlatların olduğu bir ülkede yaşamanın zorluğunu ve hüznünü yaşıyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Gürçay
Kerrat cetvelini bilmeyen beyine çip takılır mı?
Yabancı bir şirkete yıllarını vererek sonunda formen unvanı ile emekli olduktan sonra gezip hayatın tadını çıkaracağına oğluna açıp anahtarını teslim ettiği dükkânda "nöbetçilik" yapmaya başlamıştı.
Evlat hatırına hayatında hiç yapmadığı iş olan tezgahtarlık yapıyordu.
Tek lüksü geç yaşına rağmen sportmen kişiliği ile haftada iki gün halı sahada futbol oynamaktı.
Nadiren bize takılıp batak oyunu oynarken dükkandan aldığı çağrı ile müsaade isteyince bunun için mi emekli oldun diyerek damarına basardık.
Biliyorsunuz COVID 19 yeni mutasyonları ve varyantları büyük hızla etkisini sürdürürken, maalesef Bursa olarak en çok vaka görülen illerin başında geliyoruz.
Bizler 2+1 hatta ben gibi 3+1 aşı olmamıza rağmen yine de maske mesafe konusunda hassas davranırken ve arada test olmayı da ihmal etmezken aşı karşıtlığı konusuna hayretle bakıyorduk.
Başına gelmesi an meselesi olan bu belaya rağmen aşıyı ret eden bu cahil cesaretinin kaynağını "planlı cehalet eğitimine" bağlıyorum.
Yok! Beynimizi kontrol edeceklermiş...
Yok! Aşı deyip beynimizi kontrol eden çip yerleştiriyorlarmış...
Yok! Ne idiği belirsiz sıvı ile kısırlaştırma yapıyorlarmış...
Bildiğiniz gibi bu hikaye Fatih Erbakan'ın üç bacaklı dört gözlü çocuk zırvası ile zirve yaptı.
Yahu! En az yüzde altmışının kerrat cetvelinin bilemediği bir toplumun beynini kontrol etmek için onca masrafa girerler mi?
Çip takıyorlar diye hoplayanların cebindeki kredi kartı, kimlik, ehliyet ve cep telefonlarındaki çipler az mı geliyor?
Oktar Babuna hikayesini biliyorsunuz.
Yanlış eğitimli profesör unvanlı bir ailenin yanlış eğitilmiş doktor oğlu olarak "planlı cehalet eğitimi" örneği olarak, on binlerden kan topladı sonunda Adnan Oktar'ın orta malı olup kediciklerle göbek dansı yapmaya başladı.
Gelelim o arkadaşımıza...
Kendisini iyi hissetmediği için sağlık ocağındaki aile hekimine gidiyor.
Doktor, COVID 19 aşılarınızı tamamladınız mı diye soruyor.
Ben hiç aşı olmadım cevabını alınca, doktor sistemden bakıyor gerçekten aşı olmadığını görünce o zaman bana niye geliyorsun diye geriye gönderiyor.
Sıkıntısı artınca özel hastaneye başvurup test yaptırıyor.
COVID 19 testi pozitif çıkıyor, anında serum ve oksijen tedavisine başlanıyor.
An itibariyle durumunun iyiye gittiğini haberlerini alıyoruz ancak asıl neden aşı olmadığı sorusuna verdiği cevap hepimizi şok ediyor.
60 + yaşındaki aşı olmak isteyen babaya "aşı olmayacaksın" diye çemkiren babasının açtığı dükkânı çalıştıran evlatların olduğu bir ülkede yaşamanın zorluğunu ve hüznünü yaşıyoruz.