Satılık tetikçilerin pusu kurarak sıktığı hain kurşunlarının hedefi oldu.
Satılıkların olduğu yerde satın alanların da olduğunu unutmadan, bu menfur suikastın tetikçilerinin bulunup en ağır cezaları alması yürekleri yakan ateşi soğutmaz.
Eski zamanlarda
Bir sağcı öldürüldü mü; faillerinin soldan,
Bir solcu öldürüldü mü; faillerinin sağdan olduğu düşünülüp olay öyle araştırılırdı.
O eski zamanlar “sağcısıyla, solcusuyla” kardeşin kardeşe kırdırılarak, ülkemizin karanlığa sürüklenmek istendiği ve büyük acılar çektiğimiz yıllardı.
Sonra gençler kullanıldıklarını fark ederek bu oyunu bozdu.
Gençler “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” diyerek birbirini dinlemeye başladı ve anlamaya çalıştı.
Kerametin sağda solda değil, Misak-ı Milli sınırlarından doğacak güneşin Türk Dünyasını aydınlatacağı ülküsünde olduğunu anladı.
Bu bazılarının işine gelmedi…
Dünyanın en pahalı topraklarında yaşıyoruz.
Vatanseverimiz de çoktur, hainimiz de…
Bu Anadolu topraklarında gözü olan da vardır, onların hain emellerine alet olabilecek satılık insanlar hep vardı, bundan sonra da var olacaktır.
Sinan Ateş önce Türk’tür
Sonra bir ülkücüdür.
Sonra bir Bursalıdır.
Sonra bir Bursasporludur.
Sonra bir TEKSAS lıdır.
Doç. Dr. Sinan Ateş, çağı yakalamanın, kavgadan değil, bilimden geçtiğine inanarak ülkemizin en değerli irfan yuvalarından biri olan Hacettepe Üniversitesinde, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde doktora yaptı.
Sinan Ateş’in menfur suikast ile şehit olduğu haberi duyulduğunda, çevremde sağcısı ile solcusu ile üzülmeyen bir Allah’ın kulu olmamasına şaşırmadım.
Bizler ışığı görerek aydınlandık ama karanlıkta iş tutanlar, kaos yaratmak için karanlıkta yaşamaya devam ediyor.
Sinan Ateş’in ailesi, her şehit ailesi gibi, bu hain saldırıyı siyaseten kullanmayın, acımıza saygı duyun diyerek vakur bir duruş sergilerken…
Devlete ve bize düşen bir namus borcu vardır
Bu borç, iki tetikçi ile yardım ve yatakçılarının faillerin hep kullandıkları “Yan baktı vurdum. Başkasına benzettim. Öldürmek maksadı ile ateş etmedim. Hatırlamıyorum ” palavralarına inanmayıp, tetik çektiren, azmettiren namussuzları en kısa zamanda bulup hesap sormaktır.
Bu olay bütün yönleri ile araştırılmalı ve kamu vicdanı rahatlatılmalı, devlet töhmet altında bırakılmamalıdır.
BEKA denilen şey tam da budur!
Sinan Ateş giderken bile bu millete bir şey öğretti.
Doğruyu yanlıştan ayıramadığın bir an gelebilir.
Ama yanlışı doğruya katmak yok…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Gürçay
Sağ sol değil, beka meselesi
O
Sayfalarına böyle bir not düşmüştü…
Düşersin, tökezlersin aksarsın ama
Yere yatmak yok!
Bazen refaha boyun yetmeyebilir ama
Eğilerek pisliğe batmak yok!
Bazeni, belkisi, aması olmaz…
Adam satmak yok!
Ama
Satılık tetikçilerin pusu kurarak sıktığı hain kurşunlarının hedefi oldu.
Satılıkların olduğu yerde satın alanların da olduğunu unutmadan, bu menfur suikastın tetikçilerinin bulunup en ağır cezaları alması yürekleri yakan ateşi soğutmaz.
Eski zamanlarda
Bir sağcı öldürüldü mü; faillerinin soldan,
Bir solcu öldürüldü mü; faillerinin sağdan olduğu düşünülüp olay öyle araştırılırdı.
O eski zamanlar “sağcısıyla, solcusuyla” kardeşin kardeşe kırdırılarak, ülkemizin karanlığa sürüklenmek istendiği ve büyük acılar çektiğimiz yıllardı.
Sonra gençler kullanıldıklarını fark ederek bu oyunu bozdu.
Gençler “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” diyerek birbirini dinlemeye başladı ve anlamaya çalıştı.
Kerametin sağda solda değil, Misak-ı Milli sınırlarından doğacak güneşin Türk Dünyasını aydınlatacağı ülküsünde olduğunu anladı.
Bu bazılarının işine gelmedi…
Dünyanın en pahalı topraklarında yaşıyoruz.
Vatanseverimiz de çoktur, hainimiz de…
Bu Anadolu topraklarında gözü olan da vardır, onların hain emellerine alet olabilecek satılık insanlar hep vardı, bundan sonra da var olacaktır.
Sinan Ateş önce Türk’tür
Sonra bir ülkücüdür.
Sonra bir Bursalıdır.
Sonra bir Bursasporludur.
Sonra bir TEKSAS lıdır.
Doç. Dr. Sinan Ateş, çağı yakalamanın, kavgadan değil, bilimden geçtiğine inanarak ülkemizin en değerli irfan yuvalarından biri olan Hacettepe Üniversitesinde, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde doktora yaptı.
Sinan Ateş’in menfur suikast ile şehit olduğu haberi duyulduğunda, çevremde sağcısı ile solcusu ile üzülmeyen bir Allah’ın kulu olmamasına şaşırmadım.
Bizler ışığı görerek aydınlandık ama karanlıkta iş tutanlar, kaos yaratmak için karanlıkta yaşamaya devam ediyor.
Sinan Ateş’in ailesi, her şehit ailesi gibi, bu hain saldırıyı siyaseten kullanmayın, acımıza saygı duyun diyerek vakur bir duruş sergilerken…
Devlete ve bize düşen bir namus borcu vardır
Bu borç, iki tetikçi ile yardım ve yatakçılarının faillerin hep kullandıkları “Yan baktı vurdum. Başkasına benzettim. Öldürmek maksadı ile ateş etmedim. Hatırlamıyorum ” palavralarına inanmayıp, tetik çektiren, azmettiren namussuzları en kısa zamanda bulup hesap sormaktır.
Bu olay bütün yönleri ile araştırılmalı ve kamu vicdanı rahatlatılmalı, devlet töhmet altında bırakılmamalıdır.
BEKA denilen şey tam da budur!
Sinan Ateş giderken bile bu millete bir şey öğretti.
Doğruyu yanlıştan ayıramadığın bir an gelebilir.
Ama yanlışı doğruya katmak yok…