SON DAKİKA
Hava Durumu

Üç film izledim…

Yazının Giriş Tarihi: 16.01.2023 13:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.01.2023 14:05

2023'de ikisi dijital platformda, birisi Nilüfer Belediyesinin desteklediği “ Başka Sinema Rota: Bursa ” etkinlikler kapsamında Konak Kültür Merkezi salonunda olmak üzere üç film izledim.

Bir film eleştirmeni, sinema uzmanı değilim ama günün sonunda izlenme sayısının öğesi bir sinemasever olarak düşüncelerimi paylaşmak istedim.

İlki sıkı takipçisi olduğum “Avrupa Yakası” dizisinin hayranı olduğum yazarı ve oyuncusu olan Gülse Birsel’in bir apartman, bir muhallebici dükkânı ve bir derginin yazı işleri odasından ibaret ortamdan fışkıran enerji hepimizi diziye bağımlı yapmıştı.

İşte o Gülse Birsel’in kaleminden çıkan senaryo, müthiş bir kadro ve büyük bütçe ile “ Yılbaşı Gecesi “ filminde neler olabileceğinin hayali ile ekran karşısına geçtim. Film bittiğinde dimağımda kekremsi bir tat ile ne izlediğimin farkında bile olamadım. Böylesine har vurulup harman savrulmuş paralarla oluşturulmuş abartılı dekorlar eşliğinde ancak bu kadar kötü bir film çekilirdi.

O kadar emek var bari ona saygı duymalıyız demeyin filmde sadece çok para harcanmıştı ve emek bile yoktu.

İkinci izlediğim film Ata Demirer’in yazıp oynadığı bir dönem filmi olan “Bursa Bülbülü” idi.

Ata Demirer, “EYVAH EYVAH” serisi ile yakaladığı çizgiyi “ Bursa Bülbülü” ile daha da yukarılara taşıdığı bu filmde, esas oğlan Hüseyin Badem’in aksine yarattığı kavruk bir karakter olan Peruklu Cengiz ile gönülleri fethetti.

Bir dönem filmi olan ve Bursa tarihinde iz bırakmış Altın Ceylan, Çokran Plak, Deli Ayten gibi karakterleri izlerken o yılların tanığı olarak çok etkilendim.

 Ata Demirel’in Fatih Altaylı ile sohbetinde ifade ettiği, bizim de aşırı göç talebi sonucu Bursa’nın başına iyi şeyler gelmiyor dediğimiz gibi kentsel dokunun bozulması neticesinde bazı Bursa sahnelerinin Erdek’te çekilmesine çok üzüldüm.

Sadece hanlar hamamlar bölgesi ve tek gece mahallesi değişmeden yerinde duruyordu.

Bursa Bülbülü komedi gibi başlayan ilerledikçe duygusal romantizm ile bir sarıp sarmalayan, finalde dramına bizi ortak edip gözlerimizi buğulandıran bir film olarak lezzetini damağımda ve dimağımda bıraktı.

Üçüncü film ise  “ Başka Sinema Rota: Bursa ” etkinlikler kapsamında Konak Kültür Merkezi salonunda izlediğim “KAR ve AYI” idi.

KAR ve AYI” Antalya Film Festivalinde birçok ödülü heybesine koyan bir filmdi ama festival filmlerinin “sanatsal farkındalığının” izlerken beni zorlayacağı ön yargısıyla salonda yerimi aldım.

Film, Doğu Anadolu’da bitmek bilmez bir kış ve yoğun kar yağışı nedeniyle yolların kapandığı, insanların zorlu doğa koşulları altında yaşadığı bir kasabada geçiyordu.

Ustalıkla kurgulanan filmi izlerken sıcacık salonda gerçekten üşüyorsunuz ama konusu kış değil.

Filmin adını aldığı Kar değil, ayı değil, kasaba değil, köy değil.

İzlerken geriliyorsunuz ama bir gerilim filmi değil.

Başarı ile içinize düşürdüğü kurt ile şüphe ve gizem sizi sarıveriyor ve kendinizi bir labirent bulmacanın içinden çıkmak için çabalarken buluyorsunuz.

Olaylar Aslı Hemşirenin mecburi hizmet görev yeri olan Akçeken kasabasına gelişi ile başlıyor…

Aslı Hemşire, Samet, Hasan, Hayri, Ayten, Cemile, Mahmut, karakterleri “Bu rolde başka oyuncu oynasaymış olmazmış" dedirtecek kadar sağlam oturmuştu

Dahasını anlatmadan kesinlikle izlemenizi öneririm.

İki Bursalının iki önemli rolde oynaması da cabası idi.

Demek ki neymiş?

Güzel bir eserin ortaya çıkması için büyük bütçeler, janjanlı isimler gerekmiyormuş.

Yaptığı işe inanarak onu sevmekmiş…

Sevgi emekmiş…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.