Üç Şeytan ve Aslan Mustafa'm!

Sana pozitif bakmak için birçok nedenim var.

Bunların içinde en çok sevdiğim ama asla birinci sıraya koymadığım Elmasbahçeli dostum arkadaşım rahmetli İrfan Er'in oğlu olmandır.

Bursaspor'da oynarken Samet Aybaba' nın sana soğuk bakmasının nedenini öğrenmek için çırpınırdı rahmetli...

Gün geldi kıdemden kaptanlık pazubendini taktın ama bu kez tribünlerin önüne atılan futbolcu olsan da saygını kaybetmeden dama dedin ve ayrılıp gittiğin Konyaspor'da kaptanlığa kadar yükseldin.

Ardından maddi olarak ihtiyacın olmamasına rağmen çok sevdiğin futbolun peşinde koşarak Anadolu'yu gezdin.

Bu arada sevgili dostum, baban İrfan Er'i çok erken yaşta kaybettin.

Aktif futbolculuğa noktayı koyduğun gün yuvana dönerek altyapı hocası oldun.

Lobi yapmak, adam bulmak hiç senin işin olmadı ve Bursaspor ne derse onu yaptın.

Ali Ay'ın bizi küme düşürmek için çok uğraştığı ve 5 hoca değiştirerek götürdüğü sezonun son maçında takımın başında çıktığın Trabzonspor maçında galip gelerek Ali Ay'ın planlarını o sene için alt üst ettin, takımını ligde bırakan hoca oldun.

Ona bile bahane bulanlar, şans diyenler hatta başka şeyler diyenler oldu ama futbolda zaten biraz şans biraz da başka şeyler olmadan sonuç alınmıyor ki!

Bu kez oldu, bizden bir çocuk çıktı diyemeden Ali Ay ve şürekası tarafından manasız bir göreve verilerek ipin çekildi ve gönderildin.

Senin ağzından bir tek kötü söz duyulmadı.

Ama Ali Ay ve şürekası bir sezon sonra emeline ulaştı.

Şikeci olduğunu kitabında itiraf eden Bakkal'ı takımın başına cellat olarak getirdi ve infazı gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz sezon da "mecburiyetten" gençlerle başladık.

Hem de iyi başladık ama baştaki şeytan para indirmek için cebinden kuruş koymadan önce tahtayı açtırdı, ardından topladığı paralarla 14 transfer yaparak takımın kimyasını bozdu ve çıkamadık.

Şeytan giderken ben bu takıma 14 milyon verdim diye kayıt düştü ve aklını çeldiği üyelere kendini ibra ettirdi.

Son üç yılda devlete toplam 500 bin lira gelir beyan eden ve asgari ücretli kadar vergi ödeyen Mesut Mestan mahkemede 14 milyonun hesabını paşa paşa verecektir.

Ardından sopanın ucu hangi şeytana değerse değsin bu hak mücadelesine devam edilmelidir.

Bu sezon, uzun yıllar sonra ilk kez çok parası olmayan ama cesur yürekli ve dürüst Başkan ve insanlardan oluşan yönetime sahip olduk.

Açık, şeffaf ve attığı her adımı Bursa'nın dinamikleri ile paylaşan yönetime destek olmak gerekiyor.

Kasası boş, borcu çok, gelirleri yok, tahtası kapalı Bursaspor'a "popüler" hoca gelmezdi.

Ama zaten Erkan Başkan'ın tercihi de popüler değil yürekli, bu kentin gücüne inanan bir hoca ile yürümekti.

Sanıyorum diploması bile yeterli değildi ama diğer özelliklere fazlası ile sahip olan Mustafa Er ile yürümeye karar verildi.

Elindeki genç fidanlarla başladığı ligde ilk tökezlediğinde diş bileyenler, kurnazlar hatta bazı iyi niyetliler bile ondan hoca olmaz demeye başladılar ama o dinlemede kaldı.

Ben de; "Saha kenarında silahsız asker gibi gezinme, dik dur." dedim.

Doğru eleştirilerden ders çıkardı.

Bugün belki de dünyada oynadığı her lig maçında gol atan tek takımın Teknik Direktörü Mustafa Er'dir.

Son üç yılda yaşadıkları pişmiş tavuğun başına gelmeyen Bursaspor, inançla çıktığı yolda sezon sonunda nerede olursa olsun kazanmış olacaktır.

Hani bizlerde sözde değil özde destek olalım dersek var yaaa...

Kimsenin ummadığı taş olur baş yararız!

Bursaspor'un filizleri ve fidanları bugün Avrupa dahil bütün takımlardan teklif alıyorsa, bu onların karakterli kişiliklerinin yanı sıra, dürüst yönetim ve başarılı teknik kadronun eseridir.

Gönül ister ki; o fidanların dibine zehir dökülmesin ve kendilerini yoktan var eden Bursaspor'a imza atarak gitsinler ve markanın hakkını ödesinler.

Aslan Mustafa'nın hikayesini anlatırken son üç yılında filmini çekmiş olduk.