Günlendir herkes yazdı çizdi Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketini.
Hep birlikte okuduk, izledik, üzüldük, ağladık, uykularımız kaçtı, boğazımızdan lokma geçmedi yeri geldi.
Şahsi olarak bağışlar, yardımlar yaptık deli divane olduk!!
Acı kapladı her yerimizi…
Fakat bu yaşadıklarımız sadece bizi ilgilendiren duygulardı.
Her ne yaparsak yapalım ateş düştüğü yeri yaktı!!!
Pandemi ile birlikte hayatımıza giren ’Normalleşme’ kelimesi bir türlü normale dönmez oldu…
Normalleşme diye bir durum kalmadı artık hayatlarımızda
Deprem ülkesi Türkiye!
Depremle yaşamaya alışmak!
Deprem öldürmez bina öldürür!
Buna benzer bir çok cümle öğüt nasihat..
Peki tamam da yayın organlarından günlerdir Marmara Depremi alarmı veren hocalarımız, üstelik direk Bursa’yı işaret eden yer bilimcilerimiz haberiniz var mı biz birey olarak deprem çantası hazırlamak dışında hiçbir hazırlık yapamayız!
Zor şartlarda aldığımız yuva haline getirdiğimiz evlerimiz bizim sığınağımız.
Depreme dayanıklılık testi yaptırsak ne fayda..
Son depremde gördük yıkılan çatlak patlak binalara bile az- orta hasarlı raporu verildi!!
Bursa ova şehri yapılaşma olamaz yerle bir olur diyorsunuz, ama ova da o şehir kuruldu!
Nilüfer’de binalar rant amaçlı yapıldı büyük bir bölümü yıkılacak diyorsunuz, ama o binalar ranta mahkum edildi ve yaşam var artık!
Eşyaları sabitleyin diyorsunuz , bina, duvar, zemin sağlam olmadıktan sonra ben o sabitlemeyi yapsam ne çare!
Buralardan göç edip tarla alıp üzerine prefabrik ev kondurmak ise imkansıza yakın bu saatten sonra! (ekonomide önemli tabi)
Bursa’da yaşamak, korku içinde yaşamaklaeş değer oldu!
Evet korkuyorum…
Evet kaygılıyım….
Evet uyuyamıyorum…
Kendim ve sevdiklerim için endişeleniyorum…
Ve bu anksiyetik duygular içinde normalleşmeye çalışıyorum..
Deprem çantamı ve yaşam üçgenimi hazırladım.
Çaresizlik içinde şiddeti 7’nin üzerinde olacağı söylenen Bursa’da yaşanacak depremi ‘KUZU KUZU’ bekliyorum..
Sebahattin Ali’nin Sırça Köşk kitabında dediği gibi;
“Bilirsiniz böyle yerlerde beklemek, her an bir şey olması ihtimali içinde saatlerce, günlerce hiçbir şey olmadan beklemek azapların en korkunçları arasındadır.Kafanıza dolmak isteyen türlü ihtimallerle zaman zaman yüreğinizin çarpıntısı artarak beklemek.
Daha iyi bir fikri olan varsa çıksın ortaya…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özlem Üney
Bursa’da 'KUZU KUZU' depremi beklemek!
Günlendir herkes yazdı çizdi Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketini.
Hep birlikte okuduk, izledik, üzüldük, ağladık, uykularımız kaçtı, boğazımızdan lokma geçmedi yeri geldi.
Şahsi olarak bağışlar, yardımlar yaptık deli divane olduk!!
Acı kapladı her yerimizi…
Fakat bu yaşadıklarımız sadece bizi ilgilendiren duygulardı.
Her ne yaparsak yapalım ateş düştüğü yeri yaktı!!!
Pandemi ile birlikte hayatımıza giren ’Normalleşme’ kelimesi bir türlü normale dönmez oldu…
Normalleşme diye bir durum kalmadı artık hayatlarımızda
Deprem ülkesi Türkiye!
Depremle yaşamaya alışmak!
Deprem öldürmez bina öldürür!
Buna benzer bir çok cümle öğüt nasihat..
Peki tamam da yayın organlarından günlerdir Marmara Depremi alarmı veren hocalarımız, üstelik direk Bursa’yı işaret eden yer bilimcilerimiz haberiniz var mı biz birey olarak deprem çantası hazırlamak dışında hiçbir hazırlık yapamayız!
Zor şartlarda aldığımız yuva haline getirdiğimiz evlerimiz bizim sığınağımız.
Depreme dayanıklılık testi yaptırsak ne fayda..
Son depremde gördük yıkılan çatlak patlak binalara bile az- orta hasarlı raporu verildi!!
Bursa ova şehri yapılaşma olamaz yerle bir olur diyorsunuz, ama ova da o şehir kuruldu!
Nilüfer’de binalar rant amaçlı yapıldı büyük bir bölümü yıkılacak diyorsunuz, ama o binalar ranta mahkum edildi ve yaşam var artık!
Eşyaları sabitleyin diyorsunuz , bina, duvar, zemin sağlam olmadıktan sonra ben o sabitlemeyi yapsam ne çare!
Buralardan göç edip tarla alıp üzerine prefabrik ev kondurmak ise imkansıza yakın bu saatten sonra! (ekonomide önemli tabi)
Bursa’da yaşamak, korku içinde yaşamakla eş değer oldu!
Evet korkuyorum…
Evet kaygılıyım….
Evet uyuyamıyorum…
Kendim ve sevdiklerim için endişeleniyorum…
Ve bu anksiyetik duygular içinde normalleşmeye çalışıyorum..
Deprem çantamı ve yaşam üçgenimi hazırladım.
Çaresizlik içinde şiddeti 7’nin üzerinde olacağı söylenen Bursa’da yaşanacak depremi ‘KUZU KUZU’ bekliyorum..
Sebahattin Ali’nin Sırça Köşk kitabında dediği gibi;
“Bilirsiniz böyle yerlerde beklemek, her an bir şey olması ihtimali içinde saatlerce, günlerce hiçbir şey olmadan beklemek azapların en korkunçları arasındadır. Kafanıza dolmak isteyen türlü ihtimallerle zaman zaman yüreğinizin çarpıntısı artarak beklemek.
Daha iyi bir fikri olan varsa çıksın ortaya…