Hemşerim, memleket nire? Face!
Aaaa ben de Faceliyim...
Neresindensin Face'nin?
Cumhur mahallesi, sen?
Millet mahallesi.
Millette kimlerdensin?
Muhalifoğullarından, çok kavga olur bizde.
Sen kimlerdensin?
Ana tarafı Bahçeligiller, baba tarafı Trolzadeler, bize yandaşgiller derler...
Muhalifgillerden kimlerdensin, 6 sülale var orada.
En büyük olan Halkçıgillerden, bir tarafımda İyioğullarından...
Ha bildim....
İşte böyleyken böyle. Çok fena ayrıştık dostlar.
Aynı sokakların sidik ve rutubet kokan taşlı, çamurlu yollarında birlikte büyüdüğümüz, dizlerimizi yaraladığımız, sokak çeşmesinden kana kana su içtiğimiz, cami avlusunda, betona yatıp serinlediğimiz bütün arkadaşlarımızla yollarımız ayrıldı.
Fena ayrıldı.
Aynı yolda gidenler bile, şeritleerini ayırdı.
Kimimiz çok geride kaldı, bir kısmı yitip gitti.
Bir kısmımız çok ileri gitti, gidiş o gidiş.
Geçtiği yerleri yakıp yıkarak gidenlerin izlerini görüyor, tanıdığımızı, bildiğimizi söylemeye utanıyoruz.
Geride kalan ve düşüp yaralananları dönüp yerden kaldırdık, zorlananların koluna girip hızımızı azalttık, ne çok geride kaldık, ne çok öteye gittik.
Etrafımızla birlikte aynı yolda, düşe kalka gidiyoruz.
Çocukken kavga edince, barışmamız için bize baskı yapan, hatta döven büyüklerimizin bıraktıkları mirası Tereke Hakimi önünde ararken, esas miraslarının içimizdeki sevgi tohumu olduğunu, bu uzun yolda nefret yağmurları yağarken anladık. Ne çok geç kalmışız sevgi tohumunu yeşertmek için.
Bakmayın suratıma, o tohum içinizde.
Tohum yeşerince, üzerinize yağan nefret sıyrılıp gidiyor.
Bir bakıyorsunuz, çocukluğunuz uyanmış.
Korkmayın, bırakın içinizdeki çocuğu.
İnanın dünya daha güzel olacak.
Kimgillerden olduğunuzun bir önemi kalmasın.
Sadece o olduğu için, orada olduğu için, gördüğünüz ve duyduğunuz için sevmeyi deneyin.
Hani çocukluğumyzda, hangi evde doğup, kimin sütünü içtiğini merak etmediğiniz arkadaşlarınızı sever gibi sevin beni ve birbirinizi...
İnanın her şey çok daha güzel olacak.
Yaptıkları için değil ama, var oldukları için birbirini seven insanlara ihtiyacımız var.
Sevgiye, sevmeye, sevilmeye, koşulsuz sarılmaya ihtiyacımız var.
Işıklarınızı açın, sevginiz yeşersin, korkmayın...
İçinizdeki çocuk neşesi hiç eksilmesin. Işığa aşkla...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yüksel Civelek
Aşkla, Sevgiyle
Hemşerim, memleket nire?
Face!
Aaaa ben de Faceliyim...
Neresindensin Face'nin?
Cumhur mahallesi, sen?
Millet mahallesi.
Millette kimlerdensin?
Muhalifoğullarından, çok kavga olur bizde.
Sen kimlerdensin?
Ana tarafı Bahçeligiller, baba tarafı Trolzadeler, bize yandaşgiller derler...
Muhalifgillerden kimlerdensin, 6 sülale var orada.
En büyük olan Halkçıgillerden, bir tarafımda İyioğullarından...
Ha bildim....
İşte böyleyken böyle.
Çok fena ayrıştık dostlar.
Aynı sokakların sidik ve rutubet kokan taşlı, çamurlu yollarında birlikte büyüdüğümüz, dizlerimizi yaraladığımız, sokak çeşmesinden kana kana su içtiğimiz, cami avlusunda, betona yatıp serinlediğimiz bütün arkadaşlarımızla yollarımız ayrıldı.
Fena ayrıldı.
Aynı yolda gidenler bile, şeritleerini ayırdı.
Kimimiz çok geride kaldı, bir kısmı yitip gitti.
Bir kısmımız çok ileri gitti, gidiş o gidiş.
Geçtiği yerleri yakıp yıkarak gidenlerin izlerini görüyor, tanıdığımızı, bildiğimizi söylemeye utanıyoruz.
Geride kalan ve düşüp yaralananları dönüp yerden kaldırdık, zorlananların koluna girip hızımızı azalttık, ne çok geride kaldık, ne çok öteye gittik.
Etrafımızla birlikte aynı yolda, düşe kalka gidiyoruz.
Çocukken kavga edince, barışmamız için bize baskı yapan, hatta döven büyüklerimizin bıraktıkları mirası Tereke Hakimi önünde ararken, esas miraslarının içimizdeki sevgi tohumu olduğunu, bu uzun yolda nefret yağmurları yağarken anladık.
Ne çok geç kalmışız sevgi tohumunu yeşertmek için.
Bakmayın suratıma, o tohum içinizde.
Tohum yeşerince, üzerinize yağan nefret sıyrılıp gidiyor.
Bir bakıyorsunuz, çocukluğunuz uyanmış.
Korkmayın, bırakın içinizdeki çocuğu.
İnanın dünya daha güzel olacak.
Kimgillerden olduğunuzun bir önemi kalmasın.
Sadece o olduğu için, orada olduğu için, gördüğünüz ve duyduğunuz için sevmeyi deneyin.
Hani çocukluğumyzda, hangi evde doğup, kimin sütünü içtiğini merak etmediğiniz arkadaşlarınızı sever gibi sevin beni ve birbirinizi...
İnanın her şey çok daha güzel olacak.
Yaptıkları için değil ama, var oldukları için birbirini seven insanlara ihtiyacımız var.
Sevgiye, sevmeye, sevilmeye, koşulsuz sarılmaya ihtiyacımız var.
Işıklarınızı açın, sevginiz yeşersin, korkmayın...
İçinizdeki çocuk neşesi hiç eksilmesin.
Işığa aşkla...