MİLYONER MİYİZ?

Yine Milyon konuşur olduk. Ne ara düştü sokağa bu Milyon.

Daha ülkenin yarısı Binlere alışmamış, hala pideye 10 Milyon derken, üründen rüşvete, daireden dükkana "Milyon" demeye başladık.

Enflasyon yüksek kabul, ama yine de çok uzaktı  MİLYON!

Daha dün 200.000 Liralık daire bugün 5 Milyon oluverdi.

Paranın da, aklımızın da değeri yok. Bu belli.

Tek fark, Bir Milyona girdiğimiz umumi tuvalet, bugün 5 Lira.

Üstelik turnike var, kolonya yok.

Su ve aydınlatma, sadece 5 Lira.

Cami, Belediye farketmiyor, seçilmiş Başkan veya atanmış Müftü 5 Lirayı söke söke alıyor.

Turnike var kapıda, resmi üniformalı güvenlik kontrolünde bütün işlem.

Yakında, 200 lük banknot yetmez olacak.

Sabah bozdurdum, öğlen düşürdüm zannettim.

500 lük, 1000 lik derken gidiyor uzaya doğru.

Küsüratlar önem kazanmaya başladı.

Sonu 90 ile biten etiketler sardı rafları.

Kapkacak, giyim kuşam astronomik, etiketler komik.

Düdüklü tencere, 13.399.5 Lira...

İçine et sıkışmış haburger, 70.98 Lira, menü fiyatı, 112.99 Lira, fukara patates olmuş sarı altın...

Soğan be soğan, halkası 5 tane, 34.99 Lira.

Buyur!

34.99  dedik işte...

Yeme!

Yaşam kalitem, hakkım, yemek istiyorum...

Bu ay Hamburger ye, önümüzdeki ay soğan halkası ye, bir sonraki ay patatesi yersin...

Ay mı yok, bekle sırasıyla ye...

Adını söylemeyi beceremediğin kahve çeşitlerine 96.99 Lira ödemesini biliyorsun.

Ama benim yaşam kalitem bunlar, üstelik hakkım...

O zaman, hakkını istemeyi öğren önce.

Nasıl?

Ohooo senin önce bol miktarda biber gazı yemen lazım, bak o bedava...

Nasıl yani?

"AÇIM" Yazan bir pankart al, çık Taksime doğru, gerisini Devletin Şefkatli kollarına bırak...

Biberin en gazlısı, dayağın en afillisi, nezarethanenin en serin ve en kirlisi hizmetinde.

Eee sonuç?

Yaşam kaliten, Milyonun kadar yavrum.

Milyonun yoksa otur paşa paşa...

Hergün Halk Ekmek, ayda bir Et Balık kuyruğuna alış...