Koyu renk takımın içindeki o boş ve soğuk hali bozmadan uzaklaşmak zor elbet.
Lacivertin hakkını verip tırmamdıkları yerde hiç rahatzız edilmeden sallanmaya devam etmelerini de izlemek eğlenceli...
Seçime kadar başımı derde sokmadan bir yazının daha sonuna geldik.
Yapımda ve yayında emeği geçenlere teşekkür ederim...
Hecin Devesi gibi süzüle süzüle gezen, etrafımı yok sayıp, kente zorla monte edilmiş adaylarımıza sevgi, saygı ve derin muhabbetlerimle...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yüksel Civelek
Pardon!
Pardon!
Bir fotoğrafımızı çeker misiniz?"
Sorusuyla karşılaşmayanınız var mı?
Ya ben de fotoğrafçı tipi var veya o çevrede en aval, avare, boşta beni görüyorlar...
İşte sırf bu tür taleplerden kurtulmak için kendime "önemli adam" duruşu seçmem gerek.
"Birader bi el atıversene" duruşum var, bunu biliyor ve zaten sık, sık yaşıyorum.
Bildiğim örnekleri deneyemiyorum, resmi giyinip, hep traşlı ve janti olmak gerek, bana çok uzak...
Rengarenk giyinirim, spor giyerim,yaşıma, başıma bakmadan hem hızlı yürür, hem etrafla ilgilenirim...
Çevreyi ve özellikle insanların yüz ifadelerini, gözlerini incelerim...
Kayıtsız durma ihtimalim de yok anlayacağınız.
Bir de içimden tanımadığım o asık, gergin meraklı, telaşlı suratlarla konuşurum.
Çok zaman bu konuşma içimden de olsa, dışıma bir gülümseme olarak çıkıverir.
Çok zaman, yanımda biri varsa alınır, bozulur, hatta bir an konu dışında bir şey görüp gülünce, üzerine alınıp küsen bile oldu...
Sıkıntılı adamım vesselam....
Acilen somurtmayı, ciddi durmayı ve etrafa karşı kayıtsız kalmayı öğrenmem gerek.
Issız adam olamam ama, hiç değilse kalabalık içinde nemrut bir hal alabilirim...
Bak işte pek çok örnek var.
En kolay rol.
Kimsecikler bulaşmaz.
Bulaşmadıklarımdan biliyorum.
Öyle adamlar ve kadınlar var ki, bir gülümsese, yüzü cam gibi kırılacak zanneder, selam vermeye, hatır sormaya korkarım.
Neme lazım, riskli..
Düşünsene, elini sıkıyorsun, adam kırılıp dağılıyor, işin yoksa süpür dur...
Kürek lazım, faraş lazım, çöpe taşımak lazım, bunları düşünüp herifin suratına bakarlen gülmemek lazım...
Koyu renk takımın içindeki o boş ve soğuk hali bozmadan uzaklaşmak zor elbet.
Lacivertin hakkını verip tırmamdıkları yerde hiç rahatzız edilmeden sallanmaya devam etmelerini de izlemek eğlenceli...
Seçime kadar başımı derde sokmadan bir yazının daha sonuna geldik.
Yapımda ve yayında emeği geçenlere teşekkür ederim...
Hecin Devesi gibi süzüle süzüle gezen, etrafımı yok sayıp, kente zorla monte edilmiş adaylarımıza sevgi, saygı ve derin muhabbetlerimle...