Geçen hafta bir kaç işyeri ziyaretim oldu.
Genelde, üretim alanlarına girip çıktığım için ofislere girmiyorum.
Malum, ofisler ter kokusu ve kirli ayakabıya göre değildir.
Uzun süredir ofis görmüyor olmanın verdiği cehaletle şaşırdım kaldım.
O tepeden inme siyasal yöneticiler, neler yapmışlar öyle?
Arkaları yanları, önleri plaket dolmuş.
Kediyi öldüren merak işte, bir kısmını okudum, çişini kendi yapana bile plaket vermişler.
Plaket efendim, plaket...
O ne?
Plaket işte...
Nereden çıktı o plaket?
Adettendir!
Canı sıkılan, iş yapıyormuş gibi davrananlar, çokluk göstermelik tören yaparlar ve "Emeği geçen"
(ne demekse?) herkese plaket dağıtırlar.
Ne emeği geçer o plaket alanların?
İhalesinde aracı olmuştur, imarında tefeci olmuştur, işlemesinde yiyici olmuştur, olmuştur da olmuştur.
Hiç olmadıysa ayağının tozuyla törene katılıp onurlandırmıştır.
Bir plaketçik, ne var ki bunda?
Ne demek ne var?
Çok şey var efendim, çok şey...
Mesela gerçek plaket kime verilir?
Mesleğinde, işinde, bir grup içinde başarı göstermiş, öne çıkmış kişilere verilir.
Kim ki bunlar?
O kibirden kaf dağına çıkmış burnunu bir indir hele, anlatayım;
Öğreten, didinen, alınteri ile bilgisini harmanlayan, ortaya bir eser veya nesil çıkaran Öğretmen ve Bilim Adamlarına, bir eseri tasarlayıp onu üreten Mimar, Mühendis, İşçiye, sportif müsabakada başarı gösteren ve katılım gösteren Sporculara, verilir.
Öğrencilere de gösterdikleri başarı ve katılımlarından dolayı verilir.
Değeri içeriğinde olmalıdır.
Peki, neden itiraz ediyorsun plaketlere?
E, önüne gelene plaket verirsen, değersizleşir, ucuzlar, anlamını kaybeder.
Sırf normal, görevini yaptığı için hiç kimseye plaket verilmez.
Farklı, geliştirici katkı koyanın değeri düşer.
Sırf "ayıp olmasın" diye, kapının önünden geçene bile plaket verilmesi, ucuzluktur.
İşte böyleyken böyle.
Siz, siz olun, beni ofisinize davet ederken beş defa düşünün.
Çok fena dalga geçerim, ona göre...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yüksel Civelek
Plaketçi geldi hanım
Geçen hafta bir kaç işyeri ziyaretim oldu.
Genelde, üretim alanlarına girip çıktığım için ofislere girmiyorum.
Malum, ofisler ter kokusu ve kirli ayakabıya göre değildir.
Uzun süredir ofis görmüyor olmanın verdiği cehaletle şaşırdım kaldım.
O tepeden inme siyasal yöneticiler, neler yapmışlar öyle?
Arkaları yanları, önleri plaket dolmuş.
Kediyi öldüren merak işte, bir kısmını okudum, çişini kendi yapana bile plaket vermişler.
Plaket efendim, plaket...
O ne?
Plaket işte...
Nereden çıktı o plaket?
Adettendir!
Canı sıkılan, iş yapıyormuş gibi davrananlar, çokluk göstermelik tören yaparlar ve "Emeği geçen"
(ne demekse?) herkese plaket dağıtırlar.
Ne emeği geçer o plaket alanların?
İhalesinde aracı olmuştur, imarında tefeci olmuştur, işlemesinde yiyici olmuştur, olmuştur da olmuştur.
Hiç olmadıysa ayağının tozuyla törene katılıp onurlandırmıştır.
Bir plaketçik, ne var ki bunda?
Ne demek ne var?
Çok şey var efendim, çok şey...
Mesela gerçek plaket kime verilir?
Mesleğinde, işinde, bir grup içinde başarı göstermiş, öne çıkmış kişilere verilir.
Kim ki bunlar?
O kibirden kaf dağına çıkmış burnunu bir indir hele, anlatayım;
Öğreten, didinen, alınteri ile bilgisini harmanlayan, ortaya bir eser veya nesil çıkaran Öğretmen ve Bilim Adamlarına, bir eseri tasarlayıp onu üreten Mimar, Mühendis, İşçiye, sportif müsabakada başarı gösteren ve katılım gösteren Sporculara, verilir.
Öğrencilere de gösterdikleri başarı ve katılımlarından dolayı verilir.
Değeri içeriğinde olmalıdır.
Peki, neden itiraz ediyorsun plaketlere?
E, önüne gelene plaket verirsen, değersizleşir, ucuzlar, anlamını kaybeder.
Sırf normal, görevini yaptığı için hiç kimseye plaket verilmez.
Farklı, geliştirici katkı koyanın değeri düşer.
Sırf "ayıp olmasın" diye, kapının önünden geçene bile plaket verilmesi, ucuzluktur.
İşte böyleyken böyle.
Siz, siz olun, beni ofisinize davet ederken beş defa düşünün.
Çok fena dalga geçerim, ona göre...