Sakız hanımla Mahur bey

Başlığın yazıyla ilgisi yok, şarkıyı dinle, yazıyı öyle oku, belki bir anlam kazanır, aksi halde, "işte hendek, işte deve" durumları yani...
Bugün komik yazı yazacaktım. Önce sosyal medya, sonra genel medya sayfalarına bir yazı düştü.
Önce trol saldırısı zannettim ama, şartlar buna izin vermedi.

Yazı değil aslında, fetva...

Sadece paragraf sonlarında "uymayanların tiz boynu vurula" demedikleri kalmış.

Sorun ne mi?

Parti içi Demokrasi isteyenlere ultimatom aslında...

81 İl ve 500 küsür İlçe teşkilatı kimleri vekil görmek istiyorlarsa, Kadın ve Gençlik Kollarına sorup, Erkek Kollarında karar verdikten sonra, ağzı yapıştırılmış bir zarf içinde Genel Merkeze "DEĞİL" Oğuz Kaan Salıcı'ya iletecekler...

Zinhar, başkasına değil, Oğuz beye.

Güvenilecek başka kimse olmadığı açık ve net...
Oğuz bey de, zaman bulursa oturup bu listeleri okuyacak (mış)...
Zarflar neden yapıştı?
Neden son dakika bu temayül ki, değil?
Akıl almaz bir son dakika Parti içi Demokrasi gösterisi.
Whattsapp veya Mesenger daha icat edilmediğinden maalesef durum bu.
Bir soru da kulunuzdan;
Zarftan çıkan ucu yanık pusulaları kim, nasıl yorumlayacak?
Sorular, sorular...
Yanıt yok, fetvayı hazırlayanlar bile gülmekten kırılmıştır...
CHP, anlaşılan "AKP ve MHP  oylarıyla reddedilecek önergeler vermek için TBMM yolunda...
Öyle ya, bir yanlışlık yapıp beni vekil gösterecek, önerge vereceğim, reddedecekler...
Sonra?
Dünyalarını başlarına geçirir, hepsine dünyayı dar ederim...
Çocuk tacizini, kamu yolsuzluklarını, kadın cinayetlerini, yandaş yayınları, haksız kazançları, hazine soygunlarını yazıp vereceğim, üç dakikada reddedip konuyu kapatacaklar öyle mi?
Kurarım Kızılaya çadırı, 24 saat canlı yayın yapar, kıyameti koparırım...
Haklı adamlar yahu, ben de olsam, beni vekil yapmam...
Elde hazır, her söyleneni yapan, hiç kimseyi rahatsız etmeden hatta kendi işini yaparken vekilliğini unutanlar varken, neden yenileriyle başlarını derde soksunlar ki?
Hani yeni bir söylem var;
" BİZ BÖYLE İYİYİZ"...