Nedir bizim bu LGBT lilerden alıp veremediğimiz. Niye kabullenemiyoruz insanların cinsel tercihlerini? Hani insan haklarına, özgürlüklerine saygımız vardı. Degil muhafazakarlar, sözde çağdaşlar bile sindiremiyor LBGT'lilerin bu toplumda eşit yurttas olarak yaşamalarını, çekinmeden "cinsel tercihim bu" diyebilmelerini. Çünku bizim gibi olmadıkları için alay ediyoruz, çoğu zaman küfür öznesi olarak kullanıyoruz onları. "Biz böyleyiz"demelerini kabullenemediğimiz gibi , haykırışlarına / hak arayışlarına yasak koyuyoruz..
Koskoca profesör, ilahiyat fakültelerinde ders veren, Ebubekir Sofuoğlu, Avrupa Şampiyonu olan A Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncularından Ebrar Karakurt'un cinsel yönelimi nedeni ile " lezbiyenliğe bulaşmış bu kupayı reddediyorum" diyor. Üniversitede hocalık yapan bir adam, cinsel veya dinsel tercihlere saygı duyması gerekirken , bilinçaltındaki ötekilere olan nefretini kusmaktan çekinmiyor.
Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı İ. Melih Gökçek de, Ebrar'ın sosyal medyada "boş yapma Abdulhamit" paylaşımını alıntılayarak "Sen milli takıma layık olmayan bir LBGT'lisin," diyerek, başarıyı aşağılama hadsizliğini sergiliyor.
Ne yazik ki, nefretle çürümüş beyinler, uluslararası başarıyı göremeyecek kadar kör olmuş gözler, farklı cinslerin yaşam haklarını ellerinden almaya yeltenen muhafızlar var aramızda.
Sadece bunlar da değil, dillendirmeye cesaret edemeseler de, çağdaş geçinenlerin bakış açısı da hemen hemen aynı. Onlar da bu durumu pek içlerine sindiremediklerinden, "İstedikleri gibi yaşasınlar, ama "benden uzak olsunlar" kafasındalar.. İşkembe- i kübradan atmıyorum tabii, yaşadığım örnekler var. Yıllar önce yetenekli ve çalışkan olduğunu gördüğüm, üniversitede okuyan bir genci işe almıştım, meğer gay imiş. Benim için hangi cinsiyette olduğu degil, işini iyi yapıyor olması önemliydi. İşletmenin bağlı oldugu derneğin yöneticileri, " bu i… yi burada çalıştıramazsın" diye tepki göstermiş, onları karşıma alma pahasına, o gencin çalışmaya devam etmesini sağlamıştım. Aradan yıllar geçti o genç, yüzlerce şarkıya söz yazdı, ünlü oldu, iyi de bir insan oldu. O gün bu i. Yi niye çalıştırıyorsun diyenler , bugün onunla fotoğraf çektirip, sosyal medyada görünmek için can atıyor.
O gay öncelikle, toplumun ön yargılarını kırmak için bin kat, işinde başarılı olmak için yüzbin kat çalıştı. Başarısı ile, ona engel olanların başını öne eğdirdi ama ya engelleri aşamayanlar? Yolunu bulamayanlar, mücadele gücü olmayanlar ne yapıyor? Cinselliklerini yaşamaktan vaz mı geçiyor, ya da gizlice yaşayıp iki yüzlü bir hayatları mı oluyor? Biz de bilmeyerek, görmezden gelerek, bu iki yüzlü hayatın değirmenine su mu taşımış oluyoruz ?
Allahtan, söz konusu başarı, güç ya da vatan olunca saflarımızı hemen değiştiriyor, kin ve nefret duygularımızı bastırmayı becerebiliyoruz.. Çok özlediğimiz başarıyı gücü elde edince, Türk adını dünya sahnelerinde görünce, tek yürek oluyoruz. Söz konusu olan, basketbol veya voleybola olan ilgimiz degil aslında. Söz konusu Ebrar'ın lezbiyenligini onaylamak da. Başarıya olan etkisi yüzünden onu destekliyoruz. Ya tersi olsaydı , Ebrar'ın yanlış smacı yüzünden oyunu kaybedip şampiyon olmasalardı, yine de alkışlayacak mıydık, lezbiyen kızımızı?