Zeytinin zararlarından korunmak için önce deniz kıyılarında zeytin ağacı bırakmadık ve yerlerine senede sadece 30 gün yaşayacağımız beton siteler diktik ama bitiremedik.
Sahil boylarını yeşil bir kuşak gibi saran zeytin ağaçlarını kesip yerine ışıl ışıl parlayan tatil köyleri ve oteller yaptık.
Geceleri havai fişekler atılan, animatörlerin kucakta balon patlattığı, sahneye fışkırtılan sabun köpüğü ile dans edildiği kültür ve sanat etkinlikleri ile ülkemiz abat oldu ama yine zeytin denilen o uğursuz ağacın kökünü kurutamadık.
Şükürler olsun ki; devlet zeytinin topluma verdiği zararı toptan ortadan kaldırmak için maden yasası ile zeytinliklerin imha edilip, altındaki madeni çıkarmaya izin vererek insanlığı zeytin belasından kurtarıyor.
Biz zeytini bereket, barış ve hatta hayat belirtisi ağaç olarak bildik.
İslam inancımıza göre Nuh tufanı sonrasında artık suların çekildiği müjdesi bir güvercinin ağzında gelen taze zeytin dalı ile verilmişti.
Ve bence taşıdığı besin değeri, yağ, kalori, vitaminler, mineraller açısından beslenme ve insan beyninin gelişmesi için çok değerli bir meyve olduğundan ALLAH’ın insanlığa bahşettiği en değerli nimetlerin başında gelir.
Ve hatta yine bence nişasta ve karbonhidrattan ibaret olan undan çok daha büyük bir nimettir.
"İlim Çin’de olsa gidiniz" diye öğüt veren bir Peygamberimiz (SAV) var ve ilim tahsil etmek için vitaminlerle beslenen, sağlıklı düşünen bir beyne ihtiyacımız var ya!
İşte zeytinin laneti de burada başlıyor.
Midesi ekmek ile doyan, beyni sadece nişasta ve karbonhidrat ile beslenen bir kafaya her şeyi yaptırabilirsiniz.
Beyine gerekli vitamin, yağ ve mineraller gittiğinde ise o beyin düşünür, sorgular ve araştırır.
Bütün medeniyetlerin zeytin ağaçları arasından fışkırmasının nedeni de budur.
Bu temsili resim ve yorumu ancak bir ot beyinliye inandırabilirler ama ben Elhamdülillah Müslümanım ve inanmıyorum.
Ben Müslüman olduğuma göre bunların ne olduğunu bilmiyorum ama Müslüman olmadıklarına eminim.
Yeter ya!
Bu coğrafyanın en değerli, en uzun ömürlü ve yangın, betonlaşma, talan gibi her türlü mezalime rağmen binyıllarca ayakta kalan zeytinine dokunmayın.
Bu memlekette her türlü beyin yaşıyor ama ülkeyi ayakta tutan kafaların ot beyinli olmadıklarını anlayın.
En ömürlümüz 100 yıl yaşıyor, iki nesil sonra torunlarımızın laneti bizi mezarımızda ters çevirecektir.
Uyanalım ve dini de bilimi de böyle ahmakça yayınlardan değil, sadece ilk emri OKU olan Kuran-ı Kerim den öğrenelim!